YURTTA OLUP BİTENLER kara, Adapazası ve Bursada da faa- liyette bulunduğu tespit edildi. Tes- pit işi tamamlanınca, Ankara ile te- masa geçildi ve geride bıraktığımız haftanın başlarında, pazartesiyi salı- ya bağlıyan gece yarısı toplama a- m girişildi. Bir taraftan kuyruklar toplanır- ken, ir taraftan arama yapılıyor- du. Hareket tamamlandığı sırada sa- at tam 4.40 dı. Hareketin başında Faruk Güventürk gibi dirayetli bir generalin bulunması ve tam bir or- du - polis işbirliği ile neticeye va- rılması isi kolaylaştırdı. İstanbul ye- — İ bir güne girerken, hayalperest yruklar da inlerinden alınmış ve Ve tespiti başlamıştı. Hâdise cidden komikti. Zira hü- kümet devirmeğe teşebbüs edenlerin hemen hepsi zavallı Ssnaf v e bal çakal takımıydı. Aralarında süs ka- bilinden bir kaç tane de avukat ve tüccar bulunuyordu. Birçoğu da A.P. ye kayıtlı münfesih D.P. lilerdi. Me- selâ A.P. Genel İdare Kurulu üyesi, eski Türkiye Köylü Partili, ceviz kü- tüğü ihracatçısı, iktisat doktoru Muhtar Yazar da bunların arasında- Bi gazete düşününüz. Devlet Başkanı 1957'den son- Şim ra D.P. idare kademelerinde vazifeler almış, hükü- dır. Gene A.P. Eminönü İlçe Başka- nı avukat Tuğrul Önder, münfesih Türkiye Köylü Partisi Genel Sek- reteri avukat Mustafa Aydın, eski .P. nin Dr. Ali Esat Biroldan önce- ki Eminönü İlçe Başkanı ve halen A. P. Eminönü müteşebbis İlçe İdare Kurulu üyesi manifatura tüccarı Na- ci Öktem de vardır Gene tanınmış bir şahsiyet olan, Y.T.P. nin Kocae- li İl İdare Kurulunu teşkil etmekle görevlendirilmişken nezaret altına alınıp Balmumcu Askeri Özel Garni- zonuna gönderilen, Kocelindeki dü- şük Adnan Menderes hizbinin lideri Süreyya Sofuoglunun kayınbabası ve İzmit Denizcilik Bankası Başacen- tası, emekli Deniz gedikli başçavuşu Adnan Ergeç te nezaret altına alı- nanlardandır. Bir tebliğin ettikleri yedbaht teşebbüsün sanıkları teker teker yakalanıp, sessizce Emni- yet Müdürlüğüne sevkedildiler ve bir REO marka kamyonun içinde bekle- meğe koyuldular. Maksat ve murat, meseleyi sessiz sedasız halletmekti. Ne var ki, her yerde hazır ve nazır Lütfen! eden grupların basın mensupları REO'nun içindeki- lerini farkedince, işin peşini bırak- madılar ve are, makamlarına müracaat ederek ortalığı heyecana veren tebliğin yayınlanmasına sebep oldular. Tebliğ, süratle İstanbul Rad- yosuna ulaştırıldı ve 13.15 haberler bülteninin başıma alınarak, "dikkat, dikkat, dikkat!" anonsuyla okundu. Bu "dikkat'ler aslında bir yanlış- lığın neticesiydi. Cemal Tural imza- lı tebliğ Radyoya doğrudan doğruya Örfi İdare Komutanlığından gönde- rilmediği için. üzerine bu ibare işa- ret mahiyetinde konmuştu. Fakat spiker onu da okuyunca İstanbul bir kısa an yerinden oynadı. Öyle ya teb- liğde "silâhlı faaliyet Oteşebbüsleri" ve "yabancı ideolojilerin tahripkâr tesirlerinden istifade" den bahsedili- yordu. İstanbul Radyosu daha sonra teb- liği gene birinci haber olarak, fakat neden sonra hatırlayıp "dikkat" ke- limesini çıkararak 18.45 ve 23 haber yayınlarında tekrarladı. Ankara Rad yosu sâdece iki defa, 19 ve 22.30 ha- ber yayınlarında -19 da sekizinci, imdi, bu gazeteye karşı ni ri temsil küçük parmaklarını ırmaları değer metin kötü ve kanunsuz icraatına karışmış kimseler- den bahsederek demiş ki: "Ne yazık ki, yeni partiler- den bir kısmı güya bunların nüfusundan istifade ede- rek rey kazanacaklarını zannediyor, bunlara kadro- larında baş yerleri ii . Gözleri kararmış lider- ler bu hakikati görmüyor, ki saf ve masum bir kaç vatandaşı kandırabilirler ümidiyle bunların eteklerine yapışmış bulunuyorlar. o gazetenin bu yazıya kondurduğu başlık: C. Gür- sel "Gözleri kararmış Parti Liderleri hakikatleri gör- müyor" dedi! En basit dürüstlük kai- desi ve meslek âdabı, tırnak içine alınan ibarelerde söz sahibinin kelimelerine dahi riayet edilmesidir. Nerede kaldı, mânayı değiştirme- ye kalkışmak! Bu gazete Son Havadistir. Bu gazete- nin o başlıkla uyandırmak istediği zehabın ise, Gürsel- le ciddi partilerin liderleri arasında bir ihtilâfın b lunduğu zehabı olduğun anlamak için o em iki küçük akıllı manevracı- sı kadar akıllı olmak yeter de artar bile.. taktik, sözüm ona politika! 10 Kudret ve Son Havadis Siyamlı kardeşler mi, değmez mi ? Bu taktikler, bu emi Kudrette de her gün arz-ı endam etmektedir. Okul bir olunca, tale- belerin aynı türküyü çağırmalarında şaşılacak bir. ta- raf yoktur. Bunların hepsinin hocasının, Kısakürek olduğunu unutmamak lâzımdır. kaba usıllerle bir kaç kişi bir kaç dakika aldatılabilir. Ama asıl yitirilenin, sonda o manevralara girişenlerin memeyi ibaret kaldığı Kısakürek misaliyle çoktan ortaya çıkmıştır. Biraz sa- bırla har şey halledilecek- ken ençliğinin ken- disine muhatap diye böyle kimseleri alması ancak o kimselerin işine yarar. Bir gazetenin binasını, ya da matbaasını tahrip et- mek kolaydır. Tg bu, sa- dece onun yaydığı fikirlerin ibini ini güçleştirir ki, asıl gaye o olmalıdır. Aman ni dikkat! Yatsı ezanı okunan fikirlere, Allah rı- zası için genç ee nefesiyle kuvvet (o vermeyi- niz. Bu, kaş yaparken e çıkarmak olur diklerinizin sürer. Zi bir hareketin asil tarafını bulmak kolay değildir. AKİS, 15 MAYIS 1961