Neriman Ağaoğlu Bir parlamentoda bir adam, bir kadın kalkar, aklına ri çığlık çığ- lığa söyler. Adamın, kadının şahsiyeti neyse, tesiri ibaret ka- lır. Hele sözleri bir deli saçmasıysa ve isterinin bütün lim lem taşı- yorsa herkes gülüp geçer. Üzerinde de, kimse durmaz. Bizim Mecliste, böyle hâdiseler oluyor. Biri çıkıyor, patavatsızlığın tarifi diye lügatlere geçecek bir yazdı metni okuyor, bir konuşmayı ya- pıyor. Ama bizde, bu bir delinin attığı taşı kırk akıllı çıkaramıyor Bunun sebebini anlamak için, dâhi olmaya lüzum yoktur. Memleket bir İhtilâlden çıkmış. Hisler alevli. İkiye ayrılmış gruplar var. Tahrik- çiler fermada. Sistem, bizde ilk defadır ve sadece birbuçuk aydır işleyen yeni, alışılmamış koalisyon sistemi. Böyle bir ortam içinde, hele Koalis- yonun iki kanadı karşıkarşıya gelince, bütün milletin heyecan içinde kalması, havanın bulanması, söz düellolarının başlaması, herkesin "Ne oluyoruz?" demesi ve istikrarın uzaklaşması işten bile değildir. Ama konuşan, Esat Kemal Aybarmış. Ama konuşan, Neriman Ağaoğluymuş. Ama meramını anlatamamış, ama aklını kaçırmış, ama gülünç olmuş. Ne gam! Tıpkı konuşanın şahsiyeti gibi söylenenlerin gerçek değeri de her seferinde gözden kaçmakta, geriye ancak pusuda bekleyenlerin işi- ne yarayan bir istismar konusu kalmaktadır. Çare? Herkese iz'an ve akıl dağıtılamayacağına, her ağıza fermuar yaptı- rılamayacağına göre Başkanlık Divanının bir vaziyet alması ve böyle hâdiselere meydan oluyor, lütfen söyler misiniz? Ya, "Zapt-ı sabık hakkında konuşma?" Bunların bir manası olduğu, İçtüzükte bulunduğu ve bazı zaruretlerin neticesini teşkil ettiği muhakkaktır. Ancak, bir hudutları da yok mu- dur? Herkes, aklından geçen her şeyi, ne zemin ne zaman müsaitken kürsüye çıkıp söyliyebilir mi? ok, eğer Büyük Meclisin itibarı üzerinde milletvekilleri, kendi tah- sisatları konusunda kopan fırtına sırasında belirttikleri derecede hassas iseler bir tedbir düşünmek zorundadırlar. Koalisyonun devamını isteyip istememe bir meseledir, bu e o torpilleme gayretine Meclis kür- süsünü âlet etme bir başka şey Aslında, bu koalisyon kadar kuvvetli bir hükümet bu memlekete gelmiş midir, bilinmez. Bu koalisyon eşyanın tabiatı da değil, eşyanın zarureti icabı olduğuna göre mutlaka devam edecektir. Parti olarak A. P. dışarı çıkmak gafletini gösterse, Koalisyonun o kanadı Mecliste der- hal doldurulacaktır. Zira sağduyunun bir çatı altından bu derece uzak- laşabileceğini sanmak aklın alacağı şey değildir. - Nitekim bugünün Muhalefet Partileri kuvvetli hükümet konusunda belki iktidardan bile ilerdedirler. Zira, memleketin durumunu onlar daha iyi görmekte, his- setmektedirler. O halde? O halde, Allah rızası için incir çekirdeği doldurmayan bu deli saç- malarını bir politika meselesi haline getirmeyelim ve onların karşısına "usul'ün barikatlarını çıkaralım. vermemesi şarttır. Şu, "Gündem dışı konuşma" ne cak, ancak ondan sonra Hükümet üyesi A. P. li bakanlar kendilerine istikamet vereceklerdi. P. Grupundan bu karar Çıkın- ca, mesele aşağı yukarı halledilmiş oluyordu. Nitekim Mecliste ilk müza- kereleri başlayan kanunun sâdece e- meklilerle ilgili kısmı üzerinde durul- muştur. Genel Kurulun Komisyona iade ettiği tasarı, bu yönü düzelti- lerek sunulduğunda, Hükümet tez! kabul edildi. Ancak, Senatoda hava biraz değişiktir. Grup kararlarına rağmen senatörlerden bazıları, ka nunu geri çevirmek temayülündedir- ler Y.T.P. ve C.K.M.P. Senatörlerin bu konuda düşüncele- rinin nereden ileri e olaylar bir parça ortaya koymuştu "Anlayışlı anmak fikrinin ötesinde siyasi partilerin bir kitleyi kaybetme korkusu vardır. Daha zi- yade mahalli politika yapmayı hedef tutan politikacıların bu konuda Grup kararına fazlaca itibar edeceğine i- nanmak güçtür. Nitekim Y. P. ii bilhassa senatörlerin baskı- ı, kararın orada diğer gruplarda ol- duğu gibi kesinleşmesini önlemiş- tir. Y.T. P. Grupunda haftanın orta- sında konu ele alındığında, obüyük bir kalabalık yoktu. Nisap ucu ucu- na temin edilebilmişti. Gündemde iç çekişmelerle ilgili bir madde bulun- madığından doğrudan doğruya bu me- sele üzerine eğilindi. Bu defa Ali- can-Azizoğlu grupuna karşı hizip- ten, nedense ses çıkmadı. Meselenin mali mesele olması bir bakıma Genel Başkan Alicanın işine yaradı ve ko- nu üzerinde tesirli bir konuşma yap- tı. İhtilâl Hükümetinin Maliye Ba- kanlığı sırasında memurlara yapıla- cak zamma karşı durduğunu belirten Alican, bu konuda Hükümeti destek- ye tahmil edilecek küçücük bir kül- fetin büyük sonuçlar (o doğuracağını bildirdi. Y.T. P. Grupunda Alicanın ko- nuşması son derece tesirli olmasına, pek çok e ii m a tasvip etmesine rağm arkadaşlar, bazı Y. T. li Denmir. lerle birlikte sadece muhalefet yap- mak için muhalefet yapmayı uygun gördüler ve Grup kararı alınmaması- nı, bunun yerine (o milletvekillerinin Genel Kurulda oylama sırasında ser- best bırakılmasını teklif ettiler. Y. rupunda hava öylesine garip- ti ki, Alicana karşı hizbin bu teklifi sâdece 'üzerine sıçramamaları için" kabilinden kabul edildi. Akça ve ar- AKİS, 22 OCAK 1962