amacı, bilgisayarın kullanıcı tarafın- dan daha etkin ve daha verimli kulla- nılabilmesi, bilgisayar sisteminin elek- tronik, elektromekanik ya da meka- nik yapısı üzerinde kullanıcının ege- menlik düzeyinin aktarılmasıdır. Anlaşıldığı gibi işletim sistemi, bil- gisayarı oluşturan fiziksel birimlerin doğrudan denetlenmesini sağlar. Do- nanımın donanım tarafından fiziksel olarak denetlenmesi ise bilgisayar ya- pımcısı tarafından belirlenir. Kısaca özetlemek gerekirse işletim sistemi, 1984'ü yazarı George Örwell'in deyi- miyle bilgisayarın “*büyük ağabeyi''- dir. Tüm bilgisayar donanımı, işletim sisteminin denetimi altında çalışır. Belirli bir mikro bilgisayar düzen- lemesi için hazırlanmış bir işletim sis- temi, farklı bir donanım ile birlikte ça- lışmayabilir. Örneğin yalnızca disk or- tamı ile çalışmak üzere hazırlanmış bir işletim sistemi, manyetik şerit (kaset teyp) ortamına destek sağlamaz. Çün- kü manyetik şerit ortamı adı geçen iş- letim sistemi için tanımlanmamıştiır. Gerçekte bir işletim sistemi, bir bil- gisayar programından (daha doğrusu bir bilgisayar programları örgüsün- den) başka bir şey değildir. Bu neden- le, her proğram için sözkonusu oldu- ğu gibi, bir işletim sisteminin de ge- nel kullanıma sunulmadan önce sağ- likli bir deneme sürecinden geçmiş ol- ması gerekir. İşletim sistemleri genel- likle, alt düzey diller grubuna giren “assembly dilleri” kullanılarak yazı- lırlar. Bu dillerin tercih edilmesinde- ki temel etken, işlem hızının yüksek- liği ve minimum bellek alanının har- canmasıdır. Dolayısıyla bir işletim sis- temini oluşturmanın ya da ona destek Verici yeni programlar yazmanın, be- lirli. Bir donanım-yazılım uzmanlığı düzeyini gerektirdiği kendiliğinden or- 'taya çıkmaktadır. Birçok bilgisayarda (örneğin Com- modore GÂA'te) işletim sistemi komut- larını yerine getiren programlar, ROM (salt-oku bellek, İng. Read Only Me- mory) adı verileri bellek üzerinde sak- lanırlar. Genellikle bu tür işletim sis- temlerinde, sistemin özellikleri ve ko- mutları, yüksek düzeyli bir program- lama dili ile (örneğin C-64'te BASIC yorumlayıcı dili ile) içiçe geçmiş du- rumdadırlar. Deneyimsiz ya da ama- tör bir kullanıcı çoğu zaman bir ana programla karşı karşıya olduğunu kavrayamaz. Disk kullanan bilgisayar sistemlerinde ise genel eğilim, işletim sisteminin diskin özel alanlarına ya- 20 zılarak saklanmasıdır. Bilgiler, genel olarak disk dediğimiz ortama mariıye- tik olarak kaydedilirler. Kayıtlar (Ing. records), iz (İng. track) denilen ve manyetik olarak belirlenmiş halkalar ve bunların bölünmesiyle oluşan iz parçaları, sektörler (Ing. sector) üze- Tine yazılırlar. Disk özellikli işletim sistemlerinde, işletim sistemine ilişkin bilgileri depolamak amacıyla diskin (sert diskin ya da disketin) bazı izleri ayrılır. Kullanıcı bu izleri kendi bilgi- lerini koymak amacıyla (en azından olağan koşullarda) kullanamaz. Bu iz- lerde depolanmış işletim sistemine iliş- kin bölümler, gerek duyulduğu za- manlarda diskten belleğe kopya edi- lerek kullanılır. Çoğu zaman işletim sistemi, ROM bellek ve disk üzerinde paylaştırılmış olarak bulunur. Disk üzerindeki sistem izleri, bu gibi dü- rumlarda ROM'daki ve diskin üzerin- deki diğer işletim sistemi programla- rını etkin hale getirmek ya da işletim sistemini başlatmak (İng. boot) üze- re kullanılır. Özetleyerek olursak: Bir işletim sistemi, bilgisayarınızı aç- tığınızda ilk ve kapatırken son kullan- dığınız programdir).. İşletim Sistemlerinin Tarihsel Gelişimi İşletim sistemleri, öncelikle makro (büyük) ve mikro bilgisayar sistemle- rinde kullanılmak üzere geliştirilmiş- tir. Bu tür bilgisayarlarda işletim sis- temi, farklı amaçları olan çok sayıda kullanıcıya hizmet vermeyi amaçlar. Böylesi işletim sistemlerinin hazırlan- ması, uzun süreli takım çalışmasını ge- rektirir. Bu nedenle iyi hazırlanmış ve verimliliği genel kabul görmüş işletim sistemlerine sahip bilgisayarların ter- cih edilmesi şaşırtıcı değildir, Dolayı- sıyla işletim sisteminin bilgisayarın da- nanımıyla aynı düzeyde önemsenme- si yanlış olmayacaktır, Böylece yazı- mızın ilerki bölümlerinde ele alacağı- mız, 8-bit makineler için son derece gelişmiş bir işletim sistemi olan CP/M Plus (CP/M 3)'ın örneğin Commodo- re 128/128D'yi neden C-64'ten çok değişik bir düzeye, “ciddi'" bir bilgi- sayar düzeyine yükselttiği kendiliğin- den ortaya çıkmaktadır. Bir işletim sisteminin hazırlanması, daha az deneyimli programcı-merak- lılar için olanaksız bit iş olmamakla birlikte, herhangi bir uygulama prog- ramının yazılması kadar da kolay de- gildir. Bu nedenle mikro bilgisayarm fiyatı ile karşılaştırıldığında, işletim sistemine ödenen miktar önemli bir oran oluşturur. Fakat Commodore 128D gibi bir mikro bilgisayar aldığı- mızda, işletim sisteminin bedeli ma- kine fiyatına eklenmiş olduğundan, ayrı bir ödeme yapmamız gerekmez. İşletim sistemleri kimi zaman bilgi- sayar yapımcısı firmalar tarafından hazırlanmakla birlikte, özel olarak bu iş üzerinde çalışan bazı yazılım fir- maları da (örneğin MS-DOS'u yazan Microsoft gibi) vardır. Bu tür firma- lar arasında ismi hemen akla gelenler- den biri de ABD kökenli Digital Re- search İnc. şirketidir. Bu şirket, Zilog ZBO ve Intel 8080, 8085 işlemcilerini kullanan mikro bilgisayarlar için CP/M hizmet dilini hazırladı. CP/M adi, İngilizce '*Control Program ve Microprocessors” sözcüklerinin baş harflerinden oluşturulmuştur. Bugün CP/M işletim sisteminin pek çok ver- siyonu dünya üzerinde yaygın biçim- de kullanılmaktadır. Esnek disk (dis- ket) sistemlerine destek veren ilk işle- tim sistemlerinden biri CP/M'dir. CP/M sisteminin geliştirilmeye baş- landığı yıl 1973'tür. Digital Research firmasının kurucularından biri olan Gary Kildall, bu yıllarda Intel firma- sında danışman-yazılımcı olarak çalış- maktaydı. CP/M'e ışık tutan ilk ça- lışmaların amacı, programcılar için yazılım kolaylığı sağlayacak bir servis programları (İng. utilities) paketinin oluşturulmasıydı. Bu paket, program- lama dillerinden ve programları hata- larından arındıracak servis program- larından oluşmaktaydı. Esnek disk