SPOR Son maçlardan Yeni dedikodu leri belli olan bu davayı hal yoluna sokmak büyüklüğünü göstermemiş- tir. Su sporları o kadar başı boş ve o kadar bakımsız bir branştır ki ha- ni senenin muayyen aylarına inhisar eden çalışmalar ve yapılan müsaba- kalar mutad hilâfına çıkılıp da yapı- lamıyacak olursa, hiç kimse yadır- gamıyacaktır desek pek de hata et- miş olmayız. Son defa Barcelonda ya- pılan Akdeniz oyunlarına katılmış ol- duğumuz kadromuza Yılmaz özüak ve Engin Unal gibi iki kıymeti dahil edemeyişimiz * tahsisat yokluğu se- bebiyle * bu branşa lakayt kalışımızı gösterecek pek canlı bir misaldir. A- danada Halil Dalhan isminde bir ant- renörün mevcut olduğunu bilen kaç kişi vardır? Onun mütevazı çalışma- sı neticesinde Türk sporuna yapmış olduğu hizmetleri kaç kişi takip et- mektedir? Bir Unsal Fikirci kimin e- seridir? Bunları cevaplandıracak şa- hıslar yoktur. Biz zannederiz ki man- tar misali bir insan çıkar gelir ken- di fitri kabiliyeti ile havuza atlar Yılmaz Özüak gibi Avrupa çapında bir kıymeti bir hamlede geride bıra- kır. O zaman alkışlamak zahmetine katlanırız. Fakat yaptığımız 1ş bun- dan ileriye gitmez. Sonra mevsim ge- çer herkes yerli yerine gider ta bir dahaki seneye kadar bir ölü sükütu gelir etrafı kaplar. Seneye bakarız bir başka. kabiliyet daha çıkar bir an için onu da alkışlarız, fakat teş- vik görmeyeni alâka görmeyen genç eğer ısrarla, azimle çalışıp karşımıza muhtelif müsabakalarda çıkmayacak olursa ismi hafızalarımızdan pek ça- buk silinip gider. Geçen senelerde kendisi ile görüştüğümüz Adana Böl- gesi antrenörü bu mevzuda hakikaten bizleri üzüntüye boğacak şeyler an- lattı. Onu bu çetin müsabakalar are- fesinde anmak Türk sporu 1çın bir vazifedir. Halil'in en az bu spora yü- zücü ve antrenör olarak 25 senelık bir emeği geçmiştir. Keşke herkes o- nun kadar Türk sporu için faydalı o- labilse... Galatasaray — şampiyon! Bir — müddetten beri devam eden İs- tanbul su topu şampiyonası maç- larında büyük bir başarı gösteren Ga- latasaray takımı geçen hafta içeri- sinde Modasporla 6-6 berabere kalmış olmasına rağmen şampiyonluğu al- mıştır. Bilhassa genç yüzücülerden müteşekkil olan ve ilerisi için istik- bal vadeden Galatasaray takımını bu başarısından dolayı tebrik ederiz. Atletizm Balkan şampiyonası Geçen hafta Cumartesi ve Pazar günleri Üsküpte Türkiye, Yugos- lavya ve Yunanistan ordu atletleri- nin iştiraki ile ordular arası Balkan şampiyonası yarışmaları yapıldı. Us- küp stadının tribünleri müsabaka sa- atinden çok evvel tıklım tıklım dolu idi. Yarışlardan evvel umumi kanaat Yugoslavların şampiyon olacağı mer- kezinde toplanıyordu. Fakat Yunan- lıların en kıymetli atletleri kısa bir müddet için askere aldıkları ve mü- sabakalara soktukları görüldü. Spor- tif bir hadisede bu şekilde hareket etmek acaba spor anlayışı ile ne de- rece kabili telifti. Bu usule Yugoslav lar ve biz de pek âlâ müracaat ede- bilirdik. Ordu takımımızdaki atlet- lerle iştirak edişimiz zekâmızın kıtlı- ğına mı verilecekti? Hem zaten bu- na ne lüzum vardı. Daha bir ay ev- vel İstanbulda Balkan şampıyonası karşılaşmaları yapılmamış mı O zaman her'üç milletin de aldıgı de- receler herkesin malümudur. Yunan- l1 dostlarımızın (!) bu mağlübiyete anları herhalde fazla sıkılmıştı. Her işte olduğu gibi a zevahiri kurtarabilmek için bu yolu tuttular. iki gün yapılan karşılaşmalar neti- cesinde 174 puvanla Yunanistan bi- rinci, 150 puvanla Yugoslavya ikin- ci ve 114 puvanla biz üçüncü olduk. Kapanış merasiminde — Makedonya Başkumandanı General Hamoviç at- letlerimizi metih eden sözler söyle- di. Halbuki mevcut duruma göre Ge- neralin en iri kupayı alan Yunanlı atletleri övmesi icap ederdi. Fakat bu hadise açık gözlülüğün sporda kıymeti olmadığım bir kere daha gösteriyordu. AKİS, 10 EYLÜL 1955