10 Eylül 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

10 Eylül 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

kiyo Fransız kabinesince mesi Fra yük gayretler sarfetmesi vı ye bir takım tavizler ması, Londra ve Paris anlaşmala- rı gibi dünya politikasının dönüm noktalarını teşkil eden projelerin doğurduğu zıt cereyanlarla uğraş- mak mecburiyetinde kaldı. rı da bitirip Kuzey Afrikada re- form ve İslahatlara girişmek üze- reydi ki Mecliste derhal teşekkül eden kolonyalıst blok tarafından devrildi. O zaman da aynen ifade edildiği gibi Mendes France Kuzey Afrikada bir "terk" politikasıyla itham edilmekteydi. Kuzey Afrika- lilarla eşit şartlarla işbirliğine kalkmak kolonyalistlerce menfa- ârlerı terkten başka bir şey değil- i. Rabat ta, Marakeşte, Meknes- te, Kazablankada — suikastler, kı- yamlar birbirini takip etti. Hattâ büyük şehirlerde Fransız gurupla- rı polis ve ordu kuvvetlerinin hi- mayesinde Arap mahallelerini a- teşe verdiler, yuzlerce Faslı da bu "Contre-Terrorisme" e kurban erit- ti. Fransız politikacılarının kısa ve Makyavelıst goruşlerı elim bir sonuca bağl İki tarafta da müfrit unsurlar ıdareyı ellerine ge- çirmişlerdi. Fas kontrol edilmesi ımkansız bir yangın olmak üzerey- İki ay evvel tayin edilen umumi vali Gilbert Grandval, Fasa bu şartlar içinde geldi. Grandval ya- pılacak ancak ve ancak iki hare- ket tarzının mevcut olduğunu bi- liyordu. Birincisi kuvvet ve şid- detle Faslıları ve Berberleri sin- dirmekti. İkincisi he ransız menfaatlerini gözetmek, hem mil- lıyetçı şeflerle anlaşmak üzere bir 'compromis" politikasıydı. Grand- val mutedil ve ileri görüşlü bir i- dareciydi. Fransız hükümetini ve Meclis çoğunluğunu ikinci şıkka sevketmek üzere zorladı. Fakat bu- hareketi muayyen çevrelerde asa- biyet uyandırdı. Başbakan Faure Grandval'e taraftardı. Fakat listeki sağcı blok derhal teşekkul etmişti. Hükümet tehlikedeydi. Üstelik kabinede Milli Savunma Bakanı General König, - dışişleri bakanı Pinay, Grandval politika- sına muhaliftiler. Meclis içinde MRP partisine hakim olan Bi- dault bunu bir prestij meselesi yapmıştı. Bir adım geri dönmeye razı değildi. Mareşal Juin ise as- kabul edilebil- Başbakanının bü- e kabine- vermesi gere- için Fransız n haftanın başlarında rdu. Geçe yapılan son kabine toplantısı çok ha- raretli geçmiş ve Başbakan, — Fas AKİS, 10 EYLÜL 1955 Bunla- . keri harekâttan başka hiç bir şeye taraftar değildi. Her yerde oldu- ğu gibi Fransada da askerler en kısa görüşe — sahiptiler. — Aix-les- Bains görüşmeleri bu hava içinde cereyan etti. Grandval iki defa is- tifasuu vermişti. Hükümeti de 20 Ağustos tehlikesi üzerine ikaz et- mekten geri kalmadı. Fakat iş işten geçmişti. Mânâ- sız inat ve menfaatlere körcesine bağlanmakla kıymetli zaman kay- bedilmişti. Eski Sultanın sürülme- sinin ikinci senesi olan 20 Ağus- tasta bütün Mağrip ve Atlas dağ- ları kaynadı. Yerliler kontrolun zayıf olduğu bölgelerde Avrupalı kolonların üzerine atılarak yüz- den fazlasını kılıçtan geçirdiler. En şiddetli hücumlar içeri bölge- lerde, Ved-Zem, Henifra, Kuribga, Buazza'da olmuştu. Bin Ot de Cezayır ve Konstantin' de dahı aynı gün ve saatte hücumlar baş- lamıştı. Bu planlı ve kombine ha- reketler demekti. Aylardır sulh ve sükun içinde zannedilen Cezayir ve Tunusta 'da silâhların gürleme- si Kuzey Afrikadaki Arap âlemi- nin aynı davaya sadık olduğunu gösteriyordu. Faslı kardeşleri yal- nız kalmamışlardı. Mağripteki, At- laslardaki hürriyet çığlıklarına her yerden yankılar geliyordu. Fransızlar ne kadar bu hare- ketler "isyan, zorbalık, kanun dı- şı faaliyetler" olarak tavsif etsin- ler artık bilmeleri, daha doğrusu Fransa'da muayyen çevrelerin bil- meleri lâzım gelen bir şey vardır: Kuzey Afrika milletlerinin mücade- lesi bir istiklâl'mücadelesi, bir is- tiklâl savaşıdır. Bu da artık başla- mıştır. Bin Yusufu geri getirme- mekte inat eden kolonyalistler e- ninde sonunda onu karşılarına al- maya mecbur olacaklarını düşün- melidirler. Nasıl ki yine daha se- nelerce evvel Antep ve Maraş ha- kikatini Ankarada kabule zorlan- dıkları gibi.. Olaylar Fransız hükümetine hâkim zihniyet ve çoğunluğun şim- dilik böyle düşünmediğini gösteri- yor. Çünkü Fransızlar misilleme hareketlerıne çok büyük bir şid- detle başlamışlardır. Zırhlı ve mo- törlü kuvvetler içeri bölgelerde ha- rekete geçmişlerdir. ü köy ve kasaba tahrip ve yapılmaktadır. Yerli ahaliye meselesinde bir hâl çaresine varabil- mek için Umumi Vali Grandvali kur- ban etmiştir. Grandval esasen istifa- sını Fastaki kanlı hâdiselerin erte- Aix-les- Bains'de varılan anlaşmanın kabulü halinde bu nin, kabul muhalefet göster: ler" DÜNYADA OLUP BİTENLER karşı kıyasıya bir misilleme tat- bik edilmektedir. Kendi basınları- na göre bazı köyler kadınlar ve çocuklar çıkarılmadan ateşe veril- mektedir. Fransız rakkamları bin- den fazla Arap ve Berberin öldü- bildirmektedir. Fakat bu rakamın kat kat — geçildiğinden şüphe edilmemelidir. bu olanlardan yalnız Fransız milletini mesul tutmak doğru olmaz. Müstemleke harbi Fransada hiç bir zaman popüler olmamıştır. Halk daima bu harbi yapanları takbıh etmış, bu savaş- lara daima "pis harp”" adını ver- iştir.. Kuzey Afrıkada dökülen kanların vebalini beşer hürriyeti- ni ilk defa müdafaa eden Fransız- lara değil onların da nefret ettik- leri muayyen zümrelere yüklemek daha hakkaniyete uygun olur. Bütün Grandval Rabat — dönüşünde ğripte devir şimdi kan dev- demış - Olaylar kendisini ve kendi gıbı düşünen bir ço Fransızları haklı çıkarmıştır. Bü- tün Fas, Bin Yusuf ismiyle silâha sarılmış ve istiklâl bayrağını kal- dırmıştır. Bu bayrak hürriyet i- çinde dalgalanmadıkça bütün Ku- zey Afrikada ne kan, ne de silâh sesi duracaktır. Kuzey Afrikada olup bitenler hakkında şimdiye kadar oldugu gibi hükümet adamlarımızın ağzın- dan bir kelime koparmak kabil olmamıştır. Arap memleketleri i- le "muhabbeti!" münasebetlerimiz yalnız Orta Doğu komşularımıza mı inhisar etmektedir?.. Biz. on- larla 'Lâle devrini hatırlatan" zi- yafetlerde iken — Kuzey Afrikada on altı milyon müslüman bir ölüm dirim mücadelesine girişmiştir. Bir taraftan bu yokluk devrinde hacı- lara döviz verirken, diğer yandan büyük bir islâm kütlesinin yaptığı hayat ve hürriyet mücadelesine bi- gâne kalıyoruz. On altı milyon A- rap ve Berber dikişsiz gömlekle- riyle paraşütçülerin ve tankların üzerine yürümektedir. Meknes'ten Atlas dağlarına kadar iman bir, gaye tektir. Mağripte er veya geç, elbet bir gün sabah olacaktır... kat, fakat nesillerimizin u- tancını silmek kabil olacak mı- dır istifayı geri çevirmiyeceğini — bildir- miştir. Fransız kabinesi, hareket tar- zını beğenmediği Fas Umumi valisi- çekilmesini taviz o alınca, edilen hal tarzına fazla bir emiş, an cak "beş- komitesi vasıtasiyle Faslılarla

Bu sayıdan diğer sayfalar: