kiyo Fransız kabinesince mesi Fra yük gayretler sarfetmesi vı ye bir takım tavizler ması, Londra ve Paris anlaşmala- rı gibi dünya politikasının dönüm noktalarını teşkil eden projelerin doğurduğu zıt cereyanlarla uğraş- mak mecburiyetinde kaldı. rı da bitirip Kuzey Afrikada re- form ve İslahatlara girişmek üze- reydi ki Mecliste derhal teşekkül eden kolonyalıst blok tarafından devrildi. O zaman da aynen ifade edildiği gibi Mendes France Kuzey Afrikada bir "terk" politikasıyla itham edilmekteydi. Kuzey Afrika- lilarla eşit şartlarla işbirliğine kalkmak kolonyalistlerce menfa- ârlerı terkten başka bir şey değil- i. Rabat ta, Marakeşte, Meknes- te, Kazablankada — suikastler, kı- yamlar birbirini takip etti. Hattâ büyük şehirlerde Fransız gurupla- rı polis ve ordu kuvvetlerinin hi- mayesinde Arap mahallelerini a- teşe verdiler, yuzlerce Faslı da bu "Contre-Terrorisme" e kurban erit- ti. Fransız politikacılarının kısa ve Makyavelıst goruşlerı elim bir sonuca bağl İki tarafta da müfrit unsurlar ıdareyı ellerine ge- çirmişlerdi. Fas kontrol edilmesi ımkansız bir yangın olmak üzerey- İki ay evvel tayin edilen umumi vali Gilbert Grandval, Fasa bu şartlar içinde geldi. Grandval ya- pılacak ancak ve ancak iki hare- ket tarzının mevcut olduğunu bi- liyordu. Birincisi kuvvet ve şid- detle Faslıları ve Berberleri sin- dirmekti. İkincisi he ransız menfaatlerini gözetmek, hem mil- lıyetçı şeflerle anlaşmak üzere bir 'compromis" politikasıydı. Grand- val mutedil ve ileri görüşlü bir i- dareciydi. Fransız hükümetini ve Meclis çoğunluğunu ikinci şıkka sevketmek üzere zorladı. Fakat bu- hareketi muayyen çevrelerde asa- biyet uyandırdı. Başbakan Faure Grandval'e taraftardı. Fakat listeki sağcı blok derhal teşekkul etmişti. Hükümet tehlikedeydi. Üstelik kabinede Milli Savunma Bakanı General König, - dışişleri bakanı Pinay, Grandval politika- sına muhaliftiler. Meclis içinde MRP partisine hakim olan Bi- dault bunu bir prestij meselesi yapmıştı. Bir adım geri dönmeye razı değildi. Mareşal Juin ise as- kabul edilebil- Başbakanının bü- e kabine- vermesi gere- için Fransız n haftanın başlarında rdu. Geçe yapılan son kabine toplantısı çok ha- raretli geçmiş ve Başbakan, — Fas AKİS, 10 EYLÜL 1955 Bunla- . keri harekâttan başka hiç bir şeye taraftar değildi. Her yerde oldu- ğu gibi Fransada da askerler en kısa görüşe — sahiptiler. — Aix-les- Bains görüşmeleri bu hava içinde cereyan etti. Grandval iki defa is- tifasuu vermişti. Hükümeti de 20 Ağustos tehlikesi üzerine ikaz et- mekten geri kalmadı. Fakat iş işten geçmişti. Mânâ- sız inat ve menfaatlere körcesine bağlanmakla kıymetli zaman kay- bedilmişti. Eski Sultanın sürülme- sinin ikinci senesi olan 20 Ağus- tasta bütün Mağrip ve Atlas dağ- ları kaynadı. Yerliler kontrolun zayıf olduğu bölgelerde Avrupalı kolonların üzerine atılarak yüz- den fazlasını kılıçtan geçirdiler. En şiddetli hücumlar içeri bölge- lerde, Ved-Zem, Henifra, Kuribga, Buazza'da olmuştu. Bin Ot de Cezayır ve Konstantin' de dahı aynı gün ve saatte hücumlar baş- lamıştı. Bu planlı ve kombine ha- reketler demekti. Aylardır sulh ve sükun içinde zannedilen Cezayir ve Tunusta 'da silâhların gürleme- si Kuzey Afrikadaki Arap âlemi- nin aynı davaya sadık olduğunu gösteriyordu. Faslı kardeşleri yal- nız kalmamışlardı. Mağripteki, At- laslardaki hürriyet çığlıklarına her yerden yankılar geliyordu. Fransızlar ne kadar bu hare- ketler "isyan, zorbalık, kanun dı- şı faaliyetler" olarak tavsif etsin- ler artık bilmeleri, daha doğrusu Fransa'da muayyen çevrelerin bil- meleri lâzım gelen bir şey vardır: Kuzey Afrika milletlerinin mücade- lesi bir istiklâl'mücadelesi, bir is- tiklâl savaşıdır. Bu da artık başla- mıştır. Bin Yusufu geri getirme- mekte inat eden kolonyalistler e- ninde sonunda onu karşılarına al- maya mecbur olacaklarını düşün- melidirler. Nasıl ki yine daha se- nelerce evvel Antep ve Maraş ha- kikatini Ankarada kabule zorlan- dıkları gibi.. Olaylar Fransız hükümetine hâkim zihniyet ve çoğunluğun şim- dilik böyle düşünmediğini gösteri- yor. Çünkü Fransızlar misilleme hareketlerıne çok büyük bir şid- detle başlamışlardır. Zırhlı ve mo- törlü kuvvetler içeri bölgelerde ha- rekete geçmişlerdir. ü köy ve kasaba tahrip ve yapılmaktadır. Yerli ahaliye meselesinde bir hâl çaresine varabil- mek için Umumi Vali Grandvali kur- ban etmiştir. Grandval esasen istifa- sını Fastaki kanlı hâdiselerin erte- Aix-les- Bains'de varılan anlaşmanın kabulü halinde bu nin, kabul muhalefet göster: ler" DÜNYADA OLUP BİTENLER karşı kıyasıya bir misilleme tat- bik edilmektedir. Kendi basınları- na göre bazı köyler kadınlar ve çocuklar çıkarılmadan ateşe veril- mektedir. Fransız rakkamları bin- den fazla Arap ve Berberin öldü- bildirmektedir. Fakat bu rakamın kat kat — geçildiğinden şüphe edilmemelidir. bu olanlardan yalnız Fransız milletini mesul tutmak doğru olmaz. Müstemleke harbi Fransada hiç bir zaman popüler olmamıştır. Halk daima bu harbi yapanları takbıh etmış, bu savaş- lara daima "pis harp”" adını ver- iştir.. Kuzey Afrıkada dökülen kanların vebalini beşer hürriyeti- ni ilk defa müdafaa eden Fransız- lara değil onların da nefret ettik- leri muayyen zümrelere yüklemek daha hakkaniyete uygun olur. Bütün Grandval Rabat — dönüşünde ğripte devir şimdi kan dev- demış - Olaylar kendisini ve kendi gıbı düşünen bir ço Fransızları haklı çıkarmıştır. Bü- tün Fas, Bin Yusuf ismiyle silâha sarılmış ve istiklâl bayrağını kal- dırmıştır. Bu bayrak hürriyet i- çinde dalgalanmadıkça bütün Ku- zey Afrikada ne kan, ne de silâh sesi duracaktır. Kuzey Afrikada olup bitenler hakkında şimdiye kadar oldugu gibi hükümet adamlarımızın ağzın- dan bir kelime koparmak kabil olmamıştır. Arap memleketleri i- le "muhabbeti!" münasebetlerimiz yalnız Orta Doğu komşularımıza mı inhisar etmektedir?.. Biz. on- larla 'Lâle devrini hatırlatan" zi- yafetlerde iken — Kuzey Afrikada on altı milyon müslüman bir ölüm dirim mücadelesine girişmiştir. Bir taraftan bu yokluk devrinde hacı- lara döviz verirken, diğer yandan büyük bir islâm kütlesinin yaptığı hayat ve hürriyet mücadelesine bi- gâne kalıyoruz. On altı milyon A- rap ve Berber dikişsiz gömlekle- riyle paraşütçülerin ve tankların üzerine yürümektedir. Meknes'ten Atlas dağlarına kadar iman bir, gaye tektir. Mağripte er veya geç, elbet bir gün sabah olacaktır... kat, fakat nesillerimizin u- tancını silmek kabil olacak mı- dır istifayı geri çevirmiyeceğini — bildir- miştir. Fransız kabinesi, hareket tar- zını beğenmediği Fas Umumi valisi- çekilmesini taviz o alınca, edilen hal tarzına fazla bir emiş, an cak "beş- komitesi vasıtasiyle Faslılarla