OLUP BİTENLER. Hükümet Paşa kolları sıvadı Haftanın ortasındaki o gün, bütün ürkiyenin en meşhur otomobi- li, 0003 numaralı bir kırmızı taşıyan siyah, küçük Opel Radyoevinin kapısı önünde durduğun- da saat tam 10.55 idi. Ankara Rad- yosunun müdürüne bir gün önce, 1- nönünün 11'de konuşmasını tele al- dırtmak üzere geleceği bildirilmişti. Nusret Altuğ Başbakanın âdetlerini biliyordu. Bu yüzden, siya peli o- dasının penceresinden kolladı ve İ- ü dan YURTTA giriş holünde mü- dürün elini sıktı, Usul, o iktidarda bulunan adamın "Diktatör olacağını" sonra, bera er © başkalarının “Asla” diye karşı koymasıdır. Bizde, yukarıya, o birinci Başkaları "İlla diktatör olacaksın" diye tutturuyorlar, kata çıktılar. Kapı- " diye karşı koyuyor. Bu, İ / sında "K.D. Stüdyo udur. VI" yazan oda ha- Ye zır bekliyordu. Başbakan 12 sayfa tutan konuşmasını orada, ağır ve dik- katli seklide, bazı diktatör ki rarlarını nan adam “Asla mudı ryüz yenileme drene Demokrasinin faziletlerini o söylüyor, engin tecrübesini Kendisine akıl satanlar -bu, olarak (ogeçecektir." Başlıca iki Muhalefet lideri Bölükbaşı ve Alican. hararetli sözlerle İnönüyle ittifak halinde bulunduklarını bildirdiler. Konuşmanın ertesi günü, Radyo idaresine talep yağıyordu. Hâdise iyi duyurulmamış olduğundan pek çok vatandaş İnönünün sesini işitememiş- ti. Nutkun yeniden yayınlanması is- teniyordu. Taleplerin büyük (kısmı. köylerden geldi. Türkiye a konuşmayı, sabah 7.30'da, nü tekrarlama mecburiyetinde kal. dılar. Denilebilir ki Türkiyede belki de hiç bir nutuk, her çevrenin ittifa- Kendini Yenileyen Adam ileri kendi tam aksi iktidarda İsmet İnönünün garip duru- istikamette o kullanıyor. tâbiridir* bütün kudreti da aldırttı. Kapıdan içeri girerken ge- ne saat 17 idi ve İnönü gene munta- zamdı, vaktinde gelmişti, gecikme- mişti, O akşam, radyoların başında bekleşen vatandaşların o sayılarının çarşambaya nazaran daha da artmış bulunduğu hemen görüldü. Hâdise bu sefer duyulmuştu, bekleniyordu. İnö- nünün tok, biraz boğuk ve kaim se- si hoparlörlerde yükseldiğinde saat tam 19.30 idi Başbakan, Hüküme- tin, sanıldığı gibi birbuçuk aydır boş da durmamış olduğunu belirtti ve Türkiyenin iktisadi, sosyal meselele- rini bildiğini, , kavradığını, buna çâ- reler düşünmekte olduğunu ve zaten harekete de geçil- miş bulunduğunu diye tutturması, açıkça ifade etti, Aslına bakılırsa, ünde ve milletlerin , tarihinde pek az adam vardır ki, kendini mında kuvvetli a- İsmet nü derecesinde we olsun. İşte, ir eski ma iç bünyesinin demokratik rejimin sn imanlı, en mimi savunucusudur. gerektirdiği oanla- milletine anlatıyor, * kapalı sistemlerin o za- yış ve kavrayış ko- nusunda mütered- elinde topla- o dit, çekingen oldu- paragrafların üstü masını istiyorlar, o bunun nasıl felâketllere o yol açacağını hatırlatıyor. &una o inanmakta- ne basa basa oku- Ne zaman i İktidar koltuğunda otururken. dır. Başbakan, ikin- du İnönü! 78 yaşında bir adam Memleketin iktisadını gişerine açıklı- ci konuşmasında o yor ve sn hayati noktalara o parmak o basıyor. Cesaretle. I adale- perdeyi de yırttı Aynı günün ak- tin taraflısı odur. Milli gelir taksimatında düzeltme isteyen lerin anın- Ancak, hoplamak, şamı, saat o 19.30 dadır. Ama, hiç bir aşırılığı yoktur. Modem görüşleri, ii bi- zıplamak © kalkın- dan itibaren bütün liyor. Devlet ma ve özel sektör, İnönü Türkiyesinde ötekini ma taraftarlarına Türkiye bu konuş- ezerek o değil, yana, birbirini tamamlayarak yasayacaktır. Thi, kuy- bir güzel ( iktisat mayı (dinlemiyor, vetli batı gelini olduğu gibi. Zira, bugün artık bir memleketin iş- dersi vermekten de adeta o yutuyordu. eri o kadar çoktur ki ve devlet XX. yüzyılın yarısında o manayı almış- geri kalmadı ve İnönü o gün, keli- menin tam mana- sıyla "tarihi bir konuşma" yaptı. Ertesi gün, Özcan Ergüder bu konuş- gülünç olan mel tasıdır. Peki, bu tr ki iki in de payına düşen »mevcuttur. kafa için, doğum tarihi plân fikri, Ne olacak? program fikri İnönünün sırrın o anahtarı ne? Çoğumuzun yapmadığı, pek basit bir şey: Okumak ove Bir şarklı için, öteki asrın içinde bulunan bir adam . Bir ge reddedilmez delil- iri li i m SAdede terileri sürdü. İsim iktisat politikasının — te- den bahsetmeksi- zin, dünyada sâde- manın “dünya si- dünyanın gidisini günügününe takip etmek. Türkçe okumak, İngilizce kapalı (o kalkınma- yasi edebiyatına okumak, Almanca okumak, Fransızca okumak. Bıkmadan, usanmadan nın gerektirdiği geçebilecek büyük- O okumak. , ON kayn v ça- lükte bir değer taşı Tek kelimeyle: o Kültür! lışma gücü feda- dığı"'nı yazıyor Çe- in Altan "Demok- rasinin ve hürriyetin bu ölçüde sa- vunulmasını yüzelli yıl önce batıyı saran halk hareketleri edebiyatında dahi kolay bulamazsınız" diyor. Mümtaz Faik Fenik "Bu konuşmayı radyolardan dinleyenlerin, gazeteler- de okuyanların içlerine tekrar (o bir ferahlık geldi" demekten kendini ala- mıyor, Gökhan Evliyaoğlunun kale- minden bile, istemeye istemeye dahi olsa şu satırlar çıkıyordu; "Bu nutuk memleketimizin bulunduğu şartlar, tereddütler, endişeler dolayı- sıyla Türk siyasi edebiyatına gerçek- ten değerli bir demokrasi övgüsü 6 kını böylesine kuvvetle sağlamamış- tır. Söz ve fiil İ nönünün bütün fikirlerinde kendisiy- le mutabık olduğunu bildirenler, birinci konuşmanın sonunda, meşrep- lerine göre ihtirazi kayıtlar koymak- I Bunların yay- zel, ama şimdi fiiliyatı bekliyoruz" oldu İnönü, bu istekte bulunanların bir büyük kısmını, ikin- ci konuşmasında tatmin etti, Hafta- nın sonundaki gün saat 17'de yeni- -en Radyoevine gitti ve İktisadi ko- nulara temas eden konuşmasını ban- Ş kârlığına katlana- nabileceğini bildirdi. Bunun dışında, kapalı rejimle dâvasını halletmiş tek memleket olmadığı gerçeğini aksi iddia sahiplerinin gözleri önüne ser- di . Sonra, tam bir vukufla, batı dün- yasındaki modern teorinin ne oldu- ğunu söyledi. İki konuşmanın sonunda, Türk halkı yeni bir ümitle canlandı. istanbul ya Başbak önümüzdeki (o haftanın başında İstanbulda olacaktır. İstan- bula gitmek için hazırlık çalışmala- rının bitmesini, kendisine bir yol çize- bilmeyi ve niyetlerini, görüşlerini, AKİS, 22 OCAK 1992