25 Haziran 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

25 Haziran 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“naylon" denilen çekçeği vardı. Ara- banın içinde bir masa duruyordu. Bir de mikrofon mevcuttu. Gazeteciler masanın etrafına yerleştiler, hatip- ler uzun uzun konuştular. Şikâyet- ler hep aynıydı: Demokrasiye ve u- cuzluğa hasreti Nutuklar sert oldu. Bazıları, zulüm yapanlara karşı teh- ditler ihtiva ediyordu. Tabii işin o ta- rafı kuru sıkı edebiyattı. Osman Bö- lük başı en çok alkışlanan hatip oldu. Mitingi kapayan Genel Başkan Ah- met Tahtakılıç ise söylenilenleri der- leyip toparladı ve fikir halinde orta- ya koydu. Tıpkı aynı saatlerde yurdun bir başka tarafında, Egenin Muğlasında yapılan C.H.P. toplantısında olduğu gribi Kırşehirde de tenkidlerin hedefi demokrasiyi — gerçekleştirmeyen Ad- nan Menderesti. Kasım Gülek Muf- lada "Daimi hükümet, daimi başkan olmaz. D.P. kabinesini artık Mende- resten başkası kurmalı, memleket iş- lerini başka bir pohtıkayla tedvir et- melidir. D.P. nin içinde bu işi yapabı— lecek düzinelerle insan vardır" diyor, Osman Bölükbaşı Kırşehirde "Mağ- rur olma Menderes, senden büyük Al- lah var, senden büyük millet var" di- ye haykırıyordu. Tabii bu sesler, sinden ibaretti. * muhalefetin se- Büyük kongrenin arefesinde Önümüzdeki haftanın başında Cum- huriyetçi Millet Partisinin ilk Bü- yük Kongresi Ankarada Yeni Sine- mada yapılıyor. Kongrenın heyecanlı, hattâ ateşli geçeceğinden zerrece şüphe edilmez. Toplantıyı takip ede- cek emniyet memurlarına da zabıt tutmak bakımından zıyadesıyle iş dü- şeceği tahmin oluna Kongre mühim bır karar alacak mıdır? Karar, olsa olsa sonbaharda- ki seçimlere iştirak edip etmemek mevzuunda olabilir. Bunun da men- fi çıkması kuvvetle muhtemeldir. O takdirde C.H.P. nin de aynı yolu tut- masını beklemek gerekecektir. Kır- şehir misali muhalefet partilerinin ö- nünde durmaktadır. Muhalif belediye başkanlarına da ilk fırsatta işten el çektirildiği bilinmektedir. O halde? C.M.P. idarecilerinin ekseriyeti se- çımlerı boykot etmek kararındadır. B n de katılacağını bil- boykot taraftarlarının adedini çogaltacaktır Seçme emniyetini temin etmek için Kırşehırı yeniden vilâyet yapmak lüzumu bir şart ha- line gelmektedir. Kongrenin, öteki muhalefet teşek- küllerine sempatisini bildirmesi kuv- vetle muhtemeldir. C.M.P. nin sem- patisini bildireceği başka bir mües- sese de hür basın müessesesi olacak- tır. Tabii ondan geriye ne kaldıysa... Dış politika Lübnandan dönüş Bir — hafta müddetle Lübnan gelin- İlk elbiselerini giymişti. Şehirler süslenmiş, her tarafa bayraklar a- AKİS, 25 HAZİRAN 1955 YURTTA OLUP BİTENLER Bayar * Chamoun Bir nezaket ziyareti silmiş, halkın sokaklara dökülmesi temin edilmişti. Gazetelere güzel makaleler yazdırılmış, Türkiye ve Türk dostluğu övdürülmüştü. Resmi kabuller, merasimler, at yarışları, as- i gosterıler son derece parlaktı. Ama bir husus her fırsatta ve müte- madiyen belirtiliyordu: Lübnan, Türk Irak paktına girmiyecekti. Cumhurbaşkanı Celal Bayar Lüb- nam zZiyaret etmişti. Bu, Lübnan Dev- let Başkanı Camille Chamoun'un bun- an evvel memleketimize yaptığı se- yahatın ladesiydi. Türk hükümeti de o zaman sokakları süslemiş, halkı sokaklara dökmüş, gazetelerde Lüb- nanı ve Lübnan dostluğunu övdür- müştü. Buradaki merasimler, resmı kabuller, askeri gösteriler da gaye parlak olmuştu Misafirlerden hiç bır şey esirgenmemiş, hepsi en mükellef şekilde ağırlanmıştı. Hattâ İstanbul- da sürek avı bile tertiplenmişti. An- cak Lübnanlı devlet adamları o za- an da memleketlerinin Türk - Irak paktına katılmıyacagını açık şekilde etraflarına bildirmişlerdi. Celal Bayarın ziyareti komşumuz- da bazı Türkiye aleyhtarı nümayiş- lere de yol açmıştı. Bunlar maksatlı ve tertipliydi ve doğrusu istenilirse Lübnan milletinin hislerine tercü- man olmaktan uzaktı. Lübnan basını bir acaip basındır. Herkes, bedelini ödemek suretiyle muhtelif organlara istediği neşriyatı yaptırabilir. Aley- himizdeki neşriyatın bedelini ise ko- münistlerle Mısırlılar ödüyorlardı. Mühim olan Lübnan hükümetinin, zi- yaretin gayrı siyasi vasfi üzerinde dikkatle durması ve bunu her husus- ta belirtmesiydi. Hattâ iki devlet başkanının, — Anayasaları gereğince politik bir müzakerede bulunamıya- cakları hususu da bilhassa tasrih o- lunmuştu. Eğer Adnan Menderes Cumhurbaşkanına refakat etseydi, elbette ki siyasi görüşmeler olacak- tı. Fakat o takdirde Lübnanın pakta iştiraki bahis mevzuu değildi. Lübnan daha tarafsız bir durum ta- kınmayı ve hiç kimseyi gücendirme- meyi tercih ediyordu. Bu suretle ziyaret, son derece iyi geçen bir nezaket ziyareti oldu. İki devlet adamının politikaya temas et- tikleri aşikârdı. Celâl Bayara Dışiş- leri Bakanlığı Umumi Kâtibi Muhar- rem Nuri Birgi refakat ediyordu. Bu da, Anayasa icabıydı. Karşı taraftan ise Başbakan misafirlerle meşgul o- luyordu. Fakat her şey, gayrı siyasi bir veçhe taşıyor ve Lübnanlılar bu- na azami derecede riayet ediyorlardı. Hediyeler alınıp verildi, Celâl Baya- ra fahri hemşehrilik tevcih olundu, Beyrut sosyetesinde faal bir hafta geçirildi. Hepsi o kadar Lübnan, Türk - Irak paktına ka- tılmak için zamanın gelmediği kana- atindeydi. Irak kralı geliyor Bu sırada Türkiye, Irak Kralı ikin- ci Faysal'ı karşılamaya hazırla- nıyor ve şehirlerimiz donanıyordu. ikinci Faysala da hararetli bir mi- safirperverlik gösterilecek, parlak zi- yafetler verilecek, kabuller tertiplenecek, şerefîne gösteriler ya- pılacaktı. Ankarada takların kurul- masına şimdiden başlanılmıştı. Veliaht Abdülilah da refakat e ti. Misafir devlet adamlariyle politi- kadan bahsolunacağı tabııydı Irak paktının durum gözden geçirilecekti. pısından arap devletleri girmek istemiyorlardı. Fakat bu gibi ziyaretler, devlet mları arasındaki dostluğu kuv- vetlendiriyordu. 'bir türlü

Bu sayıdan diğer sayfalar: