6 Ağustos 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

6 Ağustos 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kazablankada Bunların hürriyet yılında en son haddini bulmuştur. Fransızlar eski Sultanın istiklâl ha- reketine karşı cephe almasını istiyor- lardı. Bunu tenine muvaffak olama- yınca eski Sultanı Madagaskara sü- rüp yerine Bin Arafa'yı geçirmişler- dir. Fakat bu tedbır de işleri büsbü- tün karıştırmaktan başka bir şeye yaramamıştı! Sağcı partiler tarafından takip e- dilen kuvvet politikasının fayda ver- miyeceğini anlayan endes-France ilk olarak Tunus ile müzakerelere girişmiş ve bu memlekete otonomi vadetmiçti. Fakat araya giren Hin- dicini ve Avru Ordusu meseleleri yüzünden prestıjı kullan sabık Baş- akan Fransız Assamblesinde Kuzey Afrika meseleleri üzerinde cereyan eden bir müzakere sonunda istifa et- mek zorunda kalmıştır. Tunus meselesine bir hal çaresi bulmak Edgar Faure'a nasib olmuş- tur. İki devlet arasında vardan anlaş- ma ile Tunus otonomisini kazanmak- tadır (AKİS, sayı 61.). Bu anlaşma- nın Fransız Meclisinde 44 muhalif ve 29 müstenkife karşı 538 oyla tasdik edildiği zaman dikkat nazarına alı- nırsa Kuzey Afrika meselelerinin hal- li için karşılıklı anlaşma yolundan başka çare kalmadığını nihayet Fran- sanın da takdır ettıgı anlaşılacaktır. Fastaki son dur. Fransız Meclisinin Tunus anlaşma- sını ittifaka yakın bir çoğunlukla tasdik etmesinden sonra Fasta du- rum ağırlaşmıştır. Faslılar Fransız- ların Tunusa verdıgı Otonomıyı ken- dilerinden esirgemesi üzerine, Fran- sız milli bayramı olan 14 Temmuz gü- nü Kazablanka kahvelerinden birinin AKİS, 6 AĞUSTOS 1955 askeri kuvvetler beyannameleri var! önüne bırakılan motosikletin sepeti içinde patlayan bir bomba ile hare- kete geçmiş bulunuyorlar. Fakat durumu daha da fazla ağır- laştıran cihet şehirde bulunan Av- rupalıların bu suikastlere — mukabi harekete geçmeleridir. Filhakika Go— nin kahvehanesi öÖönünde patlayan bombayı Avrupalıların giriştiği ha- reketler ile hükümetin aldığı tedbir- ler takip etmiştir. Gelen haberlerden anlaşıldığına göre Avrupalıların yap- tığı misillemeler çok şiddetli olmuş- tur. Mers Sultan meydanında vuku bulan infilâktten hemen sonra yerli olmayan ahaliden müteşekkil bir gu- rup sokaklarda Faslılarla anlaşmak istiyen idarecilere ve bu arada bil- hassa Grandval'e ölüm yağdıran söz- ler ederek nümayişler yapmış ve yer- lilere ait dükkânları yağma ederek yakmıştır. Nümayişçiler bundan son- ra Faslıların davasını destekleyen "Maroc-Presse" idarehanesinin önün- de gösteriler yapmışlar ve yerlileri mahkeme önünde müdafaa etmekten başka bir suçu olmayan bir Fransız avukatın evine tecavüzde bulunmuş- lardır. Sömürge idaresinin dağıtmak- ta güçlük çektiği üç yüz kişilik bu gurubu Fransız avukat silâh kullan- mak suretiyle evinin önünden tek ba- şına uzaklaştırmakta müşkülât çek- memiştir. Gene şehirde ikamet eden Avru- palılardan müteşekkil bir gurup er- tesi gün Faslı yolcuları taşıyan bir troleybüsü — devirmiş ve troleybüsün ıçındekı yolculardan ikisi ağır suret- te yaralanmıştır Duruma hakm olamayarı hükü- met Örfi idare ilân etmiştir DÜNYADA OLUP BİTENLER Ya bu işin sonu?.. Vaziyet şu satırların yazıldığı anda nisbi bir istikrar kesbetmiş bulu- nuyor. Fakat bu durumun uzun müd- det böyle devam edeceği zannedilme- melidir. Zira Avrupalıların Faslıları sindirmek üzere giriştikleri - ve müs- temleke idaresinin de müsamaha ile karşıladığı - nümayişlerin Faslıları davalarından vaz geçireceği düşünü- lemez. Kuzey Afrikada bir defa uya- nan hürriyet aşkı Fransızları bundan böyle rahat bırakacağa benzemiyor. Faslıların şu anda elde etmek iste- dikleri ilk netice eski Sultanın tahta iadesidir. Nitekim Fas Üniversitesi tedris heyetinden on bir kişi Genel Vali Grandval'a yolladıkları bir telg- rafta Fransız - Fas münasebetlerini çıkmazdan kurtarmak İşin, Fas mil- letini tatmin etmek üzere evvelâ taht meselesini halletmek gerektiğini bil- dirmişlerdir. Bu meselenin halli ise bugün, Fransızlar için büyük güçlük- ler arzetmektedir. Bilhassa, Fransız Parlamentosun- dan bu meseleyı geçirmek, Fas'a Men- des-France'ın istediği gibi bir hür- riyet tanımak zor olacaktır. - Fransız Parlamentosu daima "hür- diye bağırmıştır. Milletlerin hür yaşamasını istemiştir. Beyanna- meler neşretmiştir. Fakat, aynı par- lamentodan "menfaatlerin bağlı bir memleket'e karşı, Fas'a karşı "hür- riyetsizlik" — nidaları yükselmiştir, gene de yükselecektir. Edgar Faure Selefi kadar keskin değil

Bu sayıdan diğer sayfalar: