22 Ocak 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

22 Ocak 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Genel Merkezi gör.. İnle cin top oynu- yor. Hiç kimsenin hiç bir işini ya- pamı, yoruz, herkesi ilimiz kırı- yoruz... Bu iki tarz şikâyet birleşince, aslında herkes Koalisyona taraftar olmakla beraber satırdı patırdı ek- sik olmamakta ve Hükümet zaman zaman tedirgin olmaktadır. Hele kanatların Grupları arasında bir iş- Y.T.P., hattâ A.P. * Y.T. giz, "Sütten çıkmış ai lafını bilir misiniz? Hiç kim a- sın ama. Demokrat gazetelere ba- karsanız, bizim eski Demokratlar hep "Sütten çıkmış kaşık." Hepsi, bir US Sruluk (Abidesi. 1 v nüfuz ticareti, Rüşvet, vurguncu- luk, gayrimeşru servet, komisyon.. B , talihsizlerden, kutupların hattıüstüvaya uz ğI d. - ır. Neleri varsa, meşrudur. Deli- mi? İşte Oruş N rulunda hazırlanan Haksız İktisap dosyalarından şu d. hakkında Yüksek Adalet Divanı beraat kara- rt vermiştir. mahkemeler- de, âdi sanıkları harıl harı lerin "Sütten çıkmış nını kazandıklarını işitirseniz, hiç, küçük dilinizi yutmaya kalkış mayınız. Geliniz, hislerden uzak, ama man- tıklı konusalım. Hani adam, "Ya dayak yememişsin, ya hesap bilmi- yorsun" demiş. Aynı şekilde, bir ik- tisap kontrolunda 9 liralık, 9 yüz liralık, 9 bin liralık, 99 bin liralık ezin hatası yapılabilir. 9 milyon- luk hata olur mu? Demek ki, ya rakkamın tesbitinde, ya beraat ka- rarında bir çapanoğlu vardır. As- lında çapanoğlu, bu meselenin or- taya konma ai ve sonra ona buli indedir. Bir işte iki metod kullanılırsa, her şeyin yüze el Game inanın önlemek kabil Sütten çıkmış kaşık! Kim? Bizim dır. Nihayet, 1930den önce, baş- 12 P. * C.KM.P. koalisyonu teşekkül etmekte, bu da C.H.P. ileri ifrit ede- rek sinirlerini alabildiğine germek- tedir. Burhan Apaydın A. P. Grubunda bu telleri çalınca, taraftar bulması zor Olmadı Reorganizasyon A paydıncı A. P. lilerin üfledikleri hava şu oldu: P. organize bir parti hüviye- tinde değildir ve bunun için de Ko- alisyona gereği kadar faydalı olama- maktadır. Halbuki içinde bulunulan e son derece kritiktir ve A. P. *C. H. P. koalisyonu mutlaka yü- rümelidir. Bunun için de yapılacak ey, A. P. nin sevk ve idaresini el- erinde tutanların değiştirilmeleridir. Bu cazip ve makül teklif A. P. li- -er arasında rağbet gördü ve Apay- dıncıların yüzünü güldürdü. Taktis- yenler havayı müsait bulunca tefer- ruata indiler. İlk olarak, Grubun bir iktidar partisi Grubu olduğu mesele- si ele alındı. İktidar Partisi Grubu «Haksız iktisaplar» Hikâyesi kentteki Misuri lokantasının kapı- sında kendisine bir kadeh beleş ra- kı içirtecek zengin arkadaşını bek- lerken ihtilâl Ogünü milyon sahibi olanlar ve siyasi hayata cebindeki ikibuçukluğu gösterip başlamışken İstanbul kokotlarının hacıağası ke- silen parti kodamanları tanıdığı- mız, bildiğimiz, hayatlarım yakın- dan takip ettiğimiz tiplerdir.. Pek yakın Bir mazide Mahmutpaşada işportacılık ederken İhtilâl (o sabahı yakasına tam 9 milyon liralık hak- sız iktisabı okluğu mucip sebebiyle yapışılan -bu, haksız olanı- V. C. kahramanları da hiç kimsenin meç- hulü değildir. Bunlar, kumarlı ve bol metresti ömürlerini de gözleri- mizin önünde sürmüşlerdir. Şimdi. İşte bunların hepsi sütten çıkmış kaşık ve ihtilal, sadece de- dikoduların, alanların, iftiraların üzerine bina edilmiş bir tepki! Gö- rüyor musunuz, zavallıcıkların can ları nasıl boşuna yakılmış.. Şimdi lütfen, bu "Sütten çıkmış kaşık" ünvanının, deve mi ku olduğu belli almamış ihtilal usulle- riyle nasıl sağlandığını öğrenmek ister misiniz? Bu misaller hep, ger- çeklere dayanmaktadır, Demokrat gazetelerin "haklarındaki haksızlık tamir edildi, haksız iktisabı olma- dığı anlaşıldı, parası serbest bıra- kıldı" diye liste halinde isimlerini yayınladıkları kimselerden O bazıla- rmn resmi savunmalarından mül- hemdir. Efendim, Yüksek (Soruşturma Kurulu şu kadar haksız iktisabını tesbit etmiş. Evet, resmi geliriyle serveti arasında böyle bir fark da mevcutmuş. Ama, şimdi hatırlamış Ninesi var ya! İşte o öldüğünde, bir kâğıt bırakmış. Kâğıdı okumuş- lar. Diyormuş ki: "Şiltemi açınız!" Şilteyi açmışlar. Açmalarıyla bir- likte, gözleri kamaşmış. Tam, 20 bin altın. Çil, çil.. Hemen satmış- lar. 20 bin altın ne eder? Aaa, hay- ret! Tam, o haksız iktisabın tutarı. Beraat ettirmekten başka çare var mı? Aksini nasıl ispat edersin, ne dersin, ne yaparsın.. Bakkal Bodastan, "Bunlar ayda 1200 değil, 400 liralık alışveriş e- derlerdi" diye alınmış o vesikalar. Müteahhitlerin "Bu apartman 800 bin lira eder ama, ben onu kendisi- ne 27 bin liraya yaptım, üstünü al- madım, zira babası benim sütanne- min bacanağına vaktiyle çok iyilik etmişti.." tarzındaki beyanları. "Mahkeme bizim kıza 400 lira na- faka biçti, halbuki toruna bu pa- rayla bakmak imkânı yoktu, onun için damattan a elden 26 bin lira aldım" senetler İhtilâlin, bir çok adamın yaka- sına haksız yapıştığından zerrece şüphe yok. Tutulan yol isabetsiz, a- daletsiz, akılsız olmuştur abul! Ama, siz bunların hep "Sütten çıkmış kaşık" olduğunu bu deliller- le, bu vesikalarla iddia edersiniz, hukuk ve beğenmediğiniz İhtilâl A- daleti sizi beraat ettirir. Yalnız, bı- rakınız da biz, o günlerde ayda ve- ya Merihte değil, Türkiyede yaşı- yanlar şöyle bir güzel kahkaha a- talım! O halde? O halde şu: Bir adam bir aile- nin hayat tarzına bakacak veya ku- laktan dolma bilgi edinecek, sonra, bir hesap yapıp "Bu aile, ayda 1200 lira bakkal hesabı yapar" diyecek. Neden 1000 veya 1400 lira değil de, 1200? Meçhul! Ama, eğer o aile gerçekten 1000 liralık bakkal alış- verişi yapıyorsa, işte size 10 sene- de 24 bin liralık bir haksız iktisap hesabı.. Aile de ne yapar? Bakkal Bodostan vesika getirip, temize çı- kar! Böyle başa, böyle traş.. Yok, şu gülünç meseleyi cesaret- le ele alıp, demagojiden de kurtara- cakbir hal yoluna soksak çok iyi ederiz. Böylece, boşuna çekilen sı- kıntılar da ortadan kalkar. AKİS, 22 OCAK 1962

Bu sayıdan diğer sayfalar: