AKİS dır. İsyancılara Partiyi idareye kal- kışmak yetmemiş, şimdi de Kurul- tayı idare etmeye (o kalkmışlardır. Partiyi terketmek günü yaklaşınca, halk oyunda bir kahramanlık göste- risine girişerek, bir istifanın gerek- çesini yaratmak düşüncesi bildiri- de sırıtmaktadır. Hazırlanan kılıf u hesap nasıl sonuçlanır, bilinmez. Yalnız, bugüne kadar her tak- tiklerinde hezimete uğradıkları o i- çin, ÇEP liderlerinin bu taktiklerinin akıbeti de parlak görünmemektedir. CHP teşkilâtı, Çerkez Ethemlere a- cımıyacak kadar kızgındır, ihanete uğramanın haklı fevri ruh hali i- çindedir. O kadar ki. Kurultaya lecek Kayseri delegelerinin büyük kısmı Feyzioğlunun karşısına geç- mekle kalmayıp, "ihracı için" oy ve- receklerini söylemektedirler. Ferit Melenin kalesi olarak kabul edilen Van teşkilâtında durum (bundan farklı değildir. Van İl Başkanı Az- mi lr şu günlerde ahbapları- na, üzerinde "Ortanın Solu, demok- ratik bir halk hareketidir. İnsan in- anı, zümre zümreyi, kişiler ve ya- bamcilar ülkeyi oOsömürmemelidir" yazılı matbu bayram tebriği kartla- rından göndermektedir. ÇEP'çilerden Reşit Ülker ise, Kurban bayramı öncesinde birinci kuşetli ile İstanbula yaptığı yolcu- luk sırasında trende, Feyzioğlunun hazırladığı broşürü dağıtıyordu. 14 Nisan Cuma günü Selim Sırrı Tarcan salonunda yapılacak olan Kurultay, sonucu belli (oedecektir. Bu sonucun ÇEP lehine olmıyaca- ise, iki hafta öncesinden ÇEP ileri gelenleri tarafından dahi bili- niyor ve kabul ediliyordu. ve Bu hafta hazırlanan, bu mukad- der neticeye giydirilecek kılıftı. Kıbrıs Leyleğin ömrü Yeri bir Kıbrıs değiştirme birliği- yola çıkacağı 30 Mart günü yaklaşırken, AP İktidarının ve onun Dışişlerinin bir Kıbrıs oproblemi- nin varlığını hatırlamak ve geliş- melerden kamuoyunu haberdar et- mek zahmetinde bulunmaları, doğ- rusu, hayli yadırgandı. Ne var ki, aylardanberi susan yetkililerin bu konuda ve hemen aynı günlerde I Nisan 1967 verdikleri biribirine çok benzeyen demeçleri, çok kimse, bütün iyini- yetine rağmen, pek hayra yorama- dı. Herşeyden önce, verilen demeç- lerle gerçekler tam bir çelişme ha- lindeydi. Meselâ, AP İktidarının ba- şı Demirel, 26 Mart günü İzmirde e "Kıbrısta süküneti te- ettik" derken, aynı günlerde, Kıbrısta yayınlanan türk gazetele- rinde yeni olayların beklendiği ha- ber veriliyor ve ilgililerin, özellikle YURTTA OLUP BİTENLER lanmakta olan Zafer gazetesi, "An- kara, Kıbrıs politikasını jurnallere göre tayin ediyor" şeklinde haber- ler yayınlıyordu. Rumlar, muhte- melen, Adadaki Barış Gücünün kur- duğu Lefkoşe Yeşil (Hattına gelip yerleşmişler ve hattâ mevziler ve tahkimat yapmışlardı. Aynı günler- de, gerek Türkiyede ve gerekse Kıb- --sta olaylan izleyenler, "Kıbrısta aki kabul etmeyeceğiz" sözle- rini hatırlayarak, Çağlayangilin ku- Okula beyler, okula! uA.P.'yine mahvedecektir, bilinir mi? A.P. içindeki cahillerin sal- tanatı! Bunlar, cahilliklerinden, öyle lâfları hiç fütursuz söyle- mekte, gerçekleri öyle yanlış aksettirmekte, sonra da, bazen bir ilko- kul öğrencisini kahkahayla güldürecek bu temellere öyle politika âbideleri bina etmektedirler ki insanın deli olmaması mümkün de- ğildir. "Yârabbi, bu memleketin kaderi bunların mı elinde?" diye- Bunlar geçenlerde, radyolarda temsil edilen bir oyun dolayısıyla T.R.T. aleyhindeki kampanyalarına bir taş ilâve ettiler. Misel Stro- gof romanı radyofonik piyes haline sokulmuştu, oynanıyordu. Mişel Strogof, bu! Kaç tercümesi Türkiyede yayınlanmıştır, kaç filmi Tür- kiyede oynanmıştır.. Kitap meraklısı her çocuk bunu ilkokul, haydi bilemediniz ortaokul sıralarında mutlaka okumuştur. "Bizimkiler" bu klâsik olmuş eserde -hani pek milliyetçilerdir ya.. bir affedilmez günah buluverdiler: Çarlık Rusyasındaki tatarlar kötüleniyor, barbar oldukları söyleniyormuş.. Tatarları kötülemek ne demek? Tatarlar hangi ırktandır? Türk ırka.. Demek ki kötülenen biz türkleriz, bizim barbarlığımız söylenmektedir! Derhal şamata kopa- rıldı ve zavallı T.R.T. biç yoktan başım bir derde daha sokmamak için temsili kısa kesti. Ama, bir Misel Strogofta bunu bulmak! Pes değil mi? Durunuz, asıl pes dedirtecek başka şey Kampanyayı yürütenlerden biri, A.P.'nin yazar milletvekili Tekin Erer. Bizim süper - entellektüel kalemşor eserin adına bakmış: Misel Strogof! T.R.T.'ye veryansın ediyor: "Bu T.R.T. ne zaman -iline bir fırsat geçse, hemen rus yazarlarının eserlerini mikrofona çıkarıyor. Nedir bu rezalet! Gerçekten nedir bu rezalet? "Nedir bu rezalet" değil de, "bu nasıl cehalet?" Koca Jules Verne de rus zannedilir mi, yahu? Anavatandaki sorumluların dikkati çekiliyordu. Demirelin "Kıbrıs dâ- vasının peşini bırakmıyacağız" di- ye konuştuğu günlerde ise yine Kıbrıs türkleri, İktidarın ilgisizli- ğinden yakınıyorlardı. Dışişleri Ba- anı İhsan bri oÇağlayangilin "kalbinin kıbrıslı soydaşları için çarptığım" bir ilân-ı aşk duyarlığı içinde açıkladığı günlerden ancak ir hafta önce de, Kıbrısta yayın- laklarını çınlatıyorlardı. Üstüste biriken ve hemen hepsi gerçeklerle çelişen bu durumlar se- bebiyledir ki AP'li yetkililerin ve Dışişlerindeki bazı zevatın Bayram keyfiyle vermiş oldukları iyimser demeçler kimseyi tatmin etmedi ve bu konuda kamuoyunda mevcut en- dişeleri gideremedi. Kamuoyu endişe duymakta hak- lıydı. Zira, herşeyden önce, AP İk- 13