1 Kasım 1932 Tarihli Kadro Dergisi Sayfa 18

ideali, ne bir burjava, ne de bir proletarya hâkimiyetidir. Türk inkılâbı, bir sınıf inkılâbı değil, sınıfsır ve tezadsız millet oluş inkılabıdır. Bunun böyle olması tarihçe bir zaruretti: Çünkü Türk İnkılâbı, tarihin öyle bir devrinde doğdu ki, onda en son olgunluğuna ermiş bir iktisat sistemi, sır/ sımıf ayrılık- lart yüzünden, teknik seviyenin bahsettiği imkânlardan istifa- de edemiyor ve milletleri ve milletlerle birlikte bütün bir insan- hğı bin bir acı ve yoksulluk içinde kıvrandırıyor. Böyle bir sistem, doğrudan doğruya bu sistemin doğurduğu müstemleke ve metrapol devlet tezadıniın mahsulü olan Türk milli kurtuluş inkılâbı için, tabiatile bir ideal olamazdı. Tarih- çe zaruretin bir yüzü budur. Bir ikinci yüzü daha vardır ki, o da iktisatça seviyemizdeki aşağı yukarı yüz yıllık geriliktir. Ve tedrici tekâmülün akışına kendimizi bırakarak ve aymni tarih yolundan geçerek, aradaki bu yüz yıllık gerilik ayrılığını kazanmamızın imkânsızlığıdır. Âyni tarih yolundan makandımız, bususi sermaye terakümü yo- ludur. Çünkü hususi sermaye terakümü yolunun, Avrupa ve ÂAmerika da yüz senede yardığı bupünkü yüksek teknik seviyeyi müm- kün kılan serbes? ve açık pazar sartları, ille harpsonundan be- ri, tamamen ortadan kalkmış bulunmaktadır. Bugün artık serbest pazarlar yok, Tröstlesmiş, kartellesmiş, teş- kilâtlanmış pazarlar var. Bugün artık açık pazarlar yak. Gümrük divarlarile çevrilmiş, dış rekabete karşı bin bir tedbirlerle örtülmüş kapalı pazarlar var. Bu teşkilâtlı ve kapalı kuvvetlera karşı bizim Ziraat, Sanayi, Ti- caret sahalarındaki tek ve dağınık varlıklarımızın kendi münfe- rit kavvetlerile boy ölçüşebilmelerine ve baza çıkabhilmelerine -böyle bBir mucizeye- inananlar varsa, onları imanlarıla baş ba- şa bırakabiliriz. Fakat iman göklerinden inip te, hakikat toprağına ayak basar- sak, a vakit Türkiye'nin hususi sermaye terakümü yolile vara- bileceği merhalelerin, hiç bir vakit bugünkü yüksek teknikli Av- 18