Dersin sonu Bol bol imza bik edilen, bu çok basit istirahat (ekli, insana hoş bir rahatlama ve huzur hissi de verecektir. Artist olmak istiyor musunuz? Hollywood'a — davetedilen bir Fran- sız yıldızı Brigitte Bardot kendi- si gibi artist olmak istiyen küçük bir kıza, on yaşındaki bir başka Brıgıt— te'e, Amerikaya gitmeden, şu t sıyelerde bulunmuş: . Moda, sadelik temposu üzerin- de ılerlemektedır Hoşa gitmek isti- yen kadın mümkün mertebe az bo- yanmalı, bence hiç koku kullanma- Cilde iyi bakmak, akşam- lan biraz pudra sürmek kâfidir. Gözler, moda icabı, meydana çıka- rılmalıdır ama, kara kalem, kadına ihtiyar ve sert bir ifade dir. Kara kalem ve siyah rimel ye- rine, kahverengi Kullanmak şayanı tercihtir Bence, zayıf kalmak istiyen ka- dın kopek sahibi olmalıdır. Böylece insan hiç olmazsa, günde bir saat o- nunla yürüyüş yapmak mecburiye- tindedir. 'Berbere sık sık gitmek iyidir a- ma daima berberden çıkmış bir bağ- la dolaşmak insanın tabiiliğini, ca- zibesini bozar. Bu hususta, ben iti- nalı bir itinasızlığı tercıh ederim. Jimnastik sizi sıkıyor mu? Ben de, maksatsız ve gayesiz hareketle- İnsan sıkı- vermekte- rek çekmek, dans etmek, işte herke- sin seve seve yapabılecegı şeyler! ? Allah göstermelin. Canı- nız 1sterse üst uste dört dondurma AKİS, 10 EYLÜL 1955 yiyiniz. Neşeli, sıhhatli; çalışkan, fa- alsanız yemekle şişmanlamazsınız. Kısacası artist olmak istiyorsanız üç prensibe sadık kalacaksınız. ışmak, Mütevazi olmak, 3) Sade davranmak. Şımarık, pozlu, büyük burunlu yıldızların devri artık kapanmıştır. akta kara gözlükle, şapka ile yuzunu saklayanların da devri geç- miştir. Ekseri, halk sokakta sizi ta- nımaz, tanırsa gülerek bakar, imza- lanmak üzere defterini uzatır. Def- teri reddetmek çok yanlış bir hare- kettir, ama defter size uzanmadan, stilonuzu da çıkarmamalısınız. n müşkülü, hususiyetinize ait sorulan suallerdir. Ben,bu vaziyet- lerde, suale sualle cevap vermeyi ter- cih ederim. Her ne olursa olsun, te- bessüm daima şarttır. Seyahat Gençlerin turları Dünyanın her.tarafında, — gençler seyahat etmesini severler. Dün- n her tarafında da, aynı güç- luklerle karşılaşırlar: para ve imkân meseleleri. eleri de, onların mem- leket görmelerini, lisan öğrenmele- rini, kafalarını ve görgülerini genış— letmelerini arzu ede rler, ederler' ma tatil boyunca, onları ecnebi mem— leketlere yollamak, seyahat ve otel paralarınıtemin etmek her kesenin harcı değildir, liste bunun içindir kı gençlerin seyahatlerini ucuza mal e de ek bir çok çareler aranmış ve "tatilini kazanmak" kelimeleri Av- rupalı gençler arasında moda olmuş- Tatilini kazanmak istiyen genç, sabahın karanlığından akşamın ka- ranlığına kadar eğlencede, sporda, dansta vakit geçiremez, fakat gitti- ği memlekette, günde birkaç saat serbest oldugu için, bu birkaç saat zarfında dilediği gibi gezer, lisan öğ- renir, ailesinin kesesine Zarar ver- meden mükemmelen yaşar.. Anlaşma mucibince genç, bir ai- lenin yanma, bir çiftliğe, bir kampa yardımcı olarak gidecek, — meselâ günde Uç, dört saat çalışacak, diğer zamanlar serbest olacak, buna mu- kabil bedava yiyecek, bedava yata- cak hattâ şekilde, yardımcı olarak giden genç kızlar, ekseri, çocuklara bakar ve ai- lenin efradından sayıldıkları — için 'sofrayı kurup kaldırırken, yatakları yaparken ev kadınına yardım eder- ler. Buna mukabil günde bir kaç sa- at serbest kalır, aile sofrasında otu- rur, ailenin gezmelerıne eğlenceleri- ne iştirak ederler. Bütün şartlar, iki tarafı birbirine tanıştıran büro tara- fından tesbit edilir. Çiftliklere, kamplara toplu halde giden gençler vardır. Bunlar çeşitli el yardımları yapar, bazan bulaşığı ıkar, bazan yemek pişirirler. Top- rak işleriyle uğraşanlar, taş taşıyan- lar, inşaat işlerine yardım edenler de KADIN vardır ve bunlar dolgunca gündelik- ler alır, bazen serhat paralarını da çıkarırlar. Böylece her sene Norveç, Finlandiya, Hollanda, İngiltere, İ- talya, Almanya ve Fransa arasında binlerce genç gidip gelir. Bir aylık anlaşmalar olduğu gibi, üçer aylık anlaşmalar da mevcuttur. Değiş tokuş Fakat en çok tatbik edilen şekil değiş-tokuş, bu bedava misafirlik sistemidir. Meselâ ingiltereden Fran- saya lisan öğrenmeye gelen bir genç kız, hiç bir işe tâbi olmadan, bir ev- de misafir edilir. İş yapmaz, cep harçlığı da almaz. Bedava yatar, be- dava yer içer. Aynı ailenin kızı, bir müddet sonra İngiltereye, aynı eve iadei. ziyaret eder. Çocuklar, ekse- ri, çok iyi arkadaş olur ve seyahat— leri, her tatilde tekrar ederler. Hele sey, ahat masrafı az olan memleket- lerde bu sık sık yapılan ye çok fay- da saglayan bir usuldür. Memleket görmek, lisan öğren- mek gibi faydaların yanında, bu se- yahatlerin gençlere sağladığı en mü- him istifade, aile çemberinden çıkıp yabancı bir ailede "hayat stajı- yap- malarıdır. Misafir çocuk kendi ufak tefeğini yıkar, ütüler, yatağını dü- zeltir, odasını toplar, 'kendi harçlığı- nı idare etmesini, kendisini koruma- sını, cemiyette yaşamasını, kendi kendine bir varlık olmayı öğrenir. Aynı memleket dahilinde, bir şe- hirden bir şehire, tahsil için giden parasız gençler de bazan bu çesit an- | Bıîîi;ydu Koşmak, yorulmaktır