larını yansıtıyorlar. Yapay zekânın en temel sorunları -bilgisayara örneğin İngilizce gibi “doğal” dilleri anlamayı öğretmek- henüz çözülebilmiş değil. Kahvaltı hazırlayabilecek robotlar an- cak 20 yıl kadar sonra görülebilecek. Ancak Tobotların hemen her tür önemli endüstriyel mamülü imal ede- bilecekleri gün pek uzakta değil. Ge- riye yalnızca işin ekonamik yanı ka- lacak; çünkü her ikisi de aynı işi ya- pabilseler de robatlar insanlardan da- ha pahalı olmaya devam edecekler. 1970 yılında, o zaman robot tasa- rımı, üretimi, ihractı ve kullanımında lider öolan ABD'de yaklaşık iki bin ka- dar robot fabrikalara yerleştirilmişti. Dünyanın geri kalan kısmındaysa bu- nun ancak birkaç katı kadar robot bu- lunmaktaydıi. Son ön yıl boöyünca mutlak rakamlar önemsenmeyecek öl- çüde arttı. Ancak artışın hızı Çok yük- sekti ve 1970 ile 1980 yılları arasında GM'un ücret maliyeti Yo 240 tırmanır- ken, robot kullanmanın saat başı ma- liyetinin 5 ile 6 dolar arasında sabilt kalması bir tesadüf değil. 1985 yılı itibarıyla ABD'de 16.000 kadar endüstri robotu bulunmaktadır. Bunların yarısı, yani 7.000 ile 8.000 kadarı, ötomabil işinde kullanılmak- tadır. Bu, 1982'deki orandan daha yüksektir. Örneğin 1980'de 300 rabot kullanan GM, şu anda 5.000 kadar ro- bot kullanmaktadır ve 1990 yılına ka- dar 15.000 tane daha almayı planlı- yor. Son önyılin başlarından beri di- Ber endüstri sektörlerine yerleştirilen robot birimi sayısı düşmüş olmakla birlikte, mutlak sayılar 1980'de 2.800- 3.000'den bugün yaklaşık 9.000”e Çır- lamıştır. Wassily Leontief ve Faye Duchin'in yeni kitaplarında yaptıkları hesaplamalara göre metal parçası ve makine yapanı diğer endüstriler, alet değiştirme ve malzemeleri işlemede kullandıkları robotların sayısını **bü- yük ölçüde” artıracaklar. Hafif ima- latçılar da giderek daha fazla sayıda robot alıyorlar. En önemli yeni gelişmeler, robotla- rın artık bitmiş mamülün montajıtı- da yaygın olarak kullanılmasına baş- lanan elektronik endüstrisinde görü- lüyor. Örneğin Apple Macintosh bil- gisayarının yaklaşık onda dökuzu oto- matik olarak monte ediliyor -kısmen IBM'den alınan ekipman sayesinde, Bu çarpıcı olayın derin bir önemi var, Kaynak ve boyama işleri birçok en- düstride görülebilir; ancak makine ve diğer parçaların montajı çok daha 14 yaygın uygulanmaktadır ve endüstri işçileriyle imalat maliyetlerinin en bü- yük kısmını oluşturmaktadır. Uzman- lar, gelecek onyılın ortalarında robot- ların en yaygın uygulamasının bu alanda olacağı konusunda hemfikir. Bu arada montaj yapımı Japonya'da- ki robotların yaklaşık Ve 20'sini kap- samiış durumda; bazı elektronik ima- latçılarıysa montaj operatörlerinden yarısı ile dörtte üçünü otomatize et- tiklerini iddia ediyorlar. Montaj hattının robotla yürütülme- sinin yaygınlık kazanması biraz za- man alacaktır. Wassily Leontief ve Faye Duchin 2000 yılına varıldığında bile, tüm olarak “elektronik devrim'- "in, 1820 yılında ilk kez madenlerden ve pamuk fabrikalarından yayılmaya başladığı zamanki haliyle “Avrupa ekonomisinin mekanizasyonundan daha gelişkin olmayacağını” öne sü- rüyorlar. Bu zaman zarfında robot üreten 60 kadar Amerikan firmasının işlerinde düzelme olduğu kadar geri- leme de görülecek; örneğin şu sırada bu firmalardan yalnızca yedi tanesi 1984 yılında kara geçmiş görünüyor- lar; ki o yıl toplam satışlar n 50'den fazla artlarak 330 milyon dolara çık- mıştı. Aslırıda birçok firma işi bırak- tı, diğer birçoğunun da bırakması bek- leniyor; ancak Arthur D.Little Inc., kulaktan kulağa dolaşan kehanetinde, 1992 yılına varıldığında dünya paza- tının 2 milyar dolara -yılda 50.000 robota- ulaşacağını öngörüyor; bu 1984'te dünyanın bütün fabrikaların- da bulunmakta olan robot sayısının üstünde bir rakkam. Bugün, robot yapımı ve satışı kü- çük şirketlerin girişemeyeceği bir oyun halini alırken, sarsıntı geçiren birçok girişimci temel olarak aynı mamülü satmaya çalışıyor. 1980 yılında 6 ör- ta boy şirket, 90 milyon dolarlık ro- bot pazarının yaklaşık Ve 95 kadarını paylaşıyorlardı. 1983'te payları Yo 53'e düşmüştü. Hâlâ cn büyük robot üreticisi olan Unimation, Westingho- üse tarafından satın alındı. Aynı şe- kilde General Electrics varolan şirket- lerden birini satın aldı. Her zaman ro- botların en büyük tüketicisi olmayı sürdüren General Motors 1982'de Ja- ponya'nın Fanuc Ltd. şirketiyle bir- likte GMF Robotics Corporation'u kurdu. Bendix, Renauli, Volkswagen ve UÜnited Technoloğgies bu oyuna ka- tıldılar; IBM de öyle. Bu büyük şirketler böylesi yatıriım- lara girişiyorlar; çünkü bizlerin bilme- diği bir şeyi biliyorlar, Herhangi bir anda ne olmakta olursa olsun, tıpkı buhar motoru ve elektrik gibi roboti- Bin de endüstri devriminin bir parça- sı olacağını biliyor onlar. Bu üçüncü Endüstri Devrimi tasarım, imalat ve pazarlamayı tek bir bilişi akışına so- karak, kendimizin yapmak istemedi- gimiz her şeyi otomatize etmemizi sağ- layacak. Henüz bu naoktaya yaklaşabilmiş değiliz; ancak birkaç şirket “bilgisa- yar bağlantılı imalat” adını verdikle- ri bir şeyi kurmaya girişmiş durumda- lar. Örneğin MeDonnell Douglas Co- rporation'un satış elemanları, bir par- ça için gelen siparişi doğrudan bilgi- sayar-yardımlı tasarım sistemine gön- derebilmekteler. Bu sistem, parçayı geliştiren mühendisin bilgisayara bağlı katod ışını tübüne parçanın skeçini çi- zip bilgisayarın bunu otomatik olarak sonsuz revize edilebilir bir elektronik baskıya dönüştürmesini mümkün kı- İarak, modası geçmiş taslakçının işle- vini ortadan kaldırmaktadır. Eğer parça nümerik kontrollü makinelere verilebilirse -özde robotlara benzeyen bilgisayar kontrollü makine aletleri- şirketin kendisi tarafından tasarımları- mış bir sistem, bitmiş çizimi alıp oto- matik olarak parçayı yapacak prog- ramı yazabilir. (Bu arada bu ve buna benzer sistemler sayesinde program- cılara duyulan talebin aşırı derecede artması engellenecektir.) Bundan son- ra da tabii mamül üretilmektedir -otomatik olarak. Bu arada MecDonnell Douğlas'taki diğer bilgisayarlar envanteri sürekli yenilemekte, satış kayıtları tutmakta vs.dir ve üst yönetim istediği her tür bilişiyi anında elinin altında bulabil- mektedir. Sürekli aynı verileri -satış sı- rasında, mühendislik bölümünde, tas- lak bölümünde, imalat bölümünde, envanter kontrol bölümünde, fatura- lama bölümünde, muhasebe bölü- münde vb.- girme ve yeniden girme iş- lemi büyük ölçüde ortadan kalkar. Günümüzde en gelişkin sistemler bo- zulmaya karşı hiç dayanıklı değildir ve yalnızca bir düzine kadarı başarılı ola- rak yerleştirilmiştir. Bununla birlikte yöneticiler ve mühendisler bilgisayar bağlarıtılı imalata bir tür ideal gözüyle bakmaktadırlar ve bazıları bunu elde etmek için kuşkusüz uğraşmayı sürdü- receklerdir. | Çev. Müge Gürsay Commodoree A