DÜNYADA OLUP BİTENLER Arnavutluk "Boşluk" ir Odin için zındıktan çok mürted tehlikelidir” diyen bir eski me- sele vardır. Eğer saliklerinin iddia ettikleri gibi komünizm bir din ola- r: bul edilecek olursa, bu millet- ar te hareket için Yugoslav, Çin ve vutluk ayrılıklarının - getir- diği tehlike bütün birhür dünyanın arzettigi potansiyel tehditten daha büyük sayılmak gerekir. Sovyet Rus- ya Komünist Partisinin 22. Kongre- sinde Stalincilik bahsinde oArnavut- luk ve Çin Moskovaya açıkça cephe aldıkları günden beri komünist dün- ya için bu büyük tehlike el ile tutu- lacak kadar maddeleşmiştir . Fakat öte yandan komünist olma- yan memleketler için de, Moskova- dan ipini koparan veya (koparmış görünen komünist rejimlere yapıla- cak muamele düpedüz bir "Ortodoks komünist ülke karşısında takınılan net tavıra nazaran çok daha ayrım- tılı, nüanslı, hatta rahatsız edicidir. Tito'nun 1948 de Moskova tara- fından "aforoz" edilmesinden bugü- ne kadar Batılıların Yugoslavya kar- şısında ne kadar mütereddit, karar- sız ve güvensiz kaldıkları hatırlan- sın. Daha' bir kaç hafta evveline ka- dar Yugoslavyaya verilen Amerikan uçaklarının Kongre çevrelerinde ya- rattığı gürültü hâlâ kulaklardadır. Yardım etmeli mi? Güvenmeli mi? Ne dereceye kadar? Burada "Düşman şmanı, ie dostumdur" tekerlemesi de Z. Çünkü düşmanımın düşma- nı tün düşman değildir, nasıl ki be- nimle de tam dost olamaz. Tiran düğümü A rnavutluğun Moskova ile bağları- koparması ve arkasından ko- münist olmayan memleketlerle, bu arada bilhassa komşulariyle müna- sebet kurmaya hazır olduğunu bil- dirmesi de ortaya çeşitli meseleler çıkarmıştır. Arnavutluk yardıma (muhtaçtır ve bu yardımı halen kendisi de muh- tacı himmet olan uzaktaki hâmisi komünist Çinden temini de düşüne- mez. Bu itibarla şimdi Balkanlarda bir "Arnavutluk boşluğu? hasıl ol- muştur. Tiranın münasebet tesisi teklifine ilk kulak kabartan İngiltere olmuş- tur. İngiltere harpten hemen sonra Korfuda batırılan bir savaş gemisi için Arnavutluğun şimdiye kadar vermeyi reddettiği tazminatı ödeme- si halinde münasebet tesisi meselesi- nin incelenebileceğini bildirmiştir. 24 Mareşal Tito Kendi başına buyruk Birleşik Amerika henüz susmakta- dır Buna mukabil “Arnavutluk hoşlu- ğu"nun komşu memleketlerde, İtalya, Yugoslavya ve (Yunanistanda bazı kaynaşmalar yarattığına şahit olun- maktadır. İtalya, Arnavutluk ile e- konomik mübadeleyi bir misli arttı- ran bir anlaşmaya yanaşırken, o Yu- nanistan da bazı şartlar ileri sürerek komşu memleketlerle temasa geçebi- leceğini ihsas etmiştir. Bir kere yir- mi seneden beri Yunanistan ile Ar- navutluk arasında harp hali yürür- lüktedir. Buna' son verilmelidir. Bu da ancak Kuzey Epir meselesini hal- letmekle mümkündür. "Büyük Arnavutluk" Atina, senelerden beri Arnavutlu ğun güneyinde 5 bin kilometre kare yüz ölçümlü bir bölge üzerinde hak iddia etmektedir. Yunanistanın iddiasına göre bu bölgede 80 bin Ar- navuta , mukabil 120 bin Rum var- dır. Bugünkü buhrandan faydalanarak bu meselenin çözülmesi Yunan ma- mlarına uygun görünmekte ve böl- genin derhal Yunanistana ilhakı de- ğilse bile, bölgedeki Rumlar için bir “modus vivendi" kabul edilmesi ci- hetine gidilmesi telkin edilmekte- Ancak, bu sırada diğer bir ilgili de,sesini yükseltmiş bulunuyor: Yu- goslavya birkaç hafta evvel Make- donyadaki azınlıklar meselesini taze- lemek suretile Atinaya bu sahada tek başına at oynatamıyacağını endirekt olarak bildirmiştir. Aynı günlerde İtalyan baskısı bir Arnavutluk haritasının ele geçmesi yandın büyük heyecan ve emri andırmıştır. "Bü; vutluk" izi taşıyan bu haritada Yunanis- tana ait bazı bölgeler de Arnavutluk sınırları içinde gösterilmektedir. İ- talya bu harita ile ilgisi bulunmadı- gım açıklamışsa da, el'an bu harita- nın Arnavutluk üzerinde eski İtalyan emellerinin ifadesi olduğuna inanan Yunanlılar vardır. Bu iddia biraz mübalâğalı gibi görünmektedir. Çünkü, nihayet ha- tırlamak gerekir ki komünist rejim- den kaçan bir Hür Arnavutlar Ko- mitesi . İtalyada yerleşmiştir. Bu ha- rita da hür Arnavutların mecburen İtalyada bastırdıkları bir vesika ola- bilir. ' Kongo İşin mali yönü Kongo gailesine son vermek için Birleşmiş Milletlerin sarfettiği bunca emek ve gayrete mukabil Kon- gonun birliğini tehdit eden dertlerin birbirini takip etmesi, âdeta ümit kırıcı bir seyir almaktadır. Leopoldville'deki merkezi hükü- metin karşısına bu sefer de Lumum- ba taraftarı Gizenga çıkmıştır. Ge- çen Eylül Birleşmiş- Milletlerin Ka- tangada ayrılık ni karşı gi riştikleri taarruz vaffak olam. maları ve metecde bir iL kes anlaşmasının imzal ası küsen ve Stanl sildin ayrılıp | bir türlü, merkezi hükümette Başbakan yardımcılığım deruhte ettiği Leopold- ville'e gelmeye razı olmayan Gizen- ga, neticesiz bir silâhlı mukavemet- ten sonra şimdi azledilmiş ve göz al- tına alınmıştır. Gizengayı bu yola sevketmiş olan e mey ok nisbeten kolaydır. umbanın inden mesul olan Çene ile Kitada varılan anlaşma hiçe sayılır ve Katanganın ayrılık- çı lideri gittikçe daha çok şımarır- ken, karşı hissiz kalınmak- tadır. Daha kötüsü, derdin menşeine parmak basılmış, Çombenin Kuzey Rodezyadan yardan gördüğü sabit olmuşken, sınıra Birleşmiş- Milletler müşahitleri göndermek teklifi İngil- tere ve Rodezya -Niyasaland Fede- rasyonu Başbakanı tarafından redde- dilmiştir. Bu reddin sebebi nedir ve bu cesaret nereden gelmektedir? Katanganın ayrı bir idareye tâbi alması veya en azdan bağlan çok gevşek bir konfederasyona Oye kı- lınmasını isteyen büyük bir mali tröst vardır. Bu tröst esas itibarile AKİS, 220CAK 1962