YURTTA OLUP BİTENLER dâima bir kenara itilmektedir. Mese lâ turistik Parkotelde 3,5 saat bek- lettiği muhabirlerden birine: — Dilinin altında bir bakla var. çıkar bakıyım delikanlı" deyince, Bö- lükbaşının aldığı cevap şu olmuştur: — Öğleyin yoğurtlu bakla ye- mişti de..." Başgille pazarlık ae kaldığı dört gün zarfın- fizikman heybetli Bölükbaşı - nın yaptığı en ciddi ve önemli iş, tâ Feneryolunda, Eflâtun Sokağındaki geniş ve nefis bir bahçe ortasındaki pek açık gri renkteki muhteşem köş- küne, ayağına kadar giderek inziva- ya çekilmiş Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgili ziyaret etmesi oldu. Bölük- başının eski D.P. liler ve gericilerin mânevi lideri durumundaki esraren- giz Doğulu aydım ziyaret sebebi hak- kında yaptığı resmi açıklama, bitir- diğimiz haftanın sonunda Kudrette neşredilen bir ilânla suya düştü. İri kıyım lider, mânevi lideri bir kadir- şinaslık eseri olarak ziyaret etiğini söyledi. Halbuki cumartesi günü Kudret, kırmızı yüzlü ve nefis fren- siz şaraplarının ciddi bir mütehassi- si sayılan Basgilin kocaman bir res- mini yayınlayarak üstadın, artık C.K. M.P. organında yazacağını bildirdi. Bununla bir kaç fayda gözetiliyordu. Evvelâ, talihsiz Kudrete okuyucu sağlanacaktı. Zira, Basgil, bugün “bir belirli okuyucu kütlesi" olan ya- zardır. Ama, daha mühimi, İşin poli- tik tarafıdır. Böylece Bölükbaşı, CK. M.P. nin ayartma teşebbüslerinde ta- lihsizliğe uğradı ve Basgilin hangi ta- raftan olduğunu araştıran boşta kal- mış eski D.P li ve gerici reylere par- tiyi şirin göstermiş ve yetmişine mer- diven dayamış kırmızı çehreli anaya- sacının kendinden yana bulunduğunu yaymış olacaktır. Başgilin de bu oyunu oynamaya yanaşması boşuna değildir. Kendisi- ne kur yapan A.P. nin sallantıda bu- lunduğunu, başında Damoeoklesin kili- dinin asılı olduğunu yaman iş ada- mı Başgil görmüştür. Halbuki, siya- set hayatına bir partinin omuzların- da taşınması da şarttır. O bakım- dan, Bölükbaşıyla birlikmiş gibi gö- rünmesinde menfaat sezmiştir. Bu, kendi partisi içinde kritik bir durum- da olan irikıyım liderin do İşine ge- lecektir. Bölükbaşı, Başkil - Bölük- başı ikilisinin Tahtakılıç heyulasını C.K.M.P. lilerin gözü Önünden uzak- laştıracağı kanaatindedir. 16 Tahtakılıç İstanbulda Rakip Bir toplantı ve ötesi Jakikaten, Bölükbaşının son İstan- bul seyahatinin en keyiflendirici safhası, geçen haftanın ortasındaki gün, küçük bir han katında düzenle- diği basın toplantısı oldu. Bölük başı. gazetecilerin karsısına gene bir tak- litle gıktı. C.K.M.P. İl Merkezinden sah günü gazetelere telefon edilip te Bölükbaşıya ertesi gün sorulması is- tenen suallerin saat 17-18 arasında yazılı olarak gönderilmesi bildirilin- ce iç politika muhabirleri sadece gü- lümsediler, Nitekim, büyük çoğunlu- gu, yazılı sual göndermedi. Ümit Yaşar Oğuzcan'ın BENİ UNUTMA İkinci Baskı 5 Lira- İKİ KİŞİYE BİR DÜNYA - Üçüncü Baskı 3 Lira- Genel Dağıtım Yeri: Ferhan Bozkurt ve Ort. K. Ş. P. K. 1275 - İstanbul gün, küçük bir han dairesinde kâin C.K.M.P. İl Merkezinde olağan- üstü bir kalabalık ve hareket vardı. İrikıyım lider, basın toplantısının ya- pılacağının ilân edildiği saat 15 ten iç politika muhabirleri protesto ma- kamında toplu halde ayrılmak üze- reydiler-, 10 dakika geç geldi. Çalım- la içeri girdiği zaman, trafiğin tıka- nıklığını bahane ederek usulen özür diledi. Halbuki, saat 15 suları, günün İstanbulda trafiğin en ferah olduğu bir zaman parçasıydı ama, gazeteci- ler nezaketen "yutmuş" göründüler. Sadece, trafiği ayarlayamayan bir liderin seçimleri nasıl ayarlayabile- ceğini birbirlerine sordular. Bölükba- şı herzamanki gibi geniş yakalı, Uç düğmeli, kruaze bir kostüme bürün- müştü. Kumaşın rengi mavi - gri ka- rışımıydı, deseni dikine çizgili ve ba- lık sırtıydı. Beyaz gömleğinin uzun sivri yakalarının ortasına tek düğüm- le bağlanmış kravatı siyah damarlı ve bordoydu. Müteşebbis İl idare (Kurulunun vakti bol, çift yıldızlı, EMİNSU'cu Başkanı Zekâi Dorman, İdareyi dev- ralır almaz, 6 bin lira sarfıyla mobil- yalarının bazılarım yenileyip, gerisi- ni de tamir ettirmek suretiyle İl Mer- kezinin çehresini değiştirmişti. Bö- lükbaşı, kırmızı formika kaplı usun dikdörtgen masanın baş köşesine yı- ğılır gibi oturdu. Gazeteciler de kon- ferans salonunun fıstıki yeşil vini- leksle kaplı sandalyalarına yerleşti- ler. Bölükbaşının badem, duglas, kay- tan, kelebek, arşak, burma ve pala bıyıklı dostları çekilen o resimlerde görünebilmek için liderlerinin arkası- na kümelenmişlerdi. Gözlerini fotoğ- raf omakinelerinin objektiflerinden ayırmamacasına ve bazıları altın kaplı 32 dişlerini göstererek poz ve- riyorlardı. Bölükbaşı kerametlerine, yazılı olarak sorulduğunu ileri sürdüğü su- alleri gene yazılı bir metinden oku- yarak cevaplandırmakla başladı. Su- aller ve cevaplar ilerledikçe, iç poli- tika muhabirleri hayretle birbirleri- nin yüzlerine baktılar. Yazılı olarak sorulduğu ileri sürülen suallerin ba- zılarım, hiçbir gazete göndermemiş- ti ki! Okuma faslı bittikten sonra, zeki bir muhabir, Bölük başıdan ya- zılı suallerin hangi gazeteler tara- fından gönderildiğini açıklamasını istedi. Biraz tereddüt eden Bölükba- -ı derhal toparlanarak: "— Vesika mı istiyorsun ?" şek- linde bir mukabelede bulundu AKİS, 15 MAYIS 1961