Ayşegül TARIM C- Dergisi Eğitim bölümü/Psikolog Tuncay TÜRKELİ Bilçağ Program Evi Ltd. C- Dergisi: Sayın TÜRKELİ bilgisayar satışı serbest birakıldıktan sönra ilk ku- rulan firmalardan birinin genel koor- dinatörlüğünü yürütüyorsunuz. Ev bil- gisayarları konusunda size bilgi vere- cek kuruluşlar da yoktu. Siz nasıl baş- ladınız. Bu günün gençleri ise; nasil başlıyor ve gelişiyor. BİLÇAĞ: Ben İTÜ'de okurken bilgisayar dersleri seçme ders- ti ve eğitim karatahtada ve delikli kartlarla yapılıyordu. Ben ve arkadaşlarım yaptığı- mız programların sonucuündü bir zevk alamıyorduk. Ve fa- külte bitene kadar bilgisayarı dahi görememiştik Yıllar sonra ev bi igıscıvcrlcırı ile tanışınca öğrenme süresi- nin çok kısa ve zevkli olduğu- nu gördük. Programlama öğ- renmek isteyenlerin de hazır paket programlarla işlerini dü- zene sokabileceğini düşün- dük. 1983 yılında EV (HOME) ve KİŞİSEL (PERSONEL) bilgisa- yarların ithali serbest bırakılın- coa üç orlak sermaye şirketi BİL- ÇAG LTD.'yi kurduk. Önceleri İlk müşterilerimiz gelirleri yüksek, lisan bilen, bil- gisayar ile tanışmış dünyada- ki feknolojiyi takip eden aile- ler Ve öğrencilerdi. Yabancı yayın eksiğimizi onlarla ta- mamladık. Daha sonra ortak gelir düzeyindeki aileler Ve öğrenciler bilgasayar almaya başladıldr. Onlar iki üç hafta- da prograracılığı öğrendiler ve verdiğimiz konuları işleme- ye başladılar 1983 yılının başından beri iş- Röportaj birliği yaptığımız bu gençlerin bir kısmı girdikleri fakültelerde bilgisayardan faydalanmaya mekteler, Bir kısmı ise firmalarda programcı veya anolist olarak çalışma hayat- na atılmışlardır. Mezun olanla- rın bir bölümü çalıştıkları mes- lek kollarında firmalarına bi gasayoar sistemini yerleştirme- ye mudaffak olmuşlardır. Bizim gençlerimiz bilgisayar konuları sebebi ile içlerine ka- panmamakta aksine zeki ve yetenekli arkadaş çevresini genişletmektedir. Kars'ın bir | çesine mecburi hizmet için gi- den genç doöktor arkadaşımız Türkiye ve dünya ülkelerinden mektup ve telefon arkadaşlı- ği sonunda bulduğu yüzlerce programı bizlere ilk sunanlar- dan biri olmuştur. Gençlerin Ççoğu ödedikleri bilgisayar be- delinin yarısını yabancı prog- ram satışlarından geri topla- maktadırlar. C- Dergisi: Çocuklarına bilgisayar alan aileler, eğitimde yardımcı olsun diye aldıklarını söylüyorlar. Bazılarnı da çok oyun oynadıklarından şikayet edi- yorlar, Bilgisayar ile eğitimden fayda- lanabiliyorlar mı? BİLÇAĞ: Bazı aileler çocukla- rının ders eğitiminde faydolı olsun diye alıyorlar ve görev- lerinin bitliğini sanıyorlar, Al- dıkları bilgisayarların eğitim programları var mı? Yok mu? Hiç araştırmıyorlar bile! Ders eğitimi İçin eğitim programla- rının seçerken de kalitesini de gözönünde bulundurmak ge- rekiyor. Bazı aileler de eğilim kalitesine bakmadan fiatları- nı kaset sayısına bölerek karlı olduğunu düşündüğü eğitim programlarını satın alıyorlar. Bu konuda rastladığım en fe- ci örnek; annesi ile fuarda ge- zen öğrencinin biri gereksinim duyduğu eğitim pokedınl be- ğendiği halde, annenin “Eği- tim programları yerine oyun olalım, babanla birlikte oynarsınız” diyenidir. Oyun oy- namak düşünceyi geliştirir ve araştırıcılığa sevk yanlış yere de aileleri yönlen- dirmemelidir. Yanlış tarafa yönlenen aileler yine olursa; yetenekli çocukları tarafından Yol göstereceğine inaniyorum, C- Dergisi: Eği hrnde fırsat eşitliğin- den ne anlıyorsunuz? Bilgisayar eşitli- ginde firsot eşımgın.f nosil etkiler? Do- gol yeteneklerini geliştirebilir mi? BİLÇAĞ: Benim eğitimde fırsm eşitliği kavramına makro a dan cevap vermem Çok zor Gönül arzu eder ki, devletimi- zin olanakları artsın ve yurdun her köşesindeki okullarda eği- tim kalitesini iyileştirsin. Okulla- tın eksiklikleri maddi olarcı orik ve kısa sürede tamamlar- sa bile, iyi yetişmiş ve dene- yimli öğretmen kadrosuna beş-on yıldan önce hazırlaya- meoz. Her eksiğin tamamlandı- ğini düşünsek de; sınıflarda, doğal yetenekleri olan geçe- 43