6 Ağustos 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

6 Ağustos 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Einstein'in beyin kudreti ölçülüyor Pazarlık İnsan En kompleks makina Yer izündeki en hassas, en karı- şık makina şüphe yok ki insan beynidir. Tabiatın kıskanç bir itina ile kalın kemikten bir mahfaza içine sakladığı bu yumuşak madde 0 1400 gram kadardır. Kalıbına sığa- bilmek için bir. çok girintileri, çı- kıntıları vardır. İnsan vücudun sinirle baglıdır Beyinde 36 mılyar si- nir hücresi vardır. Bütün vücudun hücreleri zaman zaman yenilendiği halde bunlar değişmezler. Yani bir bebeğin beynindeki bir sinir hücresi ölünceye kadar hep aynı sinir hücre- sidir. Vücutta yeniden doğan ve ölen hücreler arasındaki muvazene beyin sayesinde sağlanmaktadır. Biz aynı- zamanda m ölen hem de yaşıyan bir varlığız. Her an, her saniye vücu- dumuzda ölen ve dogan hücreler var. Her sanıye ÜÇ milyon alyuvar ölüyor ve yerine bir o kadarı doguyor Adele- lelerimizin, derimizin, yağ dokumuzun damarlarımızın höcreleri yedi senede bir tamamen yenileniyor. O halde biz tahminen yedi yılda bir ölüyoruz, ye- rimizi her yedi yılda bir yeni bir var- Ilık alıyor. Altmış yaşında bir kimse sekiz defa ölmüş ve dirilmiş demek - tir. İşte bütün bu düzeni sağlıyan be- indir. Mesajlar Dünyanın en karışık santrallerın— den biri olan beyin vücutdan çok haberler ve mesa]lar almakta— mevzuu dır. Beyin kalbin dakikada 70 defa attığını, vücud hararetinin 37 nin al- tında sabit kalması gerektiğini, daki- kada 16-22 defa soluk almamız icab ettiğini ve kanda litrede bir gram şe- ker bulunmasının lüzumlu olduğunu bilir. Eğer kanda şeker artacak olur- sa beyinden çıkan emirlerle şekerin fazlası ya karaciğerde ve adalelerde yığılır yahut da adaleler hizasında ya- narak kudrete, hararete ve kaloriye döner. Beyin butun bu mesajları na- sıl alıyor Derimizde, adalelerimizde ütün iç organlarımızda yani vücu- dumuzun bütün stratejik bölgelerinde yerleştirilmiş ve merkeze doğru giden his sinirler ile beyne bağlı bir takım mikroskopik ihtisas organları vardır. Bunlar nöbetçi haber alma postaları gibidir. Acı hissini almak ve beyne ulaştırmak için 3-4 milyon; dokunma hissi için 500 bin, hararet için 200 bin adet, küçücük ihtisas organı vardır. Kulaklarımız gözlerimiz, burnumuz ve dilimiz de dışarıya açılmış seslere ışığa, kokulara ve tada mahsus bir rer penceredirler. Dışardan bu his organlarımıza ulaşan dürtüler de sa- dece beş çeşit değildir, yirmiyi aş- maktadır Butun bu ihsaslar his sinir- lerile dimağın dış kısmındaki kabuk dediğimiz bölgeye ulaşır. Muvazene Beyin — aynı zamanda adalelerin ha- reketini düzenler. Muvazeneyi te- min eder. Ayaklarımız üzerinde dur- ma işini beyinden verilen emirlerle 200 kadar adele haberimiz bile olma- dan, otomatik olarak idare etmekte- dir Dimağ adaleler arasında geniş bir koordinasyon sağlamaktadır. Bu sayede bir piyanistin parmakları sa- niyede 120 notayı çalabiliyor. Bir cer- rahın parmakları kalbe yaptığı ame- liyatlar sırasında ve kalbin takallüs- leri arasına denk getirerek dikiş koy- mayı başarabiliyor. İnsan — beyni gelişmektedir Atların, balinaların beyinleri gıttık— çe buyumektedır İnsan beyni tekamülünün son merhalesine ulaşmış değildir. İnsan gittikçe daha büyük bir beyne sahip olacak ve beyninin kemik mahfazası da bu çok değerli maddeyi saklayabilmek 1çın büyüye- cektir, öğrenme zamanı öğrenme sü- resi, ogrenılenlerı saklama imkânı da gıttıkçe artacaktır. Bir maymun yav- rusu iki haftada koşmağa başlar. Bir bebeğin yürüyebilmesi Ve, ilk kelime- leri konuşabilmesi için aylar lâzım- dır. Dimağ ne kadar tekâmül ederse - bu işler o kadar geç oluyor demektir. Bu düşünüşten hareket ederek meş- hur İngiliz biyolojisti Haldane; "Ge- leceğin adamı beş yaşından önce ko- namayacaktır. Ve kırk yaşına'kadar bir şeyler (iğrenmekte devam edecek- tir” diyor. Bu kadar büyük bir beyin insanlar için şüphesiz baş belası o- lacaktır. Vücudun oksıjenının dörtte birini ve şekerinin çoğunu harcaya- caktır. O halde bu kadar gelişmiş bu- beyin insan vücudunun âdeta bir pa- raziti haline gelecektir. Hipotalamüs Siz — bir nefes alıp verinceye kadar vücudunuzda milyonlarca hücre ölüyı arın açığının hemen doldurulabılmesı için bazı şimik mad- delerin muvazenesinin muhafaza edil- mesi şarttır. Beynin iki parçasının arasında ve alt kısmına yakın bir şe- ker parçası büyüklüğünde bir bölge vardır. Buna hipotalamüs arabeyin gibi isimler — veriliyor. Bu küçücük bölgenin ödevleri sayılamıyacak ka- dar çoktur. Kalbin ritmini düzenle- yen orasıdır. Solunum hareketlerini - ayarlıyan, uykuyu tanzim eden, sek- süel hayatımıza hâkim olan, heyecan— larımızı idare eden de bu bölgedir. Hipotalamüs'ün faaliyetlerile kızıyor, hiddetleniyor, korkuyor, üzülüyoruz. Müthiş bir fotoğraf makinesi bir dostumuzun, bir sevgilinin ha- yali önce gözünüzün en iç tabaka- sında retin dediğimiz kısımda teşek- kül ediyor. Bu pek küçük bir toplu iğne başı kadar bir şeydir, Buradan görme amiri ile beynin arka tarafı- na gönderilen bu hayal yüz defa bü- ütülüyor. Önce göz işinde ne ifade ettiği anlaşılamıyacak kadar küçük olan bu hayal beynin' görme sahasın- da zenginleştirilerek dostunuzun veya sevgilinizin güzel ve manalı yüzü ha- line getiriliyor, Siz belki modern sa- nata sinirlenir ve Picasso'nun tablo- larından birşey anlamazsınız. Fakat beyinde de ağaçların ve manzarala- rın hayalleri, Picasso'nunkilerden da- ha acaib şekiller almaktadır. Siz ha- yatı hareket halinde görüyorsunuz. AKİS, 6 AĞUSTOS 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: