Ferda Güley Başı dertte adam ma vakti de geçmiştir. Üstelik Güley teklifini pek geri alacağa da benze- memektedir. Meselenin C. H. P. Gr punda bir kere daha o konuşulması mümkün, hatta elzemdir. Sonra, P. Grubu ile de görüşülecektir. Bu temaslarda. oOHükümet görüşünün sağduyuyu harekete getirmesi im- kansız değildir. Zira Hükümet işi sı- kı tutmaktadır. A. P. Dananın kuyruğu Şu satırların okunduğu sırada baş- kentte, bütün gözler A. P. ne çev- rik bulunacaktır. A. P. Grupunun, pazar günü toplantısını yapıp yapa- mayacağı henüz belli değildir. Gü- müşpala gelecek midir, gelmeyecek midir, o da meçhuldür. Ama, gelir- se pazar günü, gelmezse daha son- raki toplantıda A. P. içinde bir bü- yük hesaplaşmanın yapılacağını her- kes bilmektedir. Zira A.P m "ko alisyon partilerinin tipik rahatsız lıiğını geçirmektedir, hem de Öteki kanat nin aksine, bir lider otoritesine sahip olmadığından da- ğınık manzara göstermektedir. di, bu dağınıklıktan bir toparlanma- nın çıkarılmasına çalışılmaktadır. Nitekim bu yüzdendir ki bitirdiği- miz haftanın sonundaki cuma günü T.B.M.M. nin ferah salonunda, ar- tık Sıkkınlık getiren sözlü gittikçe azalan bir ilgiyle Gi edi- lirken dış salonlarda, tarafında oldukça hararetli “konuş. AKİS, 22 OCAK 1962 nalar cereyan ediyordu. Haftanın başından itibaren başlayan A. P. i- şindeki gergin hava, haftanın so- nunda esrarengiz bir şekil aldı. O gün ki gazeteci ile A. P. nin bir hayli meşhur senatörü Turhan Kapanlı a- çasında bir oba başladı. Sohbetin kon inde Burhan Apay din sürüklediği mücadele idi. Sena ir Kapanlı hayret dolu bakışlarla i gazeteciyi süzdü ve sonra: Allah Allah... A.P. içinde bir ikilik. olduğuna dair haberi ilk defa izden duyuyorum" diye söze başladı vesonra gazetecilerin sual sorma- larına meydan vermeden devam et- i — Benim anladığıma göre, A. P. içinde belli bir fikir ayrılığı yok- tur. Bütün efalimiz de bunu teyid etmiştir. Koalisyon denmiştir. Meclis ve Senato Grubu ittifakla ka- rar almıştır. Kabineye güven oyu denmiştir. A. P. gereğini ifa etmiş- tir. Bu parti içinde fikir ihtilafı olsa böyle mi olur? Kapanlı elini koyu gri elbisesinin cebinden çıkararak gazetecileri şöy- le bir süzdü. Fakat muhabirler pek tatmin olmuşa benzemiyorlardı. Ni- tekim birisi: "— Peki ama efendim. Apaydın ile Güm müşpala kıyasıya birbirlerine giriştiler. Üstelik Gümüşpala, Apay- dın için şöhret peşinde koşuyor bi- de dedi" şeklinde konuşunca, Kapan- lı: "— Gazete havadislerine pek i- nanmayın. Gümüşpala seviyesinde bir adamın bu tarzda konuşmasına ben ihtimal veremiyorum" dedikten sonra: "— İşin aslı, Koalisyonu - isteme- yenler var. Bunlar A. P. yi kundak- liyorlar. Bazıları da Bakan lık peşin- dedirler. İşte, dedikoduların menbaı diye ilave etti Kırmızı plâka merakı Gerçekten, hâdisenin esası Kabinenin kurulmasından budur. itiba- parlamentolarda kullanılan "“ministrable — Bakan ola- bilecek" sayılan kimselerde (o buruk- luk başlamıştır. Bunlar, önce, kendi- lerinin yerine şunun veya bunun Ba- - olmasını tenkide başlamışlar, sonra, işe daha diğerkâm hava ver- mek için şikâyetlerini "Hükümet ic- raatı"na doğrultmuşlardır. Efendim, Koalisyon iyi gitmemektedir. Efen- dim, Bakanlar zayıftır. Efendim İ- nönünün etrafına kuvvetli verilememiştir. Efendim, oHükümet yürümektedir. Bunlar, kendileri- ne "Peki ne yapmak lâzım ?" suali YURTTA OLUP BİTENLER sorulduğunda, üstü pek az kapalı şe- dide şu cevabı vermektedirler: — Canım, ee benim Kabine- ye girmem şarttır Bunlar hem C.H.P. de, hem A.P. de vardır. Fakat C.H.P. oturmuş par- ti olduğundan bu tarz tenkitler ka- falı salon veya koridor toplantıları- na has kalmakta, umumi politika ü- zerinde fazla tesir bırakmamaktadır. Halbuki A. P. de durum daha nazik olduğundan. Bakanlık heveslileri ken- dilerine açılan daha fazla kulak bul- maktadırlar. Koalisyondan ikinci bir şikâyet eski manasıyla partizanlığa alışmış ilanlardan gelmektedir. Mecliste bir A. P. li ile herkes şu söz- leri duymaktadır " Koalisyon bizim (partiyi yatırdı. Gittik, İnönüye teslim olduk. İktidardayız; güya.. Hiç kimsenin hiç bir işini yapamıyoruz. Seçim böl- gelerimizde de, başkentte de iki pa- ralık itibarımız yok. Halbuki C.H.P. el altından çalışıyor ve gittikçe kuv- vetleniyor. Biz ise, birbirimizi yiyo- ruz. Bir 'de af futturmuşuz. Battık birader, battık.. Ama, her C.H.P. söz de şudur: — Bu Koalisyon bizim o partiyi yatırdı. İnönü gitti, bizi A, P. ye teslim etti. Sözüm ona. Demokrasiyi kurtaracak. Al işte, Demokrasi.. A- damlar el altından çalışıyor ve git- tikçe kuvvetleniyorlar. Bizde ise, parti diye bir şey kalmadı. Git de, linin ağzındaki Burhan Apaydın Başa o güreşiyor