EDEBİYAT Tenkid Edebiyat ve Politika Bundan bir ay kadar önce Karpiç Lo- kantasının yazlık Amerıkan barına, k Koltu— yı- t i Şa- hap Sıtkı İlter'di. İki kişinin oturduğu bir masaya hitaben: «— AÂzizim, dedi, damakıllı benzettim!» İki adam hayretle Şahap Sıtkı'ya Şahap Sıtkı bir sandalya çekip masaya oturdu. Henüz baştan 70 sayfa- sı açılıp okunmuş olduğu masadakiler- Yakup Kadri'yi ay den biri tarafından sonradan anlaşılan bir kitabı eliyle havaya doğru tutarak: «— Okuyun şunu» dedi. Okudular: "PANAROMA" Şahap Sıtkı bundan sonra «Panaro- ma» hakkında yazdığı tenkitlerini bir bir arkadaşlarına gösterdin onların fikirle- rini sordu. Bu hâdiseden bir müddet sonra ilk olarak 26 Eylül 1955 tarihli Zafer gazetesinin Üüçüncü «Panaro- ma üstüne bir tenkit denemesi» başlıklı ve Şahap Sıtkı imzalı bir razı çıktı. Bu 6 sayı kadar sürecek olanların ilkiydi ve şöyle — baslıyordu: «Yakup Kadri Karaosmanoğlu da ilk gençlik yıllarımızda bel bağladığımız, p Batının sahiden değerleri ma gü olan eser]erını tanıdıktan sonra yanıldığı- mızı acı acı anladığımız yazarlarımızdan biridir,» Sahap Sıtkı'nın hakcası — Zafer ga- Yakup Kadri Karaosmanoğlu Siyasi hedef 20 zetesinin - maksadı açıktı. Zira, Yakup Kadri son zamanlarda «Ulus» a ve D. P. ye mütemayil «Tercüman» gazetesine Za- fer gazetesının hiç te hoşuna gitmeyecek yazılar makta ve inandığı fikirleri tam bir hurluk içinde iki gazetede birden i- fade etmekteydi. Bu böyle olamazdı. Ya- kup Kadri'nin vurulması gerekti. Zafer'- cı]erın aklına ilk olarak Sahap Sıtkı gel- Şahap Sıtkı hikayeciydi. Hem, iyi hi- kayesıydı Ona, Yakup Kadri aleyhıne bir yazı pek âlâ yazdırılabılırdı Nitekim yazdırıldı. Şahap Sıtkı, bu yazıyı yazma- ğa bir b gazetesinde tefrika edilmek üzere bekle- mekteydi. Fakat, Şahap Sıtkı işe yanlış yerden başladı. Yukarda «Panaroma üstüne bir ifadesiydi. ne oturtulmuş, işte bunun içindir ki, ya- sar yer yer tenakuzlara, polemik acemi- liklere ve alâkasızlıklara düşmüştü. Me- selâ muharrir ilk çıkan yazısının bır ye- rinde söyle diyordu ir romana, ışte bir fikir romanı dıyebılmek için, bizim bildiğimiz, o ro- manın bir toplumun belli başlı bir dâ- vasını de alması, kılı kırk yaran bir ti- tizlikle, bu dâva karşısında kişilerinin hem teker teker, hem de topluca ruh haletlerının urun uzun incelenmesi ge- rekir.. Şahap Sıtkı, bu tarifini yaptıktan sonra yazısını tarifinde vaz'ettiği esaslar- la kıyaslıyor ve Yakup Kadri'nin bir ro- man değil, «uzun makaleler» yazdığını, tiplerinin tamamen kendi ağzından ko nuştuğunu, kısaca manın bütünüyle başarısız, değersiz olduğunu söylemek is- tiyordu. Şahap Sıtkı tamamen haksızdı. Gö- zü kapalı, çala kalem, sırf kötülemek maksadiyle ele aldığı denemesi, vazarın kendi kendini yıkmıştı. Çünkü: Yakup Kadri, Şahap Sıtkı'- nın tarifini ele alacak olursak, görecek- tik ki: 1 — ",. Toplumun belli başlı bir dâvasını...' (Inkılapların memleketimiz- de 'tabı olarak yerleşmemiş bulunmasını) ele almış, 2 — «... kılı kırk varan bir incelikle bu dâva karşısında kişilerinin hem teker teker, hem topluca ruh hâleterini uzun uzu mektuplarda belirttiği husus- lar. Halil Remzi'nin konuşmaları bunun en canlı delilidir.) ahap Sıtkı'nın bır tenkıt denemesı» «Panaroma üstüne adlı Zafer gazetelerinde çıktı. Yazı akı makaleden ibaretti. — Bilinmez bir sebepten dolayı dördüncü, beşinci ve altıncı kısımlar gazetede çıkmadı. Bu tenkit fivaskosu siyasi bakımdan vurulamayan Yakup Kadriye edebi bir tenkit polemiğiyle de bir şey yapılama- masının dolayısiyle bir aczin en güzel Şahap Sıtkı Boşa dönen çark belırtısıydı Halbuki istense objektif bir nüne serilebilirdi. tildiği gibi Yakup Kadri'ye karşı böyle bir yazının yazdırtılmasının sebebi açık- tı: Hırs. Üstelik Şahap Sıtkı zekice hare- ket etmesini bilememiş ve tam şarklı bir usulle Yakup Kadri için kazdığı çukura yazısını neşreden gazete ile birlikte ken— disi düşmüştü. Arkası gelmiyen yazı, belirttiklerimizin en kuvvetli sahık- leri olarak ortada durup durmaktadır. Yakup Kadri'nin edebiyattaki yeri Yakup Kadri Karaosmanoğluna, siyasi fikirleri bakımından Zafer gazetesi kızabilirdi. Demokrat Partinin 2 numa- ralı lideri Fuad Köprülü de bu yazılar- dan almış olabilirdi. Ama tutup ta o- nu edebi tarafından vurmaya çalışmak büyük bir hataydı. Zira Yakup Kadri is- mini bizim edebiyat tarihimizde işgal et- tiği şerefli mevkiden biç kimse - hele ne bir Şahap Sıtkı - çıkaramazdı. Buna şebbüs etmenin, güneşi balçıkla sıvamak- tan zerrece farkı yoktu. Ama Yakup Kad- ri'nin edebi bakımdan da tenkid edile- cek tarafı yok muydu, «Panaroma» her turlu tenkıdın üstünde mıslı dunyada etmemektedir. İyi tarafları da vardı, ha az iyi kısımları da... Ama «fısıldama» kokan, üstelik bası sonu belli bir takım yazılarla böyle bir edebiyatçı yı kötülemeye kalkışmak, her şeyden ev- vel bir edebityaçıya yakışmazdı. Şimdiye kadar münekkid rolüne çı- kanların türlü sebeplerden dolayı şu ve- kid ediyor ve unutulmak maziyi hatırlatıyor diye kızılan bir ede- bi şahsiyeti tutup ta o partinin gazete- sinde edebi tenkid maskesi altında ver- meye kalkışmak yeni bir keşif sayılabi- lirdi. Yeni har keşıf ama, her halde mak- bul bir keşif değil. AKİS, 15 EKİM 1955