6 Ağustos 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

6 Ağustos 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mekte ise - cereyan ettikleri bizzat res mi beyanlarla sabittir-bu takdirde kuvvetli bir etonomik düzene ve nor- mal iktisadi şartlara sahip değiliz demektir. Ve hakikaten bu böyledir. Dediğimiz gibi, zaten bunu hükümet de inkâr etmiyor Ancak bu neticenin mes'uliyetini üzerine almıyo buki bu gün içinde bulunulan vazi- yetin şerefı kadar mesuliyeti de doğ- rudan doğr ükümete aittir. Zira muhalefet Veya diğer her hangi bir kuvvet şöylece işaret ettiğimiz şart- lar mevcut olmadıkça böyle bir şey yapamazlar. Buna imkân yoktur. İk- tisadi hadiselerin sözle, tahrikle ge- liştikleri iddiası hiç bir iktisat kita- bında yazılı olmadığı gibi, bu ne re- alitelere ve ne de aklı selime uygun düşer. Karaborsanın — bilhassa harp devresi gibi gayrı tabii şartların hü- küm sürdüğü zamanlar kendini gös- termesi, bunun başlıca delili, olarak gösterilebilir. Güçlükler geçici midir? Son günlerde Hükümet azalarının ve başkanının ısrarla beyan ettik- leri,iki nokta var: İçinde bulunulan güçlükler geçicidir. Bunlar doğrudan doğruya muhalefetin tahrikleri ne- ticesinde ortaya çıkmıştır. Güçlük- lerin sebebı karaborsa ve 1st1fçılıkt1r Bir defa detle karşılanmalarına lüzum kalmaz- dı. Aksi mantık icaplarına aykırı dü- Sonra geçicilik ne kadar usun veya kısa bir zaman içinde olacak- tır? Bundan başka bizzat Başbakan tahriklerin 1952 den beri yapıldığını ve bu günkü güçlükleri doğuran ka- raborsacılığın ve istifçiliğin o gün- lerden başladığım söylemiştir. Beş senelik bir hükümet esnasında üç se- ne devam eden bir güçlük — doğarsa diğer iktisadi mutalar bir tarafa adı geçen güçlüklerin geçici vearızi s beplere dayandığını iddia edebilmek 'hakikaten zor olur. Kaldı ki biz daha el u sayfalarda belirttiği- miz gibi, zorlukların hiç de geçici olmadıklarını zannediyoruz. Hem sonra sorulabilecek bir nokta daha i Hükümet karaborsâ- cılık ve ıstıfçılık hareketlerını daha üç sene evvelinden bılıyordu niye bunları önleyici faaliyetlere girişme- yi bu kadar geriye bırakmıştır? Yok- sa o zaman bunların bu gunku neti- celeri doğurabileceği derpiş m mamıştı? Bu soruların cevabını bizim kendi kendimize verebilmemize im- kân yoktur. Yanlız kendı kendimize bildiğimiz bir şey v o da, ne tür- lü olursa olsun meselelerın hususıyle iktisadi problemlerin siyasi hasımları susturmak, bunun için türlü kombine- zonlar aramak yoluyla halledilemiye- ceğidir. AKİS, 6 AĞUSTOS 1955 BUNLAR HEP HAKİKATTİR Gazeteler, acayip bir hırsızlık va- kasına oldukça geniş yer ayırmış- lardır. Hadise, Nicola Saccaninni a- dında, Italyan aslından bir bakkaliye mağazasının sahibinin evinde cereyan etmiş ve hırsız, yatak odasına kadar girmek cesaretini göstererek adamın pantalon cebindeki cüzdanında mev- cut 1250 dolardan sadece 900 dolarını almış ve geri kalan paraların arasına şu pusulayı bırakıp sırra kadem bas- t "Eğer siz de hayatınızda şıddetle sevdiyseniz aşkın insana h şeyi yaptıracağını kabul ederek, beni af— federsiniz, ihtiyacım olan paradan fazlasını almadım. Eğer çok cimri i- seniz, borcumu size bir an evvel ödi- yebılmem için Allaha benimle bera- ber siz de yalvarınız. (A. P.) Pasif korunma memurları Modern Mau - Mau'lar New York sokaklarında dolaşan bir takım garip adamlar halkın dik- katini çekmiş ve onları korkutmuş— tur. Evvelâ bunlar Amerika'ya iltica eden Rus mültecileri oldukları zannedilmiş ise de az zaman sonra atom bomban için yapılan pasif ko- runma tecrübelerine katılan memur- lar oldukları anlaşılmıştır. (A. P.) İngilterenin meşhur süt ve peynir kumpanyalarından birisi tarafından inşa edilerek geçenlerde açılan ve dünyanın en mükemmael tesisatını ih- tiva eden bir fabrika bir taraf tan kir- li şişeleri alıp diğer taraftan onları yıkadıktan, pastörize sütle doldurduk- tan ve hususi aliminyum kapaklarla kapadıktan sonra satışa Hazır bir va- 1.100. 000 şışeye doldurabilecek kapa- sitededir (Time) Başkan Eisenhower geçen haftalar- da California'da bir geziye çık- mıştı. Daha ziyade demokratları tu- tan vilâyetlerde bile halk kendisini coşkunlukla karşılamış, hattâ golf oynarken bile bir çok insan sahaya Hücum ederek kendisini oyundan alı- koymuştu Bu arada biricik tadsız sesin Uni- on Leader gazetesinde ilk sayfada ya- yınlanan bir başyazıdan çıktığı işi- tilmiştir. Mc Carthy taraftarı Başya- zar Willlam — Leeb bu makalesinde Eisenhower'i Kore'de utanç verici bir barışa müsaade etmek. Hindi Çini'yi kızıllara satmakla itham — ettikten sonra şöyle demektedir: "Gazetemiz şimdi Başkan Eisen- hower'i Birleşik Amerikanın şerefini, kudretini ve itibarını - tarihimizdeki bütün Cumhurbaşkanlarından ço daha beter şekilde tahrip — etmekle suçlandırmaktadır." (Time) * Mahalli Jandarma 23 yaşında Da- nimarkalı bir elektrikçi olan Er- nest Jenson adında zevkine fazlaca düşkün bir turisti — tevkif etmiştir. Jenson karısıyla olan geçımsızlıkle— rini unutmak için Kopehag'dan rise OTO - Stop vasıtasıyla gelmıştı 10 Mayısta Jenson burada bir motor- sikletle Cote O' Azur'e gelmiş ve bir Haziran günü de İngiliz Dışışlerı ve- kilinin akrabası bayan Jul Mac Milan'a ait bir spor otomobılı ele ge- çirmiştir. Danimarkalı elektrikçi bu arabayla Romaya gitmiş oradan tek- rar Fransada Saint Jean Ferraya dö- nerek kamp kurmuştur. Artık kara yolculuğundan bıktığı anlaşılan Jen- son geçen gece bir profesöre ait u- fak bir yatı çalmıştır Mamafih pro- fosör aynı gece şiddetli bir rüzgarın çıkması üzerine halatları kontrol i- çın geldiği zaman yatı yerinde göre- miş ve hemen jandarmayı haber- dar etmiştir. Jandarmalar bir kaç sa- t sonra Jenson'u yakalamış ve ad- liyeye tealim etmişlerdir. (New York Times) Bahriye — mütekaidi 68 yaşında Roy Bergo, üç metre boyunda kauçuk- tan mamul motorlu bir sandalla Av- rupa yolculuğuna hazırlanmaktadır. adesine göre, sandalına bir miktar yıyecek ile su alacak ve her ihtimale karşı av tüfeğini de yanında bulun- duracaktır. Ayrıca vakit buldukça küçük ba-. lıklarla oyalanmak için bir de olta alacağını söyliyen kurt denizci, bu işe nasıl cesaret edebildiğim soran gaze- tecilere şu cevabı vermiştir: Dalgalar, büyük tekneler için tehlikelidir; Çünki onlar batabılırler albuki benim sandalım, asla batm yacak ve parçalanmayacaktır (New York Times)

Bu sayıdan diğer sayfalar: