MUSİKİ Opera Malüma ilâm Perdeler — kapandı. Fakat, — Devlet Tiyatrosunun şehrin dört bucağı- na dikilmiş reklam levhaları boş de- ğil. Büyült bir gerçeği ifade eden bir ilân asılmış! Devlet Tiyatrolarının 1 Ekim günü açılacağını — bildiriyor. Venedik perdelerini andıran mavi çiz- giler üzerine yazılmış bu tebliğe ba- kıp da gülmemek, yahut candan bir "yok canım!" çekmemek mümkün değildir. Zira bu, Cumhuriyet Bayra- mının 29 Ekimde olduğunu, sokak- lara afişler asarak ilân etmek gibi bir «eydir. Devlet Tiyatroları, perde- lerini 18 Temmuzda veya 9 Aralıkta açmağa karar verseydi, bu muhak- kak ki ilân edilmeğe değer bir şey olurdu. Fakat gelenekleşmiş bir ta- rihi bildirmek için afişler bastırmak, işgüzarlıktan başka nedir? Devlet Tiyatrosundan beklenen, gelecek mevsim oynanacak eserlerin, gerek operaların ve gerek pıyeslerın tam ve değişmez listesini ilân etme- siydi. Bunda zaten geç kalınmıştı. Geçen mevsimin başında, Umum mü- dür değişmesinin sebep oldugu her- bile içinde, ciddi bir temaşa m essesesinin en basta gelen Vazıfele rinden olan repertuar bildir işi ihmal edilmiş ye bu da bir dereceye kadar hoş görülmüştü. Fakat, Devlet Tiyatrosu henüz istikrar bulmamış mıdır ki, evvelki yıl, Cevat Memduh Altar'ın umum müdürlüğü zamanın- da olduğu gibi, oynanacak eserlerin hiç olmazsa Hazıran sonlarında ilânı bile mümkün olamadı? Devlet Tiyatrosunun bu bakım- an da mesuliyetlerini idrak etmiş bir müessese olarak çalışmasını iste- mekte haklıyız. Zira, meselâ, Atlan- tiğin öbür ucundaki bir opera kum- panyasının, Metropolitan'ın, 1956 - 56 mevsiminde hangi eserleri oyna- yacağını üç ay önceden beri biliyor- duk. 14 Kasım Pazartesi akşamı, Of- fenbach'ın "Hoffmann'ın Hikâyeleri" ile 71 inci mevsimine başlayacak 0- lan Metropolitan, temsil edeceği 24 operayı, herbirini idare edecek lerin isimleriyle birlikte, çoktan ilân etmiş bulunuyor. Bu 24 opera arasında üç tanesi, yeni dekor ve kostümlerle, yenıden sahneye konmuş olarak temsil edile- cektir. Bunlar, Pierre Monteux'nün idare edeceği "Hoffmann'ın Hikâye- leri", ilk defa olarak Metropolitan'da bir vazife alan genç Amerikalı şef Thomas Schıppers in idare edeceği "Don Pasguale", ve Bruno Walter'in idare edeceği "Sihirli Flut" tür. Richard Strauss'un "Der Rosen- kavalier", —Puccini'nin "Tosca" ve Wagnerın "Parsifal", eski temsille- rinden farklı rejılerle oynanacaktır. AKİS, 25 HAZİRAN 1955 Devlet Operasının 1955 56 mevsi- mi listesi ise henü smen meçhul- dür. Şayia halınde veya ihtimal ka- bilinden, bazı ısımler veriliyor. Ver- di'nin "Othello Domzettı nın "Don Pasguale", Gı o'nun "Andrea Chenier", Mozart' ın Don Giovanni" Puccını nin "II Tabarro", Meriotti'- nin "Medium" ve Cari Orff'un "Die Kluge" sinin ilk defa oynanacagı "Rıgoletto nun, "Hoffm 'in,' Boheme" in, 'Lucı nın ve Maskelı Balo'nun tekrar edileceği söyleniyor. Söylentilerin ne dereceye kadar doğru olduğunu kesin olarak anlıya- bilmek için şimdilik sadece bekliyo- Metropolıtan ın Verdıgı 1yı omek— ler bununla bitm Dai para sıkıntısından şıkayet “eden bu kum- panya, her e rağmen, Amerika'- nın diğer şehırlerınm de - opera, A- merika'da sadece New York'a has bir sanat olmamakla beraber - bu sanattan istifadesini sağlamak için turneye çıkmış, 11 eyaletin 16 şeh- rinde, 14 operayı 58 defa temsil et- miştir. Bundan başka, Metropolitan'ın u- mum müdürü Rudolf Bing de gelecek mevsim bir konferans turnesine çıka- cak, Amerikanın muhtelif şehirlerin- deki üniversitelerde opera hakkında konuşacaktır. Sanatkârlar Cortot temize çıktı Günümüzün en çok hürmet gören sanatkârlarından biri muhakkak ki Fransız piyanisti Alfred Cortot'- dur. Ancak Cortot'nun musiki şöhre- ti yanında, başka bir şöhreti daha vardır. İkinci Dünya Harbi esnasında Pierre Monteux 80 yaşındaki genç Nazilerle işbirliği etmesi.. Sanatla si- yaseti ayıranlar, Cortot'nun bu tara- fıyla ancak geçici olarak ilgilenirler. Fakat Fransa gibi Nazi işgalinin en ağır dertlerini çekmiş bir memleketin musiki teşekkülleri, bu tefriki yapa- mamaktadırlar. tekim Fransız — musikişinaslar Sendıkası Cortot'nun konserlerini ve- to etmişti Piyanist ise, bu tavrın, iftira ve itibarını zedeleme derecesi- ne vardığım iddia ederek sendika a- leyhine dava açm Geçenlerde, davanın neticesi alın- Mahkeme, piyanistin tazminat ta- lebını kabul etti. Cortot'nun ismi böylece temize çıktı; aleyhindeki id- dialar silindi ve sanatkâr, Fransız orkestralariyle çalmak serbestliğini 80 yaşında bir genç Orkestra — şefi Pierre Monteme, 80 inci doğum yıldönümünü kutla- mak için geçenlerde Boston'da ter- tiplenen bir toplantıda, vaktiyle altı yıl müddetle şefliğini yapmış olduğu orkestrayı, Boston Senfoni Orkestra- sını tekrar ıdare etti. Program tama- oven'in musikisine tahsis günkü şefi Charles Münch olduğu hal- e, tekrar sahnede göründü. Nutuk' lar söylendi. Sonra, Monteux'ye he- diyeler verildi. Başkan Eisenhower'- la orkestra şefini unutmamıştı. Asıl manalı hediyeler, biraz son- ra ortaya çıktı. Monteux'nün iki bes- tekâr dostu, Darius Milhaud ile Igor Stravinski, sanatkârın doğum gü- nünü kutlamak için birer parça bes- telemişlerdi. Charles' Münch, orkest- ranın başına geçti ve once Milhaud'- nun 'Dostane Düşünce" adlı yaylı sazlar için yazılmış parçasını, sonra da Stravinski'nin "Tebrik Prelüdü" nü çaldırdı. Stravinski'nin prelüdü, yer yer şiddetli davul darbelerıyle bestekâ- rın tarihi " T Ayini" ni andırı- yordu Bundan kısk sene kadar önce "Bahar Âyini" Fransa'da ilk defa ic- ra edildiği zaman dinleyiciler galeya- na gelmişler, Stravinski'nin taraf tar- lariyle aleyhtarları arasında kavga- lar çıkmış, bilâhare muazzam bir şöhrete ulaşan bu eser. o zaman bes- tekârı şiddetli bir asabi buhrana uğ- ratmıştı. Eserin hadise yaratan ilk icrasını idare eden Pierre Monteux rey an eden, fakat kesin bir bitişe varmayan bir eserdi. Bu bakımdan da, Monteux'nün sanat hayatının sembolü oluyordu. Bu toplantıdan sonra bir gazete- ci şunları yazıyordu: "Pierre Monteux, bugünün musi- kisinin en genç ruhlarından biridir. Dolayısiyle ondan 80 yaşında bir de- likanlı diye bahsedebiliriz."