YURTTA OLUP BİTENLER Şimdi, eğer Genel İdare Kurulu kendile- rini azalıktan çıkardıysa bu sıfatları kal- kıyordu. Gerçi partinin milletvekili ola- rak toplantıyı takip edebilirlerdi. Ama söz alamazlardı. Ancak Genel İdare Ku- rulunun, iki azasını böylece atmak se- lâhiyeti yoktu. Hem gerek Fevzi Lütfü Karaosmanoğlu, gerekse Prof. Fethi Çe- likbaş kongre kararıyla söz alabilirler ve fikirlerini söyleyebilirlerdi. Her halde, Fuad Köprülü imzasını taşıyan mektup- ta fazla bir sarahat yoktu Cepheler alınıyor hâdiselere yakından vakıf olan- se «Sarolcular» ve <«İspat hakkı taraftar- lar» demek lâzımdır. Sarolcuların başın- da bizzat Adnan Menderes vardı. Genel Başkan o sırada ideal arkadaşına sıkı sı- kıya elinden tutmuş görünüyordu. Tıpkı yetin sembolü haline gelmişti. muharebesi Büyük Kongrede verilecekti. Sarolcular Büyük Kongreye serbest git- mek istiyorlardı. Öyle anlaşılıyordu ki Adnan Menderes kendi şahsını ortaya koyacak ve Partinin başında kalmak i- çin istediği tüzük tâdillerimin kabulünü, istediği kimselerin icra organlarına geti- rilmesini şart koşacaktı. Fevzi Lütfi Ka- raosmanoğlu ve Fethi Çelikbaş'a gönde- rilen mektuplar bu iki milletvekilinden ziyade Büyük Kongreye hitap ediyordu ve Adnan Menderes'in ağzından diyordu ki: «Ya ben, ya onlar». İpler artık ta- mamiyle kopmuştu. Karaosmanoğlunun ve Çelikbaş'ın Büyük Kongreye alınıp a- lınmamaları bahis mevzuu değildi. El- bette ki gireceklerdi. Konuşacaklardı da. Tevfik İleri Ekrem Hayri Üstündağ Rakibi Rauf Onursal Delegelere, onları dinlemeksizin her han- gi bir karar aldırtmak imkânsızdı. Ama herkesin bilmesi lâzımdı ki Adnan Men- deres ile ispat hakkı taraftarları arasın- da bir ihtilâf vardır ve bu ihtilâf kat'i şekilde halledilmelidir. Her hangi bir uyuşma artık bahis mevzuu değildir. Sarol bombası İşte bu sıradadır ki salı gecesi geç vakit Adnan Menderes hükümetinin kudretli bakanı Dr. Mükerrem Sarol'un istifa etmiş olduğu duyuldu. Başbakan Sarol cephesinin üç kalesi Sebati Ataman Devlet Bakanına , bu istifanın <«par- maksadiyle ya- Mükerrem Sa- istifayı kabul etmişti. pıldığını bildirdiler. Dr. rol istifasına o etiketi yapıştırmıştı. Der- hal ortaklıkta sabık Devlet Bakanının Genel Başkan Vekilliği» — veya Sekreterliği» adını taşıya- vazifeye getirileceği rivayetleri dolaştırılmaya başlandı. Halbuki bu tah- minler insan mantığım bir kaç yerinden yaralıyordu. Dr. Mükerrem Sarol Devlet Bakan- lığından istifa 'etmişti. Mükemmel. Ama Partimin, Adnan Menderesten sonra 2 numaralı adamı olması karşısında Fuad Köprülü ne diyecekti? Fuad Köprülü Başbakan — Yardımcılığı gibi protokolde mevkii yüksek, ama fonksiyonu olmayan bir sıfatla mı iktifa edecek, asıl kuvvet membaı olan Partiyi rakibi Sarola mı bırakacaktı? Buna inanmak pek güçtü. Sonra, Genel İdare Kurulunun bugünkü azaları arasında bakanlık yapanlar ek- sik değildi. Samed Ağaoğlu, Sıtkı Yırcalı, Emin Kalafat, Osman Şevki Çiçekdağ bunlar arasındaydı. Bunlar Genel İdare Kuruluna girmeyecekler miydi? Ya, biz- zat Fuad Köprülünün durumu ne ola- caktı? Adnan Menderes bunların hepsini Dr. Mükerrem Sarola feda mı edecekti? Sabık Devlet Balkanının yakınları tara- fından gazetecilerim kulağına fısıldanan rivayetler pek sağlam — görünmüyordu. Hem /Partide fiili bir vazife almak için evvelâ seçilmeyi beklemek, tercihi ondan sonra yapmak gerekmez miydi? Nitekim son büyük kongrede bazı bakanlar Genel İdare Kuruluna seçilmişler, fakat bir kıs- mı bakanlığı bir kısmı Genel İdare Ku- rulunu tercih etmişti. Meselâ Tevfik İ- leri Milli Eğitimi ve 009 numaralı ara- Muzaffer Kurbanoğlu AKİS, 15 EKİM 1955