YURTTA OLUP BİTENLER bir işçi sınıfının normal gelişiminin sonucu olarak kabul edilen hareketin öncüleri tarafından kabul olunmuyor- du. Giden gider, kalan kalırdı. Yeni parti kurulacaktı. T.t. P. yöneticilerine bu hareke- tin mahiyeti uzun uzun anlatıldı. Ye- ni siyasi teşekkül, bundan evvelkile- rine benzemeyecektir. Tele, seçim sonuçlarından sonra ortaya çıkan ba- zı gerçekler bir sınıf partisinin do- ğuşunu şart hale getirmiştir. Cere- yan, politika heveslilerinin aradıkla- rı macera değildir. T eni te- şekküle iltihak ederse bir sınıfı tem- sil edecek siyasi teşekkülün kuvveti elbette artacaktır. Az da olsa bir iş- çi kitlesini sinesinde barındıran bu teşekkülün ayrı kalması halinde, za- rar iki taraflı olacaktır. Ancak, T. İ. P. zararın büyüğünü sineye çeke- cektir. Böyle bir halde T. İ. P. nin tabelâdan ibaret kalması mümkün- dür. Diğer taraftakileri üzen, baş- langıçta işçi kitlesi arasında bir ay- rılık varmış hissinin ortaya çıkma- sıdır Bunun dışında, sendika başkan- Seyfi Demirsoy Jki yolun ağzında larından yüzde 95 çoğunluğun tasvip ettiği yeni parti fikrinin zaafa uğra- masını beklemek safdillik olacaktır. Birkaç düşünce.. H aftanın başında genel olarak Kon- federasyon merkezinde (o yapılan toplantılarda, birkaç mesele üzerine eğilindi. Bunlardan ilk plânda ele a- lınan. mevcut siyasi partilere men- sup sendikacıların bir araya getiril- rine ellerini uzatmışlardır. İşçi te- şekküllerine mensup sendikalılar a- muhtelif partilere (mensup, mevcuttur. Hatta bunların oylarıyla Meclise muhtelif kimseler milletvekili olarak gelmiştir, ilk na- zarda, Mecliste veya Meclis dışında politikayla iştigal eden sendikacıların bir araya getirilip, konuşturulmala- rı düşünüldü. Böylece ayrı ayrı siya- si partilerde yer alan sendikalistler kolaylıkla aynı çatı altında toplana- cak ve bir nevi üst kademe edilmiş olacaktı. Sonradan bu beğenilmedi. Zira işçide doğan şuu- Anlayışsız bir sınıf İnsanlar, bir dar çevrenin içine düştükleri zaman, gözlerinin iki tarafına kanatlar yerleştirilmiş at- lara dönüyorlar. EKtraflarım hiç görmüyorlar, etraflarını hiç anla- mıyorlar. Böylesine anlayışsız Servet Beyannamesi aleyhtarı iş a- damları.. Başka hiç bir meseleleri yok, sadece Servet Beyannamesi- nin kalkmasını istiyorlar. Bütün ti- bir zümre, caret hayatını, bütün iş hayatını felce uğratan, durduran budur. O kalktı mı, milyonlar ve milyonlar harekete geçecek, çark hemen dön- meye başlayacaktır. Bu savunmayı yapanlar, hemen ve hususi itinayla GBİĞmektedirieri akın, benim gocunduğum bir nokta m sanılmasın. Servet Beyannamesine itirazım yok. Ama, piyasa.. Şu piyasada, duğu bir anlaşıls Şimdi, Servet Beyannamesinin faydası, zararı, maliye ve vergi yö- nünden tesiri bir oyana bırakılsın. Ama, bu çeşit iş adamlarının mem- leketin manzarasından, umumi ef- kâra hâkim cereyanlardan, sağlam kuvvetlerin temayülün den ve niha- zümrelerin hislerin- den zerrece haberleri yok mudur? Nedir Servet Beyannamesinin kalk- ması için ileri sürülen sebep? Efen- imseler "Bunu ne- diye sorulacağın- m kim ol- reden buldun?" 16 dan veya bir Servet Vergisi konu- lacağından endişe ederek paraları- nın tamamını deklare etmemiştir. Bu yüzden şimdi, bunu çalıştıramı- yorlarmış. Ya küpte muhafaza edi- yorlarmış, ya dışarıya kaçırmak- taymışlar. Paray çarkın içine ka- tabilmek için, eksik Beyannamele- rinin iptali lazımmış. Peki, sonra? Sonra da bu usul toptan kalkmalıy- mış. Neden? Çünkü sermaye, bağ- dan ve kayıttan hoşlanmazmış. Bu ticaret hayatında, çeşitli para ka- zanma yollan varmış. Her gelirin izah tarzı ve tabii, vergisi olmaz- mış. Servet Beyannameleri ortada kaldıkça bu paralar (Okaçacakmış Hem, ihbar müessesesi de gözleri korkutuyormuş. adamı serbest bırakıldı, kazancının abı so- rulmadı mı, bakınız her yer nasıl güllük, gülistanlık olacakmış. E- fendim, başka murakabe usulleri konulmalıymış. Mesela yeminli he- sap uzmanları gelir vergisi beyan- namelerinin yüzde üçünü beşini değil de, altmışını yetmişini kont- rol etmeliymişler. Bu taleplerin, gayrımeşru kazanç- lara ve bir belirli ticaret anlayışına Hükümet tarafından prim verilme- sini isteme manasından başka ma- naya geldiği iddia olunabilir mi? Servet Beyannamesi usülü ( ıslah edilsin. İhtilâlin karışık günlerinde alınan beyannameler açılmaksızın iade olunup hemen yenileri istensin. Hükümet güven versin, sarih ve açık taahhütte bulunsun. Bunlar hep anlaşılır, mantıki tekliflerdir. Ama, "Servet Beyannamesini kal- dırın" feryadı? İçinde bulunduğumuz politik ve psikolojik ortamda, bir servet düş- manlığı her yerde hissedilirken, ge- ride kalan bir devredeki mesuliyet- sizlikler ve aşırılıklar bütün bir zümreye şüpheli gözle bakılmasına yol açmışken, demokratik e işlemeyeceği, zira ona "mutlu azın- lık"ın hâkim olduğu sdeliyati. ya- pılırken, çok daha geniş kütleler hareket halindeyken bütün bu ce- reyanın üzerine kızgın yağ döke- cek böyle tasarruf Hükümetten is- tenir mi? Akıl mıdır, bu? Basiret midir, bu? Bunu isteyen, bu top- rakla alakası bulunmayan kapkaç- iş adam toplumun gözünde tarifsiz şekilde zedeleyecek, onunla birlikte Hükü- metin de itibarın sıfıra indirecek, her türlü tahrike yol açacak başlayacak kampanyada başının ü- zerine dünyanın o yıldırmamı çeke- cek, toplum içindeki yerini daha da güçleştirecek böyle bir davranı- şına isim vermek güçtür. Yok, belki de değildir. Bu, bindi- hep böyle getirmişlerdir. AKİS, 22 OCAK 1962