YURTTA OLUP BİTENLER ÜUniversite İki başlı teşkilât Başbakanın — Kıbrıs hakkındaki söz- lerinin yurt içinde — uyandırdığı memnunluğu belirten Ankara Radyo- su, Milli Türk Talebe Birliği Başka- nının bu hususta yaptığı beyanatı da okudu. Muhalefet liderlerinin sözle- rine bültenlerinde yer vermeyen Dev- let Radyosuyla Anadolu Ajansının bir gençlik teşkilâtı başkanının söz- lerine hususi bir ehemmiyet atfetme- si, pek gayrı tabii sayılmazsa da, spıkerın Birlik Başkanı olarak Orhan Sakarya adında bir şahıstan bahset- mesi hayretle karşılandı Radyolar, bu me zuda bir kaç defa bırbırıne zıt yayınlar yapmış- lardı Talebe Birliğinin normal kongre- si, Şubat ayında, Erzurumda toplan- mıştı. Erzurum bir sınır, şehri idi. Üstelik Atatürk — Üniversitesi merkez seçilmişti. Burada yapılan kongrede Nejat Çerman adında bir gazeteci * üniversiteli Birlik Başkan- lığına getirilmişti. Fakat Milli Türk Talebe Birliğinin, iktidarın Doğu niversitesi kampanyasını destekle— mek üzere Erzurumda yaptığı kong— re, ne Anadolu Ajansında, ne de Rad- yolarda yer bulmuştu. Zira Nejat Çerman, Dünya gazetesinde çalışıyor du. Gülhane ve Florya çıkartan, hattâ Bedii Faik - Dr. Sa- rol münakaşasına sebep olan hadise- lerin haber kısanlarım bu gazeteye getiren muhabir oluşu, kongrede kaybedenler tarafından kolayca is- tismar edilmiş, hali vaziyet Devlet Bakanına — duyurulmuş, kaybeden şahsın Ankara D.P. teşkilâtının faal üyelerinden bulunuşu, Birlik seçim- lerinde particilik meselelerinin rol o nadığı hakkında iktidar ılgılılerınde bir zan doğurmuştu Bazı üyeler, tabii itiraz haklarını kullanır, Erzurum kongresinin ipta- lini ısterken Orhan Sakarya ve ba- ZI arkadaşları da Ankarada kendi kendilerine yeni bir kongre hazırla- Zira Dr mak yolunu tuttular. Merkezi İstan- bulda bulunan Milli Türk Talebe Bir- liği Genel idare Heyeti, Ankara Vi- lâyetine resmi müracaatlarla, topla- nacak olan kongrenin usulsüz hazır- landığını, kanuni formalitelerin ye- rine getirilmediğini ve tanınmayaca- ğını bildirdi. Bildirdi, fakat kongre- nin toplandığını, rhan Sakaryayı başkan seçtiğini Ankara radyosunun sabah, öğle, akşam tekrarladığı ha- berler bülteninden öğrenmekte ge- cikmedi. Bu arada, İstanbul Sekizinci As- liye Hukuk Mahkemesi, Nejat Çer- man'a bir celp göndererek, kendisini mahkemeye çağırıyordu. Birliğin a- vukatı, Birliğin üyelerinin talebe dernekleri olduğunu ileri sürerek şa- hısların dava hakkı ulunmadığını mahkemenin ilk celsesinde belirtti. Üç celse devam eden duruşma bu i- tirazı karara bağlamadan Erzurum kongresinin iptaline karar verdi. Hü- için öim adiselerini tirdi küm temyiz edildi. Netice beklenir- ken, Birlik çalışmalarına devam edi- yor, günün hadiseleri olan Fener Pat- rikhanesi ve Patrik hakkında teb- liğler, beyanatlar yayınlıyordu. Bir gün İstanbul ve Ankara rad- yosunun öğle yayımım — dinliyenler, M.T.T.B. Başkanı Nejat Çermanın Ajansın bir muhabirine Patrik hak— kındaki beyanlarını tavzih edici ve o- lanları gençlik heyecanına baglayıcı bir mülakat verdiğini öğrendiler. Be- yanat gençler arasında teessür, hat- tâ bazılarında infial uyandırmıştı. Talebe Birliği Başkam neden sözle- rini tavzih veya geri alma lüzumunu duymuştu ikatte o günün sabahı polis- ler başkanı, vilâyete davet etmışler— i ökay, "gazeteci - üniversiteli" başkam, bir odaya sokmuştu. Yan- daki odada Menderes, Köprülü ve Sarol da vardı. Birliğin kapatılaca- nun mesuliyetinin, tarihi mesulıyetının kendisine ait olacağını ökay, Çerman'a söylemiş, bu me- suliyetten kurtulmak istenirse, ilişik beyanatın imzalanmasını bildir miş- ti. Beyanat çok ağırdı. Talebe Bir- lıgı Başkanı imzalıyamadı. imzaladı- ğı takdirde, Atenagoras'a âdeta tar- ziye vermiş olacaktı. Vali, dışarı çıktı. Bitişik odadan sesler gelıyordu Yeni bir metin ge- a olmadı. Üçüncü metin - ki radyoda okunmuştur - Birlik Başka- nı tarafından kabul edildi ve Ajans muhabirine verilmiş gibi gazetelere gönderildi. Bâbıâlinin merdivenlerinden iner- ken Çerman olanların düzeltilmesi lü- zumuna inanmış ve Gökayın baskı- sından kurtulur kurtulmaz, gazete- leri dolaşmıştı. Aynı radyolar, şimdi Birlik Baş- kam olarak Nejat Çerman'ı yayıyor- lardı. Fakat mahkemenın kesinleş- miyen kararı, Temyizde Adliye ta- tilinin bitmesini' beklerke en, Orhan Sakaryanın adı, Kıbrıs Konferansı dolayısiyle yeniden radyoya — geçti. i . Sarolun Trakya gezisini "Dünya" adına takibeden gazeteci- Başkan" Nejat Çerman bu defa Dev- let Bakanını adamakıllı kızdırmış bulunuyordu. Üniversite ve siyaset İşin garip tarafı şudur ki bütün bu hâdiseler cereyan ederken Anka- rada da Milli Eğitim Bakam Üniver- site profesörlerinin siyasetle meşgul olmalarını önliyebilmek için cansipe- rane gayretler sarfedıyor kabul et- tiği Forum dergisi yazarlarına yarı rica, yarı tavsiye, yarı tehdit, yarı kendisinden başka birinden gelen ZO- run tesiriyle hareket ettiği intihamı uyandırarak iktidarın ademi memnu- niyetini ifade ediyordu. Böylece "ü- niversitede siyaset" tâbiri bir garip mâna alıyordu. Siyasetle asıl meşgul olmaması gereken, talebe teşekkül- leriydi Halbuki onların başına ki- min getirileceği partiler arasında münakaşa mevzuuydu. D.P. mutlaka Kapaktaki Diplomat Muharrem Nuri Birgi D u hafta Salı günü Londra'nın hur Dovvning Street 10 nu- maralı binası önünde üç adam du- ruyordu. İkisi uzun boylu İdi- or- talarında duran adam ise kısa boy- lu ve zayıftı. Birinci adam İngiliz Başvekil Eden karşısında — du- ran ve Eden'in elini hararetle sı- kan Türkiye Dışışlerı Bakan Veki- li Fatin Rüştü Zorlu idi. Her iki devlet adamının arasında duran şahsın adı Muharrem Nuri Birgi idi ve Dışişleri Bakanlığının "bir numaralı" insanı idi. Muharrem Nuri Birgi, dışişle- rimizin yetiştirdiği mümtaz sima- lardan ve diplomatlardan biri- sidir.. Hemen her konferansta Türk delegasyonunun en müm- taz şahsının yanında kendisi- ni görmek mümkündür, hemen her dış meselede ilk ve mühim söz o- nundur. Harici meseleleri o hazır- lar, detaylarına varıncaya kadar o tesbit eder, müzakerelerin tarzı- nı O tanzim eder ve Türk devlet adamlarının önüne getirir. Kıbrıs meselesinin müzakere e- dildiği şu gemlerde, Muharrem Nu- ri Birgi diğer dış meselelerde oldu- ğu gibi bunda da İlk plânda ve en mühim Troldedir. Konuşmaların, verilen beyanatların hazırlanışı Muharrem Nuri Birgi tarafından yapılmıştır. Bu sebeplerden Mu- harrem Nuri Birgi'yi Türk dele- gasyonu başkanı yanından ayıra- maz. Bu mümtaz diplomatımız 1907 de İstanbul'da doğmuştur. İlk tah- silini Galatasaray'da yapmış, me- zun olduktan sonra Fransa'ya git- miş, Paris Sıyası İlimler Okulunu bitirmiş, daha sonra Cenevre Hu- kuk Fakültesinden mezun olmuş- tur. 1932 tarıhınde dışişlerine 1nt1— sap eden Muharrem Nuri manda kendısını göstermiş ve sı— rasiyle Varşova, Madrit, Paris gi- im merkezlerde vazıfeler al- 1944 de Bakanlık hizmeti- uharrem Nuri, muhte- lıf vazifelerde bulunduktan sonra, 1952 de Bakanlık Müsteşarı, tarihinde de Bakanlık Umum tibi olmuştur. Halen bu vazıfeyı deruhte etmektedir. mıştır kendinden birini istiyordu. O kadar ki başkanlığı temenni edilen şahıs- ların isimleri sanki başkanmış gibi radyolarda süylettiriliyordu. Baka- nından valisine kadar resmi bir çok şahıs bu işle uğraşıyordu. Bu, par- tizanlık sayılmıyordu da iktisad do- çentinin enflasyonun tehlikeleri hak- kındaki iktisadi yazısı siyasetle uğ- raşmak telâkki olunuyordu. AKİS, 10 EYLÜL 1955