Kadına Dair.. 1900 senesinde, İngilterede ip bir hadise olmuş, Charles Towsend —adında bir profesör münakaşa ilmi mev- zulu dersini verirken kız tale- belerin sınıfı terketmelerini is- temiş ve şöyle demiş: — Kadınlara münakaşa et- mesini Öğretmek adar abes bir şey tasavvur edemiyorum.. Onların hılkaten sahip oldukla— rı bu melekeyi yok edemeyiz, edemeyiz ama üstelik de inki- şaf ettirmek bilmem akıllılık mıdır?-" Hikâyeyi nakleden yazar i- lâve ediyor: " — Ta profsör onlara bu il- mı ogretmış de olsaydı, halimiz olurdu Sosyete Bir kadının hikâyesi Zeki, şık, çok güzel bir genç kızdı.. iyi bir izdivaç yapmak, cemiyet hayatında — parlamak, — kendisinden bahsettirmek ve sosyeteye gayesini taşıyordu.. ti: eski Fransız girmek Şansı yardım et- Cumhurbaşkanının Her gün davetten davete koşuyor, en parlak toplantı- ların alâka merkezini teşkil ediyor- Herkes onun sıklığından, güzelli- gınden bahsediyordu. Kocası, gocuk- ları, milleti ona âşıktı. Fakat elde ettiği bu muvaffakiyet Jacgueline Auriol'u tatmin etmez olmuştu. Zi- yafetler, — kokteyller, sosyete hayatı birden ona bomboş göründü. Büyük terzilere verdiği randevular seyrek- leşti, daha ziyade çocukları ile meş- gul oluyor, resim yapıyor, düşünüyor, ve bir şey bekliyordu. Bu beklediği şeyin ne olduğunu henüz kendisi de bilmiyordu.. u Öyle bir şey olacaktı ki ona yeniden yaşama ar- zusu, yeniden mücadele aşkı aşılıya- caktı.. Bir gece, gene bir resmi ziyafet- te, tesadüfen yanına düşen bir hava- cı Jaeaueline AurioPa beklediği şe- yin ne olduğunu keşfettirdi. Nezaket icabı sorulan bir kaç sual ve verilen birkaç cevap bu genç kadının istik- balini tayin edecekti. Fransız Cum- hurbaşkanının gelini ertesi gün u- çuşlara başladı ve pilot olacağını söyledi.. Bu önce, güzel bir kadının kaprısı olarak karşılanmış, bir çok "espri" lere, şakalara hattâ ufak te- fek dedikodulara sebebiyet vermişti. Jacgueline Auriol Dünyanın en süratli kadını AKİS, 25 HAZİRAN 1955 KADIN Kazadan sonra Kırılmayan azim. Fakat gün geçtikçe, 0 monden toplantılarda daha az görünüyor, i- yi bir pilot olmak için bütün şartlara riayet ediyordu., önce ufak tayyare- lerle uçtu, akrobasi yaptı. Artık yal- nız sosyete hayatını değil, evini bile ihmal ediyor, geceyi gündüze kata- rak çalışıyordu. Onun iyi bir tayyare- çi olabileceğine inananlar çoğaldı.. İşte tam bu sırada, bir kaza oldu... Yanındaki arkadaşı bu kazada öl- müştü. Jacgueline Auriol'a gelince, günlerce komada kaldı ve mucize ka- bilinden kurtuldu.. Yalnız bütün yü- zü mahvolmuş, gözlerinden başka her şeyi ezilmiş, parçalanmıştı. Amerika- ya gitti, en büyük operatörler onun yüzünü düzeltmeye çalıştılar. Sene- lerce hastahane hastahane dolaştı.. Yirmi üç tane yüz ameliyatı geçirdi. Eski güzelliğinden eser kalmamıştı. Fakat madem ki gözleri duruyordu o ret edeceğini zannedenleri çok şaşırt- tı. Çünkü, normal hayata döner dön-. mez, ilk işi yeniden havalanmak ol- Geçen hafta, tecrübe pilotu olarak yeni bir rekor kıran Jacgueline Auri- 1 "dünyanın en çabuk kadını" lâka- bını kazanmıştır. Herkes tecrübe pilotu olamaz.. Bu- nun için çok sıkı sıhhi muayenelerden geçmek, imtihan kazanmak icap e- der. 11.000 metre ırtıfada saatta 1200 kilometere yaparak uçarken, bir an dalmak, tayyare ile beraber yok ol- mak demektir.. Jacgueline Auriol, var olduğunu ispat etti. ik kazadan sonra Jaeaue- line Auriol'un tekrar havalanarak 11 bin metre irtifada uçması, saatte 1200 kilometre yapması cesaretinin örnek bir delili ve semalara karşı sempati- sinin ifadesini taşımaktadır. O, bü- tün cesaretini kazadan sonra çekti- ği ıstıraptan almıştı