6 Ağustos 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

6 Ağustos 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ SAHADA diğini söylemiştir. Bu iddia kabul e- dilirse resmi rayiç ile serbest rayiç arasında hiç bir alâkanın bulunmadı- ğı neticesine varılır. Gerçi bu mevzu- da muhtelif gazetelerin verdikleri ra- kamlara bakılırsa bir bakımdan res- mi rayiç ile fiili rayiç arasında hiç bir alâka kalmamıştır. Ama resmi rayicin fiktif (farazi) bir nisbet oldu- ğunu, serbest rayiç ise paranın ha- kiki kıymetini gösterme bakımından daha çok güvenilir olduğunu unut- mamak lâzımdır. Resmen tesbit e- dilen rayiç hakiki kıymet değişmeleri- ni takip edemediği için bir gün hiç bir mana ifade etmez hale gelebilir. O zaman Bakanın çok korkunç ve çok tehlikeli bir şey olarak tavsif ettiği devalüasyon yapmak lüzumu ortaya çıkar. Bakan konuşmasında eski ik- tıdarın para kıymetindeki düşüklü- Eylül karan ile tescil ettirdiğini soylemektedır O zamanki devalüas- yonun muvaffak olup olmadığı bir ta- rafa, para kıymeti o devirde düştük- ten sonra bunu tescil ettirmenin ayrı- ca bir kabahat olarak tavsif etmeye fazla imkân yoktur. Kaldı ki bazı hal- lerde en son olarak başvurulması ıcap eden vasıtalardan biri olmasına rağ- men devalüasyon faydalı olabilir. Hangi hallerde faydalı olacağı ilmen de tayin ve tesbit edilmiştir. Tediye muvazenesi mevzuunda yapı- lan üçüncü konuşmada da açıklanma- sı gereken bazı hususlar bulunmak- tadır. Eski iktidar zamanına ait bazı işler - suç olarak gösterilmekte ve aynı ışlerın aynı şekilde bu devrede de tezahürü kaçınılması imkânsız tabii olaylar Olarak mülâhaza edil- mektedir. Tediye muvazenes güçlüklerinin geçici olduğu iddia edilmektedir. Bü- tün vatandaşlar için bunun böyle ol- masını, istemekten daha tabii bir şey tasavvur edilemez. Fakat acaba ge- çicilikle isimlendirilen müddet ne ka- dardır. Sıkıntıların kaç sene sonra geçeceğini öğrenmek herhalde bütün vatandaşlar için. rahatlık verici bir hal olabilirdi. Diğer bir mesele de sıkıntıların hakikaten geçidi olup ol- madığıdır. Aralarında D.P nin iktisat— çı bazı milletvekillerinin de bulun ğu bir takım iktisatçılar, şimdi ya— pılmakta olan tesisler tamamlandı- ğı zaman dahi tediye muvazenesi sı- kıntımızın azalmıyacağını çünkü ku- rulacak tesislerin yedek parça ihti- yaçlarının istihsalimizdeki — artıştan fazla olacağını iddia etmektedirler. Bakanın konuşmasından eski ik- tidar devrindeki ihracatımızın sadece lüks maddelerden terekküp ettiğini halbuki 1950 den bu yana ihracat bünyesinde bir değişiklik — olduğunu anlıyoruz. Hakikaten, ihracatımızın bünyesinde bir değişiklik olmuştur. Şimdiki halde ihracatımızda pamuk daha önemli bir yer tutmaktadır. Fa- kat acaba bu vaziyet ihraç malları- mıza karşı olan talep elastikiyetinde bir değişiklik yapmış mıdır? Buna pek fazla ihtimal — vermek güçtür. Çünkü zirai maddelere karşı, bilhas- likler mi sa tam rekabet piyasasının bulundu- ğu maddeler için talep elastikiyeti daima fazladır. Bu elastikiyet marji- nal satışları yapan ve maliyet değer- leri yüksek olan memleketler için bilhassa fazladır. Mali İtibarımız Son — konuşmasında Bakan mali iti- bar üzerinde durmuştur. Hakika- ten mali itibarın delillerinden birisi de borçlanabilme kabiliyetidir. Fakat bilhassa iç borçlarda bunun pek faz- la manidar olmadığı da açıktır. Bu- na misâl olarak kendi konuşmaları gösterilebilir. Bakanın konuşmaların- an anlıyoruz ki eski iktidar devrin- de mali itibar diye bir şey mevcut değilmiş- fakat buna rağmen dağlar kadar borç varmış. Demek ki ikisi bir arada tezahür edebilmektedir. söylerken borçlanabiliyoruz, mali itibarımız yoktur demiyoruz. Sa- dece Bakanın sözlerindeki bir para- doksa işaret etmek istiyoruz. İzahlar eski. devirde iç istikraz tahvıllerının satılabilmesi için zoraki bazı hüküm- ler konulduğunu —meselâ bankalara mevduatlarının beşte birin devlet tah- vil ve bonolarına yaptırmak -mecbu- riyetinin vaz edildiğini söylemektedir. Bu vaziyet 1953 de kaldırılmıştır. Fa- kat aynı zamanda bir amortisman ve kredi sandığı kurulmuştur. Amortis- man ve kredi sandığını bir tarafa bı- rakalım, Bakanın sözlerinden anla- dıgımıza göre istikraz tahvilleri ar- tık hakiki tasarruf sahiplerine sa- tılmaktadır. Fakat bu tasarruf sa- hiplerinin hususi şahıslar mı yoksa resmi ve yarı resmi bazı tüzel kişi- olduğuna dair bir kayıt mevcut değildir. Acaba ,emlâk alım satımında ve ticari hayatta kârın bu kadar yüksek olduğu bir devirde ha- lâ 25 faizli istikraz tahvillerinin sa- tın almayı tercih edecek ne kadar, hususi tasarruf sahibi mevcuttur.. Rakam verilmeyen mevzu Maliye — Bakanı son konuşmasında altın mevzuuna da temas etmiş fa- kat bugünkü durum hakkında hiç bir şey söylememiştir. Altına dair iza- hatı, sırasında Maliye Bakanı Halk Partisi devrindeki altın meselesini tekrar anlatmış altınların ne kadar olduğunu, nasıl temin edildiğini, o de- virde nasıl harcandığını derli toplu bir şekilde izah etmiştir. Fakat o dev- re ait altın meselesi bu işlerle alâ- kadar olan kimseler tarafından za- ten bilinmektedir. Gizli bir. tarafı da yoktur. Bilinmeyen mesele, şimdi e- limizde mevcut olan, terhin edilen altınların miktarıdır. Ne çare ki ko- nuşmada soruları kati olarak cevap- landıracak izahat mevcut değildi. Konuşmalarla alâkalı daha pek çok husus üzerinde durulabilir. Biz bu defalık sadece bu kadarla yetin- mek istiyoruz. Umumi Vazıyet üze- rinde de kısaca durulmak icap eder- se denebilir ki yakarıya aldığımız söz- lerden anlaşılacağı gibi iktidar men- supları konuşmalarını sinirli bir hava içinde yapmaktadırlar. Halbuki hak- lı olduğuna inanan, müsbet neticele- ri muhakkak istihsal edeceğini emin olan kimselerin sinirlenmeleri için bir sebep mevcut olmamalıdır. Haklılık ve kuvvetlilik insanları kendinden e- min, fakat sakin ye yumuşak hare- ket etmeye götüren vasıflardır. İktisat Beklenen zam Sımdıye kadar yapılan, ileride yapı- lacağı da her halde muhakkak olan zamların şimdilik sonuncusunu şeke- re yapılanı teşkil etmektedir. Şeker zammı beklenen bir şeydi, nihayet ol- zamla birlikte şekerle muh- telif suretlerde alâkalı bir çok madde- lerin fiyatlarında da artmalar ola- caktır. Bu da tabii bir şeydir. Yeni iktidarın eskisinden vazife- yi devir aldığı zaman, bir hesaba ve incelemeye lüzum gormeksızın girişi- len ilk işlerden biri şeker fiyatların- da yapılan otuz kuruşluk indirmedir. Bu günkü zamla şeker mevzuunda hareket noktasındakı duruma dönül- müş bulunulmakta Şekerdeki bu aldatışı ve çok kısa ömürlü ucuzlatmıya mukabil, yeni i- re beş sene gibi bir zaman içkide sayıları bir hayli kabarmış olan zam- lar yapmak zorunda kaldı. Hakikat- te iktisaden geliştiği iddia edilen bir memlekette bunun aksi vukua gel- mek gerekirdi. İktisadi gelişme ne- ticesinde bir taraftan prodüktivite, bunun neticesinde istihsal artacak bu da fiyatların artma göstermesi yerine bilâkis düşmesi yolunda tesir edecek— tir. Memleketimizde durum bun sine cereyan etmekledir. Ustelık reel Samet Ağaoğlır Ne yapsın parti.. AKİS, 6GAĞUSTOS 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: