OLUP BİTENLER Rejim YURTTA Son ihtar Uzun boylu, otoriter tavırlı adam. oturduğu yüksek arkalıklı koltuk- ta öne doğru eğilerek dirseklerini masanın Üzerine dayadı ve karşısın- daki genç adamı dikkatle dinlemeğe koyuldu. Cam kaplı uzunca masanın sağ dip tarafında ayakta duran genç sözlerini bitirdiğinde, otoriter tavırlı adam evvela derin bir nefes aldı, son- ra: "— Nezarete alınanlar 140 kadar var, fakat bunlar hiç bir kıymet ifa- de etmez. Bunların adedinin çok ol- Bu sırada bir kalktı v genç adam ayağa Pe ki efendim, bunlar kimler- dir?" diye sordu. Toplantıyı yapan adam hafifçe gülümsedi şu cevabı verdi: — Tabii, kötü niyetli kimseler- ir.", Muhabirler derhal faaliyete geçti- ler, kalemler ve flâşlar tekrar çalış- mağa başladı. Hâdise, geçen haftanın son günü Başbakanlık binasının Bakanlar Ku- rulu Salonunda cereyan ediyordu. Masanın tam baş tarafına konulmuş yüksek arkalıklı koltukta oturan a- lunda Sıtkı Ulay bulunmaktaydı. İh- tilâlin, biri emekli, üç generalini bir arada görmek basın mensuplarım son derece memnun etmişti. Gürsel yerine oturmadan önce salonu doldu- ran basın mensuplarını mütebessim ve müşfik bir edayla süzdükten son- ra elini havaya kaldırarak: "— Günaydın çocuklar!" dedi. Böylece Gürselin tenvir edici ba- sın toplantısı açılmış oluyordu. İhti- lâlin başı yerine oturdu ve sağ eliyle a, kül tablasını iterken söze başlad — “İstediklerinizin hepsi bu bro- şürde var. Dün akşamki beyanatım- Başkan Gürsel son basın toplantısında gazetecilerle sohbet ediyor u bardaklarında fırtına koparanlara ihtar. ması işin mühim .olduğunu göster- mez" dedi Elindeki mendille oynıyarak iza- hatına devam etti. "— Bunlar, yollarım şaşırmış za- vallı vatandaşlardır. Bunlar, kandı- rılmış zavallı vatandaşlardır." Masanın etrafındakiler safi kulak kesilmişlerdi. Foto muhabirlerinin flâşları bile çalışmıyordu. Anlaşılan, salonda bulunanlar bu izahatla son derece ilgileniyorlardı. . Masanın baş tarafında Oturan gri cbiseli adam Konuşma devam ett — Tabii, böyle bir ierekete cü- ret erler azalma göreceklerdir." 8 dam, Devlet ve Hükümet Başkanı Orgeneral Cemal Gürseldi ve umumi efkârı tenvir maksadıyla mütad ba- sın toplantılarından birini yapmak- taydı. O gün saat 10.15 den itibaren ba- sın mensupları (Başbakanlığa geldi- ler ve kendilerine i ra iş. Başkanı beklemeğe kaldı. Fa- kat bu bekleyiş pek uzun sürmedi. Zira Başkan Gürsel randevuya evvel- den bildirilen saatte, yâni tam 10.30 da geldi. Mütebessim bir eda ile salo- na girdi. Sağında Fahri Özdilek, so- da olaylar hakkında kâfi derecede a- çıklamâ yapıldı" derken gülümseme- sini daha da genişletti ve: "— Artık bir şey sormanıza lü- zum kalmıyacak" şeklinde konuştu. Salonda bulunan gazetecilerden ses çıkmadı. Foto muhabirlerinin hummalı faaliyeti, gazetecilere sual soracak fırsat a ye Gür- sel ısrarla tahrik ett — Evet, alleriniz?" Bu soru gazetecileri harekete ge- çirdi. İlk soru, Başkanın solunda o- turan genç bir muhabirden geldi. Mu habir, son günlerde ortalıkta dolaşan AKİS, 15 MAYIS 1961 var mı yeni yedek su-