Alışmadığımız Güzel Manzara Farkında mısınız ki şu anda Tür- kiyede, demokratik hayatımız- da hiç alışmadığımız ve yıllar yılı hep özlediğimiz hadiseler cereyan ediyor? Dört koca parti Mecliste yer almış bulunuyor ve bu dört partinin hiç biri siyasi istismarcı- lık yapmıyor. Hani, "Ağaçların yü- zünden ormanı görememe" derler ya.. Biz de, umumi efkâr olarak, biraz o durumda bulunuyoruz. Mil- letvekillerinin yüzünden, partileri göremiyoruz ve gerçek vaziyete teşhis koyamıyoruz. İşte, milletvekili ödenekleri! Par- tiler, bir noktada buluştular, bir- leştiler. Haydi, denilecek ki o ko- nuda umumi efkarın tazyiki parti- leri itti, mecbur etti. Ama, memur- ların yüzde 15'i! Geride kalan yıl- larda, bir muhalefet için bundan parlak yatırım (düşünülebilir miy- di? "Tavlanmak'; için hazır bekle- yen, hem de memleket mukaddera Osman Bölükbaşı lacağını da izah etti. Hükümet tek- lifinde Senatolara yetki tanınıyor, mesele adeta Üniversite içinde bir iç mesele olarak kendi haline bırakı- liyordu. Bakan, Hükümetin mucip sebeplerini iyi anlattı. Ortada bir fiili e vaziyet vardı. Bir zursuzluk T- taraf edilirken yeni huzursuzluk ya- ratmamak gerekti. Senatol Ü- racaat mecburiyeti olmaksızın, arzu ladıkları "147" ine iade edecekti Eğer bir Senatonun ekseriyeti “147"e zaten muhalifse, onu 10 tında birinci derecede söz o sahibi bir zümre: Memurlar. Meseleyi de- jenere etmek için olmadık hatayı esirgememiş bir Maliye Bakanı: Şefik İnan. Konuyu iyi ortaya ko- yamayan, savunamayan bir Hükü- met. Nihayet, her partide mevcut Koalisyon aleyhtarı zi Buna rağmen, sadece A. P. Gruplarında (odeğil, Bölükbaşnın sevkettiği C. e Alicanın mücadeleyle de olsa hakim bulun- duğu T. P. Gruplarında basiret üstün geliyor. Bütçe Komisyonun- da, tehir lehinde ittifak! Bunun manasını, pek anlamışa benzemiyo- Dört partinin, parti olarak ittifa- kı bundan ibaret değil. Dürt parti de kuvvetli oOhükümet istiyor, parti de Hükümete yardımcı obua- yı vazife biliyor. Başbakanın kapı- sı, Muhalefet liderlerine açık. Mu- halefet liderleri, artık persona non grata değil. Partizanlık, o mana- sında yok.. Aslına bakılırsa, hiç bir manada yok. Rozete göre muamele yapıldığını Muhalefet iddia etmi- yor da, rozete göre muamele yapıl- madığından iktidar partilerinin par- tizanları şikâyetçi.. Bunlar, kıyme- tini takdir etmediğimiz manzara- lardır. Galiba insan, özlediğine ka- vuştu mu hasret yıllarını çabuk u- nutuyor ve onu tabii görmeye baş- lıyor. Aslında, bunun altında bir ciddi sebep yatıyor. Her partiden müfri- tin, akılsızın, muhterisin körlüğü- nün aksine, Büyük Mecliste bir bü- yük ekseriyet görüyor, hissediyor anlıyor ki bu rejim ya şu fırtınala- ra dayandığı takdirde yaşayacak- tır, yada, dayanamadı mı batıp su- lara mutlaka gömülecektir. Memur maaşlarının yüzde 15'i! Meselenin aldığı o şekil karşısında, toplumda çıkacak çeşitli ve tarifsiz karışıklı- ğı göze alıp "zam" diye diretme! kabil midir? Aynı şekilde, görüle- cektir, Bütçe umumi heyete geldi yerine getirip oturtmak hiç bir halletmeyecek, şey se tamamen karış- iki düşman Gelzclelim gasıp- çılar ve Güley -çaresiz kalmıştı- buna itiraz ettiler. Bakam şiddetle tenkid ettiler, Hükümetin teklifini (kabul etmemeye kararlı olduklarını belirt- iler. Senatolar, isterlerse, bu adam- an sonradan atabilirlerdi. Milli Eğitim Komisyonunu bir hay- li sinirli terkeden talihsiz Bakan, i- şin içinden nasıl sıyrılacağını pek kes- ğinde ve bundan sonra memleketin iktisadında milletvekillerinin ""seç- mene selâm"ı evvelâ kendi partileri tarafından reddolunacaktır ve plâ- nın, programın tatbikinde dört par- ti Hükümetin yanında yer alacak- tır. Bu memleketin hepimizin oldu- gunu, devletin ve hükümetin başın- da olanların Muhalefet liderleriyle görüşmesinin, onlardan akıl sorma- sının ayıp sayılmadığını, Muhalefet vazifesinin Hükümeti torpillemek manasına gelmediğini ilk defa bu- gün, demokrasimizin şu nazik dev- resinde anlamış görünüyoruz. Bu, tatbik olunabildiğine (oOgöre, demek ki olmayacak, yapılmayacak tarafı yokmuş. Tevekkeli, her şeyde bir hayrın olduğu söylenmemiş! Müş- terek bir tehlike, insanları değil partileri de bir araya, getiriyor ve doğru yol kolaylıkla bulunuyor. Aman devam liderler, aman gay- Ekrem Alican tiremezdi Komisyonda oy sayısı ba- kımından Hükümet tasarısının kabu- lü imkânsızdı. Üstelik nel an intikal ettirildiğinde, A.P. eY.T. . li pek ço milleiyekilinin Güley ve arkadaşları darelim an haz ırlanan teklife oy vermeleri mümkün! Meselede güç durumda kalan, mu- hakkak ki Ordulu genç milletvekili Güleydir. Güley, C u ta- rafından tam olarak tasvip edilmiyen bir teklifin sahibi ve savunucusudur. Genç milletvekilinin teklifini geri al- AKİS, 22 OCAK 1962