filmi olarak gösterilen "Aysecik-Şey- tan Çekici" ile birinci "Ayşecik"- Re- ni: Memduh Ün- arasında temel yapı olarak pek öyle büyük değişiklikler yoktur. Yine küçücük bir kız çocu- -unun akıl almaz serüvenleri birinci plana çıkarılmış çe çevresi de tıka- basa "Suçlu" filmlerinde rahatlıkla çevre- ye İnip başarılı bir gözlemcilikle iş- lemesini bilen Atıf Yılmaz, o "Ayşe- cik-Şeytan Çekici"nde de yine sırtı- nı çevreye yaslandırma gayretinde- dir. Beklenen ve akla uygun geleni de zaten budur ama, nasıl birinci "Aysecik"te bir Atıf Yılmaz kadar belki ondan da başarıyla- (o çevreye inmesini beceren Memduh Ün, hikâ- yenin güçlü melodram unsurları ara- sınıda sıkışıp kalmışsa, benzeri bir sonuç bu defa Atıf Yılmazın karşısı- na dikilmiştir. İki film, bir rejisör F estivale iki yıl öncesinin 1. Türk Film Festivalindeki Atıf Yıl- mazınkine benzer bir yoldan gi- derek İki filmiyle katılan -"O- lüm Peşimizde" ve "Kırık Çanak- lar"- rejisör Memduh Ün, "Gecelerin ötesi"nin rejisörü Metin Erksanla birlikte yarışmanın en güçlü adayıdır ve en başarılı rejisör armağanını ka- zanması büyük ihtimal dahilindedir. Memduh Ünün her iki filmi festivalin en kalabalık -her dalda- adaylarını da üzerine çekmektedir, Peşimizde" kötü konulu fakat rejisö- rün teknik gelişimi ortaya koyması bakımından önem taşıyan bir polisiye filmdir. Türk sinemasında "Ölüm Pe- şimizde"ye kadar bir başına teknik usta ününü sürdüren Osman F. Se- denle bir anda atbaşı gelen ve yer yer biçim bakımından dedeni de ta- kan Memduh Ün, gerçek değerini bu filminden çok "Kırık Çanaklarla bü- yük jüriye kabul ettirecektir. "Kırık Çanaklar", Edmon Mor- ris'in "Tahta Çanaklar" adlı tiyatro oyunundan Lale Oraloğlu ile Halit Refiğ eliyle iyiye yakın bir nitelikte yaşayışımıza (o uygulanmıştı. e Gerçi filmde bizim gerçeklerimize (o aykırı düşen davranışlar ve yorumlamalar yok değildi ama, buna karşılık, "Kı- rık Çanaklar" sinemamız için çizgi dışı sayılan ve Şehir Tiyatrosu gele- neğinin dışına taşan Turgut Özatay ve Lale Oraloğlunun oyunları ile -yer bile- günlük dertlerine inme çabasını Bös- teriyordu. "Ölüm Peşimizde", o"Kı- rık Çanaklar" ve Orhan "Kanlı Firar'ı Elmasın fotoğraf o direktörü AKİS, 16 MAYIS 1961 Turgut Örene, Kriton İliadis'in kar- şısında iki yıl öncesi kaybettiği birin- ci armağanı bu defa mutlaka ve mut- laka kazandıracaktı Memduh Ün ve Turgut Örenin arkasından (o "Kırık banaklar"la Turgut Özatay, Tozan en basarılı erkek, Lâle Ora- loğlu ile Mualla Kaynak en başarılı kadın oyuncu ve Halit Refiğ-Lâle O- raloğlu ikilisi de en başarılı senaryo yazarlığına adaylıklarını koyuyorlar- dı. Biçimin yendiği adam amus Uğruna"da yine hikayenin dramatik yapısıyla özü bir yana koyup yalnızca biçim cambazlıkları yolunu seçen Osman Seden, bu yeni filminde de son derece gülünç ve son derece gerçek dışı bir hikaye anlat- maktadır. Üstelik hikayesinin baş ki- şileri başarısız oyuncuları i nın kır mektedir. Gel gelelim, gençkız güzel olduğuna inanmakta, bundan ötürü de kocasının yaşattığı hayatı beğen- memektedir. o Şoförün film boyunca kaş kaldırıp ince ince gülen bir de patronu var. Takdimde alışılagelmiş bir yoldan bunun kötü adam olduğu, seyirciye, sözde akıllıca bir biçimde verilmekte, daha doğrusu bu. bir yan- dan oyuncu, bir yandan da seyirci dürtüle dürtile olmaktadır. Bir ara karısını patronuna kaptıran, sağır o- lup sonunda herseye rağmen kendini toplayan Bedenin kahramanı ahım almak için derhal silahına sarılmak- a ve her türlü toplum uzlaşmasını reddetmektedir. Bedenin, senaryocu ve rejisör ola- rak, yaptığı filmlerindeki bütün kah- ramanları aynı çizgiden sonlarına varmaktadırlar Onlar için bir uzlaş- ma veya bir barış şekli yoktur. Hak olanı ancak tabanca ve yumruk gü- cüyle alacaklardır. O yüzden acıklı son, .hep aynı ve değişmez ' 'son"dur. üm Peşimizde" ve "Namus Uğruna" gibi bir başka teknik biçim denemesi örneği de Orhan Elmasın "Kanlı Firar"ıdır. Elmas, sinema- mızda Öyle üzerinde uzun boylu dur- mak gereğini duyurmayan o sıradan bir rejisörken, "Kanlı Firar"la bek- lenmedik bir anda gözleri (o üzerine çekmiştir. Konu ve işleme bakımın- SİNEMA dan pek öyle büyük bir gelişme gös- termeyen "Kanlı Firar" Orhan El- masın filmoğrafisinde yeni bir çizgi- nin başlangıç işareti yerine geçmek- tedir. Öteki filmleriyle sıradan ve ucuzuna denemelere girişip bir alay müsvette yapan rejisör, "Kanlı Fi- rar"la bir takını atakları göze almış- tır. Fakat bu cesareti, festivalde Or- han Elmasa herhangi bir armağan kazandırmıyacaktır. Bu prodüktörü alkışlayınız peestivalin en ilgi çekici filmi, şüp- hesiz, rejisörlüğünü Atilla Tokat- lının yaptığı prodüktör Selçuk Bak-, kalbaşının "Denize İnen Sokak'ıdır. ve hiç bir şekilde seyirciye taviz ver- memekte ayak direyip isi İflasa ka- dar götüren film, şimdiye kadar Türk sinemasında eşine rastlanmadık bir iyi niyet gösterisinde bulunmaktadır. Gününün yaşayışına bir türlü ayak uyduramayıp, bu yüzden de toplum- la bağdaşamıyan bir opaşaoğlunun acı, İç buran serüvenini hikâye eden "Denize İnen Sokak", sinematografi yönünden ilkel ve bu ilkelliğini ört- mek için de bir takım çizgi dışı o- yunlara başvuran bir filmdi ze İnen Sokak"ta yerli yerli film kılan hiç bir unsura, tek bir ayağa düşmeliğe rastlanmamak- tadır. Tek kusuru bu çeşit yeni de- nemelere hazırlıklı olmıyan bir se- yirci karşısına çıkması ve kabul edil- miyecegini baştan hesap etmemiş ol- masındadır. Uraz en başarılı er- kek oyuncu, Tahsin Kavalcıoğlu da en iyi müzikçi armağanını bu filmle- rinden rahatlıkla alacaklardır. Jüri- nin filmin prodüktörüne özel bir ar- mağan vermesi de beklenebilir. Festivalin en büyük kazanma şansına sahip filmi "Gecelerin Öte- si "dir ve film Metin Erksan imzasını taşımaktadır. Erksan, filminde eski iktidar sırasında her mahallede nasıl bir milyoner türetilmişse, başıboş ve sorumluluk duygusundan yoksun, gi- derek benliklerini kaybedip soysuz- laşmış bir çeşit türedi gençlikten söz ederek bunlardan kurulu yedi; Kişilik bir soyguncu çetesinin serüvenini an- latmaktadır. Başlarda normal olarak dağıtılan hikaye, filmin ikinci yarı- sında da -bagışlanmıyacak bir kusur- dağıtılmaya devam edilerek son, baş- langıç ve gelişme süresinin çok üs- tünde bir hızla gelmektedir. Bu yüz- den de film gerekli havasından uzak- laşmaşta ve kendinden a- ktadır. "Gecelerin Ötesi" ile kazanması, sürpriz etkisi yapmıya- caktır. 35