Haftanın İçinden «Sosyalist Fikirler»i Konuşalım! T ürkiyede, 27 Mayıs sonrasının büyük hâdisesi, —. imsenin sandığı gibi ne İkinci Cumhuriyettir, Koalisyon Hükümetidir, ne biri yeniden askeri darbe, öteki İlk darbenin intikamı peşinde koşan iki küçük ve basit görüşlü klikin çıkardığı gürültüdür. (o İçinde yaşadığımız topluma geniş bir açıdan bakıldığı o za- man kolaylıkla görülecektir ki, Türkiyede 27 Mayıs sonrasının büyük hâdisesi sol fikirlerin su üstüne çık- ması, teşkilâtlanması, harekete geçmiş olmasıdır. Mil- li Birlik İdaresi devrinde kapalı kapılar arkasında, salonlarda konuşulan, bir salon sosyalizmi halinde ek- zantriklikten hoşlanan fıkra yazarlarının sütunlarına intikal eden bu fikirler (İkinci Cumhuriyetle birlikte iyi niyetti, bilgili, kültürlü ve gerçekten mükemmel ye- tişmiş düşünürlerini bulmuştur. Bunlardan bir (o grup, haftalık Yön gazetesinin etrafında toplanarak görüşle- rinin savunmasını yapmaktadırlar. Yarın düşünürle- rin yanında, yahut onların içinde hareket adamları be- lirecek ve adı ne olursa olsun, bir sosyalist parti Türk siyaset hayatına girecektir. Hâdiselerin tabiatı ve isti- kameti bunu göstermektedir. Yönün bir teşhisi, AKİS'in -kendi tabiriyle- "sos- yalist fikirleri hiç de sempatik bulmadığı'dır. Bu teş- histe, bir kelime hatası vardır. Sosyalist fikirler, çok sempatik fikirlerdir. Zaten, bilhassa genç aydınlar üzerinde, kısa vâdede kuvvetli tesir yapmaları bu se- vimlilikleri sayesindedir. Sosyalist fikirlerin, bir büyü- leyici, sihirli tarafları bulunduğunu inkâr imkânı yok- tur. Yalnız bizde değil, her demokrasi memleketinde ay- dınlar yetişme çağında sosyalisttirler. Ancak olgunluk çağına geldiklerinde, kanlarının deliliği durulduğunda ve hâdiselere daha dikkatle, daha serin şekilde, tecrü- belerin ve oturmuş kültürlerinin ışığı altında baktıkla- rında gerçek inançlarını bulmaktadırlar. AKİS, sosyalist fikirleri çok sempatik bulmakta- dır. Böyle bir cereyamn iyi ve kıymetli ellerde, bilhassa genç aydın çevrelerde taraftarlar bulmasını bir sevin- dirici hâdise olarak karşılamaktadır. Bu fikirler, top- lumun makul ve hayırlı istikametlerde gelişmesini ön- lemek isteyen ve bir tesire sahip bulundukları muhak- kak anlayışsız, dar görüşlü kapalı çevrelere karşı pan- zehirin en mükemmelini teşkil etmektedir. Bu bakım- dan, sosyalist fikirler gibi sosyalizm cereyanı da Tür- kiye için, tehlikeli olmak bir yana, faydalıdır. O nokta üzerinde, AKİS'in tutumu açıktır. Hele, bu cereyanı bol- şevik edebiyatı gibi gösterip lekelemeye çalışanların karsısında, AKİS Yönün yanındadır Ama, Yönün teşhisi esas itibariyle doğrudur AKİS, sosyalist fikirleri, onun yeni ve ateşli sâlıklerinin aksi- e, bu memleketin dertleri için bir tedavi vasıtası diye- memektedir. Hele bir sihirli değnek? Asla. Bu, bir. görmemektedir. Hele bir sihirli değnek? Asla. Bu, bir. Ama, AKİS'in gerçekten sempatik bulmadığı ve 'Yön- de de taraftarı olan bir fikir vardır: Bir sosyalist par- ti kurulmadığı takdirde çalışanların haklarının savu- nulamayacağı, âdil bir toplum düzeninin kurulamaya- cağı ve dolayısiyle demokratik rejimin yürüyemeyece- ği, memleketin bir felâkete sürükleneceği fikri! Hele, memleketin sağlam kuvvetlerinin sosyalist (fikirleri temsil ettikleri iddiası, Yönü çıkaranların seviyeleriy- le hiç uygun düşmeyen bir boş, hüsrana yol açabilecek, AKİS, 22 OCAK 1962 Metin TOKER kimseyi inandırma ihtimali olmayan bir tafradır. Mem- leketin sağlam kuvvetlerinin toplumu (kavuşturmak istedikleri hedef sosyalistlerin de hedefi olması, bun- ların biribirine karıştırılmasını gerektirmez. Sosya- lizm bir hedef seçme vasıtası değil, bugün Türkiyede aklı başında herkesim arzuladığı hedefe toplumu gö- türmek için bir yol teklifidir. Sosyalizm, komünizmin aksine, bir toplam düzeni değildir. Sosyalizm, bir dü- zenin kurulabilmesi için çeşitli düşünürlerin sundukla - rı çeşitli vasıtalardan sadece biridir ve doğrusu isteni- lirse, en uygunu olmaktan da, bugün demokrasi dünya- sına hakim görüşe göre hayli uzaktır. Aslına bakılırsa, 27 Mayıs sonrası Türk toplumuna, onun aydın çevrelerine, memleketin sağlam kuvvetle- rine hakim bulunan, bir siyasi meşrep olan sosyalizm değil, bir dünya görüşü olan sol fikirlerdir. Bunların, başka partilerde temsil edilmediğini, bir yeni arti kurmak ve onu tutturmak isteyenler iddia edebilirler. , bu gerçeği ifade etmez. XX. yüzyılın ikinci ya- rısında tâbir caizse herkes biraz solcudur. Bu, sosya- list olmak manasına gelmez. Keşke Türkiyenin mu- kadderatına İngilterenin Muhafazakâr -Partisi, rın sağladıkları milli gelir taksimi, onların ka ve iktisat ayırımı, onların fikir ve düşünce hürri- yetlerine verdikleri önem sosyalizm değil, XX. yüzyı- lın ikinci yarısında memleket idare etme sanatının pek tabii, basit ve mantıki icabıdır. ten, bizde sosyalizm diye ileri sürülen fikirler şimdilik, bir doktrin olmaktan ziyade bu umumi, üze- rinde herkesin ittifak ettiği, ama bizde gerçekten bir kapak zümrenin benimsememek, benimsetmemek için manasız yere direndiği hedeflerden başka şey değildir. Ne menem şeymiş bu, müstakbel sosyalist partimizin sosyalizmi? İstihsal vasıtalarının mülkiyeti ne olacak- tır? Mecburi askerlik hizmeti hakkındaki görüş ne- dir? Miras hakkı nasıl kullanılacaktır? Hangi mües- seseler millileştirilecektir ? Eğer bu sosyalizmin dokt- rin dağarcığı, mahiyetinden ziyade montajı alâka çe- ken meşhur "Bildiri" ise, bunu Churchill de imzalar, Adenauer de, batının bütün muhafazakârları da. Yeni cereyanın şampiyonları, bir parti kurup poli- tika yapmak ve buna müşteri toplamak çabasını bir an bir kenara itip -bu çaba, onların tabii hakkıdır- sami- miyetle konuşacak olurlarsa bir hususu inkâr edemez- ler. Şimdiye kadar bütün söyledikleri, Türkiyenin bi- linen -fakat onların, sadece kendileri tavafından bi- lindiğini sandıkları- meselelerini bir (o agrandissörden geçirerek haykırmaktan ibaret kalmıştır. Buna karşı çareleri ise tektir: u parlamentoda, hep istismarcı zümrelerin temsilcileri yer almaktadır, bu yüzden mil- let ile idarecileri her gün birbirlerinden ayrılmaktadır. Meclisin memleket manzarasından haberi yoktur, oraya çalışan sınıfların temsilcilerini sokmak, istismar edilenlerin sesini kıymetlendirmek lâzımdır. Ece b temsilciler de sadece, kendilerinin kuracakları yeni partide bulunacaktır! lâsik, "Şu bizim iie a kurtulur!" edebiyatı olmuyor vatan