İKTİSADİ VE MALİ SAHADA mak istenen durumun meydana gelmesi- ne sebep olmuştur Öğretmen olarak kimselerin adedi artıyor. Verem yatağı sayısı kabarıyor. Yol, köprü, çeşitli mahsüller için fabri- kalar, Umanlar, barajlar, elektrik tesis- leri, silolar medeni insan cemiyetlerinin sahip oldukları hayatı rahal ve kolay ya- kalamazlar. Hareket halinde olan hayat, cemiyeti buna zorlar. O halde bu yolda yapılanlar en normal ve tabii işler olmak lazım gelir. Bu arada ise hürri- yetlerden katiyen fedakârlık edilmez, edilemez. Töreni seyredenler Ağaoğlu'nun suratı gene — asık Memleketimizde kalkınma adı allın- olmamaya başlamıştır. lince: Bunlar vergiler, lar ve enflâsyon yaratıcı kaynaklarıdır. iç olsun kalkınmanın bütün yükü n olarak vatandaşın sırtına yüklenmekte- dir. Bu gün vatandaş bir taraftan hayat seviyesi geriliyerek kalkınmanın finans- manına iştirak ettiriliyor. Diğer taraftan müstakbel borç tediyeleri sebebile gele- cek kazançları rehnedilmiş bulunuyor. Başbakan unun konuşması sarasında bir sürü göze hoş gelici rakam veriyor. Fa- kat artan hayat pahasından, enflâsyonun Y gün biraz daha şiddetlenen yıkıcı te- sırlerınden dış borçlar ve bunların önü- müzdeki devrelerde sebep olacakları yük- lerden hiç bahsetmiyor. Tediye muvaze- nemiz ne âlemdedir? Paramızın iç ve dış 14 değerinin kaydettiği düşmeler daha ne ktadar lâkaydi ile seyredilecektir? Yapılan yatırımların tahmin neticeleri neler olacaktır? Bunların hepsine karşıt- lık teşkil edecek potansiyel ihtiyaçların miktar ve vüs'ati nedir? Kurulan ve ya- pılanlar bir gün atıl kalmak durumuyla ve cevapsız kalmaktadır. sap edilmek ve boş ümide kapılmak yü- zünden yarın beklenen neticeler tahak- kuk etmezse katlandığımız fedakârlıklar boşuna gitmiş ve zorla elde edebildiği- z kaynak ve kuvvet]erımızı heba etmiş olabılırız Bütün bu hnoktaların enine boyuna hesap edilip tartışıldığına dair vatandaş kafalarındakı mevcut tatmınsız— kandırıcı hiçbir delil Fakat herhalde şurası da var ki, «zararın neresinden dönülse kârdır.» Maliye Turistik Döviz Sebebi pek anılaşılmıyan bir bi k defalar yabancı gazete mu- habirlerinin memleketim ize ait enteresan bazı havadisleri bizim gazetelerden önce elde edip kendi gazetelerine bildirmeleri- dir. Son günlerde buna benzer bir hâdi- husus, al Times'in İstanbul muhabirinden ala- rak neşrettiği bir habere göre, Türk #bir turistık dö iz ihdasına sa kurları arasında değişecektir. —Ayni habere bakılırsa geçenlerde hükümete bir iktisadi Trapor vermiş olan Mas Thomburg Başbakan'a Türk parasının devalüe edilmesini teklif etmiş, fakat Menderes bunu kati olarak reddetmiş- Ür. Gerek muhalefette oldukları sıralar- da gerekse iktidara geçtikten B bakan, Maliye Bakanı ve Demokrat Par- tinin diğer birçok ileri gelenleri 7 eylül 1946 da yapılan devalüasyonu acı acı tenkit etmişler ve C. H. P. aleyhinde en tesirli propaganda vasıtalarından biri o- larak kullanmışlardı. En son olarak Ma- liye Bakanı yaptığı radyo konuşmaların- dan birinde (Bak: Akis, sayı 65, İkti- sadi Hayata Ait Konuşmalar) eski ikti- dar zamanında para kıymetinin çok düş- tüğünden ve üstelik bu düşüşün 7 eylül kararları ile tescil ettirildiğinden ten- kitkâr bir ifade ile bahsetmişti. O za- manki konuşmasından Başbakanın para kıymetinin düşmesine sebep olmayı ayrı, bunu devalüasyon yaparak tescil ettirme- yi ayrı bir kabahat olarak kabul ettiği anlaşılıyordu Bu anlayışın yeni bir tezahürünü yukarıda bahsettiğimiz gazete haberınde görmekteyiz. Halbuki Ciddi Sözler sonlarında yapılacagı hal- ün programı hazırlan- mış ve radyoda ilan dahı edilmiş- ti - Demokrat - Partinin başında bulunanların önümüzdeki hafta toplanacak olan Büyük Kongrede övünebilmelerini temin için bugü- ne bırakılan ve hepsi bır araya ge- Yazın d ansı» Bayındırlık Bakanı Kemal Zeytinoğlu kurulan Kemal Zeytinoğlu İstikbale bakış kürsüye çıkmış ve ciddi ciddi aşa- ğıdaki sözleri söylemiştir: ütün temel atmalara ve kuşadlara yetişemiyoruz. Hatta ba- zen, böyle gece bile temel atıyoruz. Önümüzdeki aylar ve bütün 1956 senesi hep böyle geçecektir». Bu sözler radyolarda da okun- muştur. ümidle devalüasyonu mutlaka zararlı bir şey o- larak kabul etmek ve ondan bir afetten kaçar gibi kaçmak doğru değildir. AKİS'- in eski sayılarında hangi şartlarda deva- lüasyona müracaat edilebileceği ve han- gi şartlarda edilmesi lâzım geldiği ifade edilmişti. Onun için bu mesele üzerinde tekrar durmak istetmiyoruz. Pek çok işle- rimizde olduğu gibi bu işte de iktidar meseleye iktisadi değil, siyasi gözlük ile bakmaktadır. Meselelerin günlük tedbir- lerle halline gayret edilmektedir. İhracatta pirim verilen malların ar dedi gün geçtikçe artmaktadır. Hacılara AKİS, 15 EKİM 1955