1 Nisan 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

1 Nisan 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Baha Akşit Kahve dövücüsü bir yandan da Ekrem Şerif Egeliyi ısıtıp sofraya sürmektedir. .ve yeni "Hadi Tan"lar #ktidarlar, abesi savunmak zorun- da kaldıklarında ve baskı tedbir- lerine giderken daima bir takım iş- güzar yardımcılar bulmuşlardır. Bunlar profesörler olmuştur, gaze- teciler olmuştur, memurlar olmuş- tur. Paraya, şöhrete veya siyasi ik- bale ihtirası olan bu yardakçılar hizmetlerini sunmuşlar ve istedik- lerine kavuşmuşlardır. Mazlum Kayalar .ve hınk deyicisi Bir Hadi Tan, bu konuda proto- tip olarak daima hatırlanacaktır. Hadi Tan bir hukukçu idi. Arada yaş farkı olmasına rağmen, Mende- res Hukuku milletvekili iken bitir- diği için, Hadi Tanın zamanın Baş- bakanı ile sınıf arkadaşı olduğu an- latılırdı. Bu Hadi Tan, Almanyada hukuk doktoru olmuş, Ankarada Savcı olarak işe başlamış, sonra A- dalet Bakanlığına intisap etmişti. Muhalefetin sesini kısmak için ba- zı şiddet kanunları hazırlanması gerektiğinde, mesleki prestijlerini ve fikir özgürlüklerini nasıl koruya- bileceklerini düşünen hukukçular, aralarından birinin, İktidara, büyük bir iştiyakla arz-ı hizmette bulun- duğunu gördüler. Bu, Hadi Tandı. Hadi Tan -Hüseyin Avni Göktürkün Bakanlığı sırasında- Ceza İşleri Ge- nel Müdürü oldu. Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne başladığı günlerde, e tebrike giden arkadaşla- İstanbul Savcısı Hicabi Dinçe, öoöiii kazası yapmış bir DP il- çe başkanı hakkında takibat yapma- masını "Beyfendi öyle istiyor" diye bildirdiğini duydular! Gösterdiği başarı, ettiği hizmet efendileri ta- rafından karşılıksız bırakılmadı ve müsteşar oldu. DP büyükleri him- met ettiler, Hadi Tan milletvekili de oldu. Antidemokratik kanunların hazırlanmasında, milletvekili olduk- tan sonra ise komisyonlarda ge- rekçelerinin yazılmasında Hadi Tan başroldeydi. Temyizden 18 üyenin e- mekliye sevkedilmesi Hadi Tan va- sıtası ile sağlanmıştı. 27 Mayıs ihti- lâli ile Yassıadaya girdi, idama mahküm oldu. Fakat cezası müeb- bede çevrildi. Devir değişti, DP'nin boşluğunu wi in geldiler ve zi Hadi Tan, dolgun maaşla, Zi- Ny Bankasındı müşavirliğe atan- dı. Halen bu cazip görevi gizli tut- maya çalışmaktadır. Ziraat Bankası santralına "Müşavir Hadi Tan ile görüşmek istiyorum" diyenler, "Ben burada değilim. Benden bahsetme- yin" diyen bir Hadi Tanı karşıların- da bulmaktadırlar!.. 1967 yılında da, boşluk doldu- ran bir iktidar, itibar kaybetmeğe başlayıp tedbir ihtiyacım duyunca, yeni Hadi Tanlar bulmakta güçlük çekmemiştir. DP tipi iktidarlara hizmet arze- denlerin, başta daima dört ayak üs- tüne düşmeleri herhalde bazı me- murlar üzerinde tesirini göstermiş- AKİS ti? Nitekim bir başka Ceza İşleri Genel Müdürü, AP İktidarına, şu dehşetengiz Temel Haklar Tasarısı- nı hazırlamakta tereddüt etmemiş- tir. Yakında müsteşar olup olmıya- cağı -Hadi Tanın çizgisini izlerse müsteşar da olur, mebus da ve Yas- sıadaya da gider- merak edilen bu hukukçunun adı, Melih Ezgüdür. Bu zat, kendi ifadesiyle, "Galatasa- ray mezunudur, dışarda tahsil yap- mıştır, babası eski Yargıtay Baş- kanlarındandır, günde dört-beş de- fa Anayasayı okur" ve Anayasanın sosyalizme kapalı olduğunu -Demi- rci de öyle demektedir ya..- söyle- mekte ve Batıdaki hürriyetlerin ve toleransın Türkiyeye uygun olmadı- ğını pa ileri sürerek, şöyle de- mektedir Türkler 27 Mayısta bu sorunun sında irtibatsızlık vardır. Batı ülke- lerinde iyi yürüyen mekanizmalar Türkiyeye getirilince oaksamakta- dır.." Hürriyetlerin kullanılması ve de- mokrasinin, yürümesi konularında Türkiyenin Batı ülkeleriyle bir tu- tulamıyacağı... Bu ilgi çekici fikir 1954'te, 1956'da ve 1960'da da çok söylenmişti. Şimdi yine söylenmek- tedir. İşin tuhafı, bu görüş, Was- hington'daki Beyaz Saraya mensup kimseler tarafından artık açıkça söylenmeğe başlanan bir teoriye pek benzemektedir. Teorinin sahi- bi, Başkan Johnson'un Beyaz Sara- ya yerleşmiş bulunan siyasi ve ikti- sadi danışmanı Prof. Walt Rostow'- dur. Bu Rostow'un teorisine göre, kalkınmanın Oo başladığı "Take-off" devresini geçiren azgelişmiş ülke- ler, en tehlikeli ve en istikrarsız yıl- ları yaşarlar. Bu devrede bu ülke- lerde "önce istikrar, sonra hürri- yet" prensibini uygulamak, yani de- mokrasiyi ve hürriyetleri rafa kal- aa caizdir. Tabii Batı bloku- Amerikanın sıkı dost ve müttefiki olarak kalmak şartiyle... Rostow bu görüşlerini, geçen- lerde Leeds Üniversitesinde verdiği bir konferansta daha da genişlete- rek tekrarlamıştır. Tabii Demirelin -daha önce de Menderesin- temel hakları kısıtlar- ken ve demokrasiye paydos derken. Beyaz Sarayın bir tavsiyesini yeri- ne getirdiğini söylemek, İktidarın canım sıkacaktır. Sıkıntıyı önleme- nin çaresi ise aklıevvellerce keşfe- dilmiştir. 1954'te, 1956'da, 1960'da da- ha değişik adlar taşıyan bu çarenin 1 Nisan 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: