T I B Tedavi Ensülin Size — geçen sayımızda şeker hasta- lığının fizyolojisini ve diyetle te- davisini kısaca anlatmıştık. Bu yazı- mızda da diyabetin başlıca ilâcından ensülinden ve bunun çeşitli prepa- ratlarından bahsedece İZz. 1922 de Kanadalı Banting ve Best tarafından bulunan ensülin henüz terkibi bilinmeyen ve sentezi yapıla- mamış albüminli bir maddedir. Kar- nın içindeki pankreas denilen sindi- rim bezesi tarafından salınır. Bu be- zenin bir dış salgısı bir de iç salgısı olduğu uzun zamandan eri bilin- mekte idi. Bezenin içindeki özel do- ku teşkil eden adacıklardan ensülin diye adlandırılan içsalgı salınmak- tadır. Bu adacıklara Langerhans a- dacıkları deniliyor. — Hayvanlarda pankreasın tamamiyle çıkarılması ağır bir şeker hastalığı — doğuruyor ve hayvanlar ölüyorlar. Bu ağır di- yabet tablosu pankreas bezesinin dış salgısı ile ilgili değildir. Çünkü beze yetinde bırakılarak dış ifrazı bar- saklara döken kanallar bağlanacak olursa diyabet görülmüyor. Pankre- asın şeker metabolizmasına bir hor- monla tesir ettiğini gösteren inandı- rıcı bir deney de iki hayvanı parabi- yoz haline getirilerek — yapılmıştır. Böyle mütesalip deveran halinde müşterek bir hayat yaşayan iki hay- vandan birinin pankreası çıkarılacak olursa diğer hayvanın kanındaki hor- monun tesiriyle hayvan diabete tu- tulmuyor. Yani tek bir pankreas iki hayvanı da idare ediyor. Ana ile ambriyon da tabii bir pa- rabiyoz halindedirler. Carlson, gebe bir köpekte, doğurmasına yakın pan- kreası çıkarmış, aradan beş gün geç- tiği halde diyabet görülmemiş, sonra rahimdeki altı yavru boşaltılınca a- nada diyabet başlamıştır. Şu halde yavruların pankreasları anayı idare etmiş ve şeker hastalığından koru- Bütün bu fozyoloji deneyler pank- reasta muhakkak bir hormon bulun- duğunu ve bu hormonun şeker meta- bolızmasıyle yakından ilgili oldugunu göstermektedir. İşte yukarda ensülin adı verildiğini söylediğimiz hormon udur. Ensülinin tasfiyesi yapılmış ve krislalize bir halde elde edilmiş- tir. Ensülinin keşfinin üzerinden çok yıllar geçmeden bu ilâcın kanda şe- eri düşürücü tesirinin kısa süreli ve geçici olduğu onun için de bazı Ö- nemli vakalarda ilâcı 24 saat içinde bir çok defalar enjekte'etmek ge- rektiği anlaşıldı. Bu mahzuru önle- mek için çok beklemek gerekti. İn- sulının devamlı tesirini temin etmek için hind yağiyle veya zeytin yağiyle karıştırmak düşünüldü. Hapları ya- pıldı. Fakat bunların hiç biri neti- ce vermedi. Nihayet Hagedorn, en- sülinin protamin ve zinc ile bir ter- AKİS, 10 EYLÜL 1955 kibini yaptı. Bu buluşun değeri pek büyüktü. Hattâ Joslin meşhur kita- bında ensülin tedavisinin yeni bir devre girdiğini ve bu devrin artık Banting değil Hagedorn devri olarak isimlendirilmesi icap ettiğini söyle- mektedir. Günün muhtelif saatlerin- de üst üste enjeksiyonlar yapmamak, gündüzleri kan şekerini normal sevi- yede tutmak, geceleri de kanda şeke- ri çok düşürmemek ve hipoglisemi akseleri doğurmamak amaciyle bir çok ensülinler yapılmıştır. Bu çeşitli ensülinlerin hepsinin mahzurları ve avantajları vardır. Daha henüz bü- tün arzulara uygun ideal bir prepa- rat mevcut değildir. Biz önce - eski ensülin, adi ensülin, basit ensülin, klasik ensülin - gıbı muhtelif adlar- la anılan maddeyi gozden geçireceğiz. Sonra da "İnsülin - protamine - zinc ipz" i ve yeni ensülinleri - Globine insuline, Di-insuline, NPH 50, Insu— line "lente"Novo - anlatacağız. Adi ensülin Pankreas — bezesinin saf kristallize hormonudur. Asit reaksiyonlu berrak bır mayidir. Kan şekerı üze- rine tesiri hem kuvvetli hem de sü- ratlidir. Deri altına yapıldıktan ya- rım saat sonra kanda şeker düşme- ğe başlar. Bu tesir 56 saat sürer. Hipoglisemi arızaları iğneden ekse- riya 3-4 saat sonra yani tesirin aza- mi olduğu sırada görülür. Şırınga e- dilen doz arttırıldıkça tesir süresi de uzar. 40 ünite ve fazlası 10-12 saat tesirini muhafaza eder. Bu takdirde hıpoghsemı reaksiyonları da gecikir. İğneden 6-8 saat sonra görülür. Bu ensülinin tesirinin geçici ve kısa o- luşu büyük bir mahzurdur. 5-6 saat- te bir enjeksiyonları tekrarlamak i- cabeder. Aksi halde hastaların kan- larında şeker enjeksiyondan 5-6 sa- at sonra sanki ilâç yapılmamış gibi eski yüksek seviyesini bulur. yüksek tesir elde etmek ıstenıldıgı zaman meselâ diyabet — komasında, daima bu ensülin kullanılır. Diyabeti yeni tesbit edilmiş bir hastayı ayar- lamak için de bu ensülinden istifade İnsuline - zinc - protamine Hafif — asit reaksiyonlu bir ensülin tuzu ile şiddetli alkalik reaksiyon- da olan protaminin kombinasyonu- dur. 100 ünitesinde 1.25 mgr. prota- min ve 500 ünitesinde 1 mgr. zinc vardır. Protamin balık sperminden elde edilen bir proteindir. Zinc süs- pansiyon halinde olan bu maddenin çökmemesini, sabit ve stabl kalma- sını temin eder. Kullanılmadan önce hafifçe çalkalanması lâzımdır. Çün- kü üstte kalan likidin tedavi edici tesiri yoktur. Bu kombinezon doku li- sülin dokularda yavaş yavaş serbest hale geçer. Bu kombinezonu parçala- yan doku anzimleri preparatta bulu- nan az miktardaki çinko tarafından inhibre edilir ve faaliyet gösteremez- ler. Latant devir - enjeksiyon yapıl- masından ilk tesirin görülmesine ka- dar geçen zaman * oldukça uzundur. İlk tesir üç saat sonra görülmeğe başlar. Tesir süresi âdi ensülinde ol- ğu gibi yapılan miktara tabidir. du. Hafıf dozlar 12 saat, 40 üniteyi aşan miktarlar 24 saat ve daha fazla sü- ren bir tesire maliktirler. Eğer yal- nız başına bu ensülin kullanılacaksa Bir şer hastası Pahalı