EĞİTİM kısmı köylerde ve kasabalardaydı. Bu çoğunluk okur-yazarlıktan, oçağ- daş ihtiyaçları karşılayacak o sağlık, teknik bilgilerden, vatandaşlık görev- lerinden habersizdi. Kendi hakların- gribi yaşamanın yollarını ki, ülkenin istediği, hak ettiği gelişim gerçekleşebilsin, memleket gerçekten batılı olabilsin. nn yolu da eği- timden geçiyor Başka bir gerçek Memleketin bir ikinci gerçeği de öyle şehir arasındaki kesin ay- rımdı. Köy şartları ile şehir şartları arasında, her yönden büyük farklar vardı. Klâsik ve çoğunluğu nazari bil- gilerden ibaret bir eğitimden geçmiş şehir çocuğu, köye verildi mi, isteni- len sonuç alınamıyordu. Ne şehirli ço- cuk köye, köyün yaşama şartlarına uyabiliyor, ne köylü ayağına gelen öğretmenden yararlanabiliyordu. Aynı yaşama ortamlarında yetişmiş öğretmenle köylü arasında yakın iliş- kiler kurmak öğretmenin köyde itici, ilerletici bir kuvvet olarak çalışması - nı sağlamak gerekiyordu. Köy öğret- men Okulları, öğretmen teşkilâtı de- nemeleri bu konuda umut verici, cesa- yi bir yandan da memleket çapında eği- tim işinin kökünden O halledilmesini sağlamak fikri, yapılmış ufak çapta- ki denemelerin ışığında gözden geçiri- lince ortaya, adına köy enstitüleri de- nen kuruluşlar çıktı. Köy enstitüle- rinin kuruluş amaçları şu gerçeklere dayanıyordu. 1 Bir yandan köy çocuğunun okutulmasını, memleketin kalkın- masında ve eğitim hayatında süz ve iş sahibi olmasını sağlamak, bir yan- dan da köy şartlarını bilen, bu şart- lan yadırgamayan, bütün zamanım köye verebilecek ve köylüye en fazla tesir edebilecek, ilerici ve itici bir kuvvet olabilecek öğretmenin köyden geniş ölçüde öğretmen olarak yetiş- tirilmeleri ve köye gönderilmeleri ge- rekir. 2 — Köy enstitüleri memlekette- ki ümmiliği giderecektir. o Vatandaş çoğunluğunu bir ortaçağ ümmeti Oo- luştan kurtarmanın sonu eğitimden ekonomik, biyolojik, kül- türel şartların baştan sona değişti- rilmesi, yenileştirilmesi gerekir. Bu bakımdan köy için teknik eleman ye- tişirmek zorundayız. Köylüyü mo- 20 Mn bilgi ve araçlarla güçlendirmek zorundayız. Bunun için de, köye öğ- retmenin yanısıra, aynı şartlarla ye- pşniş köy çocuğunu köyden alıp köye benzer yerlerde bir takım ileri ve yeni fikirlerde yetiştirip, o köyde a yeteneğini bozmadan yeni- n köye göndermek şeklinde özet- lenebilecek düşünceden Oo hareketle sağlık, memuru, köy ebesi, tarım teknikeri, yönetici, köy problemleri üzerinde bilimsel araştırma yapacak eleman ve her türlü, köye yararlı sanat erbabı yetiştirmek gerekir. Başka devletlerde nüfusun ancak yüzde 12 si tarım işlerinde çalışır. Bu nisbette çalışan kişilerle hem memleket rahatça beslenir hem de dışarıya tarım ürünlerini osatmak imkânı bulunurken, Türkiyede durum e ütüleri yoluyla sağlamak mümkün- dür 3 — Milli kültürün kıymetlerini eğitim malzemesi olarak kullanmak ve değerlendirmek de köy enstitüle- rinin kuruluşuyla (o gerçekleşebilecek- tir. Yani halk oyunları, halk müzi- ği, halk el sanatlarım derlemek top- İamak, bunları çağdaş sanat anlayışı i işleyip değerlendir- necek bir "Türk sanatlarının gelişi- mi"ni sağlamakta köy o enstitüleri başlıca hizmeti görebilirler. Köy için köyden... Köyden hareketle memleketin eği- tim ve öğretim meselelerini en kı- sa süre içinde, en hızlı şekilde çö- Açık oturuma katılanlar Sezarın hakkı Sezara tam tersine ve yürekler acısıdır. Tür- kiyede nüfusun yüzde 76, 8 i tarım alanındadır. Ama Türkiye kendi ken- dini bile yeterince besliyemez durum- dadır. Hızlı nüfus artışı her yıl, için- den güç çıkılır birçok problemi de birlikte getirmektedir. Tapılacak iş, tarıma bağlanmış yüzde 76,8 ölçüsün- de nüfus çoğunluğunun saklı, durgun iş gücünü harekete getirmektir. Bu iş gücünün harekete getirilebilmesi bir yandan iş alanlarının bulunması- na bir yandan da ve asıl önemli ola- rak bu iş gücü sahiplerinin uyanma- larına, bir ilk eğitimden geçip, çağ- daş ihtiyaçları hisseder, duyar duru ma getirilmelerine bağlıdır. Köyde saklı kalan iş gücünün or- taya çıkmasının, teknik ve lüzumlu bilgilerle teçhiz edilmesini köy ens- zümliyebilmenin başka bir yolu da olmasa gerektir. İşte, köy enstitüle- rinin kuruluş amacı budur. Türkiye- nin gerçekten batılı olması, gerçek- ten bir kalkınmaya ulaşabilmesi için köyün uyanması, köylünün ışığa, bilgiye, tekniğe kavuşması (o gerekir. Bunun yolu da, gene köyden geçecek- tir. Yani, nüfusun büyük çoğunluğu- nun içinden adam yetiştirilecek ve bu yolla çoğunluk ışığa kavuşturula- cak.. Çünkü, mesele yalnız vatandaş çoğunluğuna okuma yazma öğretme meselesi değildir. Vatandaş çoğunlu- guna insanca yaşamanın şartlarım Tütünüyle belletebilmek çağda fama düzenin imkânlarından, teknik bilgisinden Onu haberli (o kılabilmek- ir. Şimdi, meseleyi (o soğukkanlılıkla AKİS, 22 OCAK 1962