Hep O Dâva Köy Enstitüleri, köy eğitiminin, köyün kendi ekonomik, sosyal ve kültürel yapısına uygun olarak planlanması, programlanması, teş- kilâtının kurulması ve müesseseleş- tirilmesi, yâni kurum haline kon- masıdır fikir ve görüş tamamiyle Ata- türkündür ve Atatürkün milli eği- tim alanındaki direktifleri (o içinde en kısa zamanda ve en geniş ölçü- de ele alınarak gerçekleştirilmesine girişilenidir. 1 Kasım 1936 B. M, Meclisini a- çış nutkunda Atatürk şöyle demiş- ti: “İlk tahsilin yayılması için sa- de ve pratik tedbirler almak yolun- daya. İlk tahsilde hedefimiz bunun hakkuk (ettirmektir. Bu neticeye varmak, ancak, fasılasız tedbir al- sez ve onu metodik tatbikle mkün olabilir. Milletin meyi lüzumlu. görüyorum 1 Kasım 1937 Meclis açılış nut- kunda ise: “Büyük dâvamız, en medeni ve en müreffeh millet olarak varlığı- mızı yükseltmektir. Bu, yalnız ku- rumlarında değil, düşüncelerinde temelli bir inkılâp yapmış olan bü- yük Türk milletinin dinamik idea- lidir. Bu ideali en kısa bir zaman- da başarmak için fikir ve hareketi, beraber yürütmek mecburiyetinde- iz. Bu teşebbüste batarı ancak, türeli bir plânla ve en rasyonel tarz- da çalışmakla mümkün olabilir. Bu sebeple, okuyup yazma bilmeyen tek vatandaş bırakmamak; mem- leketin büyük kalkınma savaşının ve yeni çatısının istediği teknik e- lemanları yetiştirmek; (memleket dâvalarının ideolojisini anlayacak, anlatacak, nesilden nesle yaşatacak fert ve kurumları yaratmak; işte ni büyük ve ağır mecburiyetlerdendir.” demiştir. 1 Kasım 1938 Meclisi açış nut- kunda, yani vefatından 10 gün ön- -- de: "Geçen sene tecrübelerinin ümit verici mahiyette olduğunu kaydet- tiğim eğitmen okulları çok iyi ne- ticeler vermiş ve eğitim kadrosuna bu yıl 1500 kişi daha ilâve edilmiş- tir, önümüzdeki yıllar içinde u deni artırılacağı şüphesizdir.." demi Bu leekdillerin a şu İlkeler, görüşler ve amaçlar 22 e ei Köyden geniş sayıda kabili- yetli çocuklar alınması; ilk yıllar onların özellikle öğretmen olarak yetiştirilmesi! ve tekrar (köylerine gönderilmesi, bu suretle her köyün kısa zamanda okula ve kendi için- den yetişmiş öğretmene kavuşturul- ması; b) Onların sadece öğretim ve e- gitim alanında değil bütün kabili- e KER ati teknik, o ta- rım ü natlar alanında da yetiştirilmek süreğiyle, köyün hem sosyal, hem teknik yapısına, yetiş- kinlerin, halkın da eğitimine hiz- met etmek kudreti ve gücü kazan- dırılması, köyün kısa zamanda po- liültüre -çeşitli tarım-, modern tarım araç, çalışma metod ve tekni- ğine kavuşturulması; c) Öğretmen ihtiyacıyla birlik- te sağlık memuru ve ebe ihtiyacı- nın da ele alınması; d) Bunun en kısa zamanda, niha- yet 20 yılda gerçekleştirilmesi ve esaslı bir plân ve programa bağ- lanması ; e) Öğretmen ve sağlık memuru yetişemeyenlerin, teknik ve tarım alanlarında kabiliyetlerine göre- yetiştirilerek köye (gönderilmesi, feda edilmemesi; p Memleketin öğretmen ihtiya- cı karşılandıktan sonra, hemen kö- yün ihtiyacı olan sağlıkçı, ir teknikçi, kooperatifçi... gibi dez yetiştirilmesi; zg çocuğunun, köyünün ve ailesinin eğitiminden kazanarak, beraberinde getirdiği serbestlik, sö- zünü esirgememe, hizmete hazırlık. İşseverlik, inisyatif, kendi kültür değerlerine bağlılık, yurt, yuva Ve toprak severlik, yiğitlik, dayanıklı- lık, atılganlık, ölçülülük, saygılılık, şeref duygusu, kendi kendini idare.. gibi hasletlerinin de o geliştirilme- si. Eğitim deyimleriyle (o şahsiyet -kişilik, eğitimi, milliyet (eğitimi, karakter eğitimi, demokratik eği- tim, estetik eğitim... Atatürkün direktifleri, 1836 da eğitmen teşkilâtıyla başlayan dene- melerden sonra, hemen 1940 da 3803 sayılı Kanunla geniş ölçüde uygu- lanmaya girişildi. On yıl içinde va- rılan sonuçlar şudur: Yıllar Okul sayısı 1035-36 6191 1046 15005 M. Rauf İNAN On yılda, tam yüz yıldır yakla- şılamayan bir başarı elde edilmiş- yedisi dünyanın felâ- ketler içinde ve yurdumuzun ateş- lerle çevrili, yokluklar, sıkıntılar- la dolu olduğu bu on yıl içinde öğ- retmen sayısındaki 15771 farkın -5542 Öğretmen, 8756 eğitmen ola- rak- 14298'i Köy Enstitülerinde ye- tişmişti. Bu arada da 521 sağlık memuru yetişerek köylere gitmiş- ti. oOEnstitülerde yetişmekte olan 16500 de öğrenci vardı. Bütün köyler tek tek incelene- rek, her birinde açılacak okul tipi şekliyle ve genişliğiyle, öğretmen, eğitmen sayısiyle, öğret- men eviyle ve evin zaruri eşyasiy- le- saptanmış, her mahallin 1960'a kadar hangi yılda okula kavuşaca- ğı belli edilerek esaslı bir program da hazırlanmıştı. Ayrıca her ilde hangi köylerde bölge okulu açıla- cağı, bu bölge okullarına hangi köylerin bağlanacağı, bölge okulla- rındı »bir Köy Kültür ve Kalkınma Merkezi olarak- nasıl çalışacağı ve işleyeceği belli edilmiş, başta Eski- şehir ve Ankara birçok bölge okul- larına başlanmıştı, Köy Enstitüleri ir. deyim- lendirilen bu “kö " çalışma- ları e yıllardaki gelişmesinde de- vam etmiş olsaydı, geçen yıldan be- ri yurdumuzda okula ve öğretmene kavuşmamış tek köy, tek mahalle kalmamış, artık köyün ihtiyaç duy- duğu teknik elemanların yetiştiril- mesine başlanmış olacaktı. 1946'da bu muazzam başarılı sonuç elde edildikten, köyün içinde ri sıkıntı ve stırapların akkak (o önleneceği (umutları, irüeilendiisn sonra köy eğitimi gelişmesini önlemek, durdurmak ve yıkmak için bir mekanizma hareke- te geçti. Köyün, içinde bulunduğu orta çağ şartlarından kurtulmasını istemeyen bu hareketin elemanları da köy eğitimi için uğraşan ger- çek milliyetçi idealistlere, tam 90 yıl önce Namık Kemalin, Ziya Pa- şanın yeni eğitim kurumları uğrun- da giriştikleri savaşın şerefini ka- zandırmak, için vesileler icadetmek gibi olumlu bir hizmet- te bulundular ve bulunmaktadırlar. Öğretmen sayısı (o Öğrenci sayısı 576000 1414000 14437 30208 AKİS, 22 OCAK 1962