İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Fuar Umumi karakter satırların yazıldığı sırada İzmir ride bırakmış bulunuyor. Bu yılki Fuar hakkında umum' . bir hüküm vermek gerekirse, geçen yıllarınkine nazaran, muhtelif bakımlardan daha z başarılı olduğu kolaylıkla iddia edilebilir. Böyle bir hüküm mek- le bir haksızlık ve hata yapmış,oldu- ğumuzu da zannetmiyoruz İzmir Enternasyonal Fuarı, Kül- turpark denilen geniş'bir saha dahi- Ağustostan 20 Eylüle ka- nasyonalliği de buradan d uar, ikinci dünya harbinin de- tiği sıralar, bir kaç yıl yalnız millî fuar olarak açılm Harbin sona ermesinden beri her yıl yabancı devletler fuara muntazaman — katıl- maktadırla Fuarlar milletlerarası ticari-ikti- sadi münasebetlerin gelişmesinde bü- yük rol oynarlar. Milletlerin karşlık- h olarak birbirlerinin ıktısadı kabili- e tiklerini görürler. Ayni istihsa zuunda faaliyet gösteren memleket- lerin müstahsilleri arasında mukaye- se imkânları fuarlar sayesınde yara- bi ayyen bir istihsal şubesini ilgi- lendırmek üzere spesifik yahut bir memleketin her türlü istihsal kolla- k şe- Arjantinin merke- endustrı fuarı spesıfık ithalât ve ihracat fuarı diye ayırmaktadırlar. İzmir Fuarı henüz bir ithalât fuarı- dır. Ekonomimizin gelişmesi, ihraç kabiliyetini haiz mallarımızın istih- sali arttıkça tedricen- karma bir ma- mânasiyle tahakkuk edebilmekten uzak kalmıştır. Filhakika bu yıl fuara on altı devlet ıştırak etmıştır Geçen yıl iş- tirak eden 18 idi. on altı dev- letin besi demır perde gerisi peyk devletleridir. Geriye kalan on bir devletin bir kısmının pavyonları tam olarak dolu olmadığı bir tarafa ba- Havyar, Memen bütün dünya memleketle- rinin Maliye Bakanları ' veya onların en' selâhiyetli temsilcileri şu günlerde İstanbulda toplanmış olacaklardır. Gayeleri elbette ki Türkiyenin iktisadi ve mali vazi- yetini tetkik etmek değildir. Fara Fonu toplantılarında bulunacaklar ve batı camiasını ilgilendiren mü- him meseleleri müzakere edecek- lerdir. Fakat bu arada Türkiyeye “husust bir alâka göstermemeleri imkânsızdır. Bu bakımdan böyle er zim için hakıkaten buyuk bir talih eseridir. Türkiyenin büyük malf sı- kıntı teinde bulunduğunu inkâr et- menin lüzumu yoktur. Yabancıla- ra karşı ödenmemiş — borçlarımız hem büyük bir yekün tutmakta, hem de alacaklılarımız husust ti- lid zararlarını mütemadiyen kendi larına şikâyet mev- Ekonomi fuarında borçlarımızın ödenmiş ol- duğunu söylerken neyi kasdetti- ğini anlamak pek müşküldür. Zira o İzmir fuarı ki geçen yılkı fuarda satılan eşyaları bedeli hen transfer edilmediğinden - fuardan evvel o transferlerin hususi şekilde yapılacağı vaad ve temin olun- muştu - bir çok memleket şeklen iştirak etmiş, bazıları ise her şe- ye rağmen katılmamıştır. Bunları söylememizden — maksad şudur: Türkiyeyi, içinde olan ve bu yüzden borçlarını ödemekte büyük müşkülâtla — karşı karşıya kalan bir memleket olarak bilmek- tedirler. Hakikat de Şimdi Demokrat Parti iktida- rının şatafat merakı pek de- lillerle ortada bulunduğundan bir noktayı hatırlatmak istiyor Ba kanlar ve diğer temsilciler şerefıne * tertiplenen ziyafetlerde, kokteyl- lerde, suvarelerde Allah rızası için batılı ölçülerle hareket edelim, zılan halen bomboştur. İştirak eden devletler arasında' Libyanın iştiraki sadece sembolik mahiyettedir. Bu seneki durum beşi bulan peyklerin fuar- Sayıları ö varlık — bilhassa man ve diğer bir kaç yabancı let pavyonlarının kısmen noksan maları peykler pavyonları- güzel — olmasına gayret ve itina etmişler. Bunlar a- rasında Çekoslovak ve Polonya pav- yonları bilhassa zikre şayandır. Bu ıstakoz ve fedakârlık Türkiyenin darlık ve sıkıntı çeken bir memleket olduğunu — hatırdan çıkarmıyalım,, misafirler üzerinde envai çeşit y k ve içkilerle de- ğil, cıddıyetımızle, sıkıntıya katla- nıştaki ve karımızla tesir etmeye çalışalım. Gösterelim ki işleri cid- diyetle ele atmış ve ayağımızı yor- ganımıza göre uzatmış bulunuyo- ruz. İstersek harp sonrası İngılte- ek Almany: yapılanların hududunu aşmayalım. olur, Lâle devrini hatırla- kabul resimleri verecek zen- ginlikte değiliz, biz şatafat yarışı- na çıkmadık, biz elimizdeki imkân- ları en lüzumlu yere tahsis etme- ye mecbur bir milletiz. Fakir mil- letiz. Bunun utanılacak bir tarafı yoktur. Utanılacak taraf, içerde isra- fin son kertesine varmışken dışa- rıya olan borçlarımızı ödemez va- ziyette görünmektir. Maliye ba- ese- lelerin ziyafet sofralarında halle- dilmesi batıda âdet değildir. Sof- rada gülünür, söylenir, baş salla- nır, hattâ adde bulunulur Ama iş fıılıyata ıntıkal etti as ihtisas konuşur. Memleketin hakiki çehresı, imkânları, hali ve istik - bali göz önünde- tutulur. Batıda işler böyle görülür. pavyonlarda medeni cemiyet hayatı- mın 'hemen her türlü ihtiyacına kar- şılık teşkil, eden malların teşhir edil- susi teşebbüs ve dolayısiyle iktisat mevcut değildir. Her tü miyet faaliyeti gibi iktisadi faalıyet— ler de tamamen devlet kontrol ve i- daresi altındadır. Komünist devletler bu gibi milletler arası faalıyetlerde beliren, propaganda ve gösteriş im- kanlarından azamı derecede istifade etmemektedirler. Almanyası dev- Alman pavyonunda da AKİS, 10 EYLÜL 1955 -Aynı rinde Fuardaki