15 Mayıs 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

15 Mayıs 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER — İtalyada, nisbi maa sistemi inin Mussolini Rom a yürüye- rek diktatörlüğünü ilân etmişti” Bu sözler, bardağı taşıran son damla oldu. Salondaki gürültü had safhayı buldu. Başkanlık küneti, iadeye çalışıyordu. Hâdise, bitirdiğimiz e içinde toplan- O gün Temsilciler Meclisi, pek yakında ya- pılması mutasavver seçimin kanunu üzerinde son müzakerelerini yap- maktaydı. Kürsüdeki hatip ise C.H. P. nin sosyalist eğilimli Cemil Sait Badasından başkası değildi. Barlas daha pek çok lâf etti ve bu sistemin memleketi felâkete götürecek bir sis- tem olduğunu ispata çalıştı. O gün ve daha sonraki müzakere günlerinde kürsüde arz-ı endam eden Barlas ve hemfikirlerinin o salvoları sağduyunun direnişiyle kesilince, me- sele ze ve Temsilciler Meclisi çoğunlukla, seçim sisteminin Nisbi Temsil Sistemi olmasını kabul etti. Aslında mesele, çok evvelden dal budak salan bir yılan hikâyesinin son bir defa daha pişirilip kotarılmasın- dan başka bir şey değildi. C.H.P. içinde, bir garip hizbin türemiş olma- sı ve daima pişmiş aşa su katması, işlerin Meclis kürsüsüne kadar inti- kaline sebep olmuştu. Badaslar, A- talaylar ve sosyalist Gülekin bulun- duğu bu hizip, Temsilciler Meclisinin ateşli üyesi Alp Kuranla da takviye edilince, mesele halledilmiş sayıldı ve denize maya çalındı. Hasan Tez da Barlas grubunu destekleyince grup, zaferi çantada keklik saydı. Barlas ve Atalay grubu, iddiala- rım önergelerle takviye ederek kür- süden indiler. Temsilciler Meclisinde, haftanın başından Kanunu üzerindeki fikirlerin müstak- bel iktidar partisi C.H.P. den çıkması bilhassa dikkati çekiyordu. Halbuki mesele, Üzerinde konuşulmıyacak ka- dar kesinleşmiş bir durumdaydı. Her şeyden evvel C.H.P. nin, aldığı pren- sip kararına riayeti şarttı. Partinin çok evvelden millete verdiği sözü ha- tırlayan basiretli temsilciler kürsüye geldiler ve meseleyi enine boyuna a- çarak arkadaşlarım son bir defa da- ha ikaz ettiler. Gülekin desteklediği Barlas grubu, C.H.P. nin sağduyu sahibi üyeleri Avni Doğanlar. Sahir Kurutluoğlular ve Baykamlar tara fından tam bir fikri hezimete ugra ıldı. Fakat, tartışmaların bilhassa C. H.P. ne mensup temsilciler arasında olması göze çarpan bir özellik teşkil ketti. Bunda bazı perde arkası çatış- maların da tesiri olduğu anlaşılmak- tr. Ama C.H.P. geniş kadrosuyla 14 Sırrı Atalay Sükut altındır millete karşı giriştiği (o taahhüdünü yerine getirmekte azimli ve kararlı bulunuyordu, İnönü bu konuda kesin düşünüyordu. Nitekim Avni Doğan, İnönünün bu konudaki düşüncelerini şu sözlerle tekrarladı: — Nisbi temsil mutlaka tatbik edilmelidir. C.H.P. Kurultayı nisbi temsilin aleyhinde karar alsa, ben tek başıma onun müdafaasını yapıp, lehinde oy vereceğim. Bütün ümit- lerimiz bu sisteme bağlıdır." Cemil Sait Barlas PL GL İmza çam $ Parti denilen nesne Hiise, bitirdiğimiz o hafta Seçim Kanunundan ziyade C.H.P. bakı- mın'dan basının alakasını çekti. Ka- sım Güleğe oynayan Yeni Sabah, Ka- sım Güleğin hareketi dolayısıyla Kar sım Gülekten hiç bahsetmeksizin C. H.P. yi "taahhüdüne sadakatsizlik" ile itham edince ve "bu partiye de nasıl itimat edilir, birader" yollu ya- dilini yutmacasına hâdise, C.H.P. nin teşekkü. olduğunun delilini (o teşkil ediyordu. Demek ki parti, opportü- nist polltikacıların değil, inandıkla- rı için vaad edenlerin ve vaadlerini tutanların elindeydi. Bu ise, memle- ketin ihtiyacı bulunan parti değil de neydi ki? Yok, bir siyasi partide hiç çatlak ses çıkmaması gerektiği, her- kesin seri mal otomobil gibi aynı ev- safı taşıması isteniliyorsa, tabii ona diyecek yoktu. Ama bir partiye, o partide hem iyiler hem de fenalar bulunuyor, iyi- ler fenaları oyeniyorlar diye (oOkusur bulmak şimdiye (Okadar görülmemiş ve duyulmamış bir propaganda usü- lüdür ve bunun patenti oMenderesle Nuri Said piyasadan çekileli beri ide- al e kalmış Sefa Kılıçlıoğ- luya aittir. Kim bilir, belki de Menderesle Nu- ri Said de belâlarını o patenti kullan- maları yüzünden bulmuşlardır ya.. Politikacılar Arpa ambarı Hikayenin eğlenceli tarafını yakalı- yabilmek için, takriben bir ay ka- dar geriye gitmek lâzımdır. O zaman, çalkalanmakta olan C.K.M.P. nin iri- kıyım lideri Osman Bölükbaşı. Istanbuldaydı. Genel Başkan, avlıyan bir kenar mahalle kıraatha- nesini andıran C.K.M.P. nin Cağaloğ- lunda, Cemal Nadir Sokaktaki' İl Merkezinde gazetecilerle ahbaplık e- diyordu. Söz dönüp dolaşıp Bölükba- şının oteli meselesine geldi. Bölükba- şı, yıllardır Sirkecideki birinci sınıf Özipekpalasta kalırdı. Fakat tutmuş, Cihangirde, Aslanyatağı Sokağında- ki lüks Plaza Oteline nakletmişti. Vatan gazetesinin genç iç 'politika muhabiri Hilmi Yavuz ile Bölükbaşı arasında şöyle bir muhavere geçti: eyfendi, böyle bir değişiklik iktidara yaklaştığınızın belirtisidir!" " "— Neden?" "— Çünkü. Plaza Oteliyle Parko- el arasındaki mesafe azdır da..." Hazır bulunanların gülüşmeleri a- rasında, başını sağa sola sallıyan Bö- lükbaşın AKİS. 15 MAYIS 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: