27 Mart 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

Günlerden ln ve saatler 10'u gösteriyordu. Uzu masanın baş tarafında oturan iri el- biseli, hâki gömlekli ve kahverengi kravatlı adam, Devlet ve Hükümet Başkanı Orgeneral Cemal Gürsel muhatapları ise basın mensuplarıydı. Saatlerin 10'u gösterdiği o cumar- tesi günü İhtilâlin başı, arkasında Başbakanlık (oMüsteşarı Hilmi İnce- sulu ve Başyaver yakışıklı Kurmay Albay Agasi Şen olduğu halde salo- na girdiğinde, yüzünde mütebessim bir ifade vardı. Sağ elinde tuttuğu zarif bastonuna dayanarak ve hiç bir yardıma ihtiyaç göstermeyen bir dinçlik içinde ağır ağır yürüdü, kol- tuğunun arkasında bir müddet dur- du, kendisini ayakta bekleyen "dost- ları"na mütebessim bir nazar atfet- tikten sonra Sol elini havaya kaldı- rarak: " Günaydın mala Nasıl- sınız, iyi misiniz?"de Yerine otururken de, ” "— Buyrun, oturun" diye işaret etti Basın mensupları oevvelden ken- dilerine ayrılan yerlerine otururlar- ken, foto muhabirleri de hummalı bir faaliyete giriştiler. Flâşlar ardar- dına parladı ve Başkanın nefis poz- ları tespit edildi. Başkan, ai arı gibi çalışan muhabirlere baktı ve Bunl naam kölekei - yonlardaki resimleri kullansanız, o- labilir. Nafile film sarfediyorsunuz" " edi. Fakat foto muhabirleri meslek komasına girdiklerinden Başkanın bu sözlerini oduymadılar. Babacan Başkanın tabiriyle bu "film sarf et- me" faaliyeti hayli uzun zaman a- lacağa benziyordu. Ancak Başkanın bir müdahalesi muhabirleri bir müd- det durdurdu. Gürsel gülümseyerek, fakat biraz yüksek sesle: — Tamam! Vazgeçin de, arka- daşlar suallerini sorsunlar" dedi ve sual soracaklara hitaben ilâve etti: Suallerin Oo cevapları burada var. Daimi fazla sual sormak istiyor- sanız, sorun, ben hazırım". Sual faslı Ancak, gazeteciler önlerindeki su- al - cevap broşürünü pek iyi tet- kike fırsat (o bulamamışlardı. Bunun üzerine Başkan o şakacı bir edayla muhabirlere cesaret verdi: Galiba başka sual yok? Bu- sümkü toplantı bu kadar kısa mı sü- cek?" “Başkanın bu sözlerinden, toplan- sürmesini arzu ettiği an- laşılıyordu. Nitekim (gazeteciler de ayni şeyi istiyor olmalılar ki, sual- lerini sormaya ( başladılar. İlk sual bir bayan gazeteciden geldi. Bir Al- man Ajansının ve Ulus gazetesinin muhabiri bulunan sempatik Leylâ Çambel, Başkana: — üp Hanla neler konuştu- nuz?" şeklinde bir sual soruyordu. Başkan, sağ tarafında oturan bu bay gazeteciye ça ye: —Çok şey... Ama bizim gazete- leri alâkadar ve Millete duyurul- ması icabeden bir şey olsaydı, açık- YURTTA OLUP BİTENLER lardım. Sâdece fikir yaptık" diye cevap verdi Bu arada, kısa süren bir sükütu müteakip masanın öbür ucundan bir i.. Sesin münakaşası zetelerin sualleriyle basın toplantısı- na gelmiş bulunuyordu. İlk suali, zi- rai kalkınma ile ilgili oldu. Muhabir, yılların ihmaline terkedilmiş bu mü- him dâva hakkında Gürselin fikrini soruyordu. İhtilâlin işitememiş olacak ki, tekrar etmesini rica etti.. tekrarından sonra hemen cevabını verdi: "— Biz iktidarda kaldığımız müd- detçe zirai meselelerde elimizden ge- lem yapmağa çalışacağız. Bu saha- ya oldukça yatarım yapıldı." Muhabir ikinci bir sual “sordu , Anlaşılan, yabancı muhabirler daha cesurdular. Sualde: Milli Eğitim meselesine dair ne düşüniyorunuz?” denilmektey- di. Başkan bu suali, na açarak cevaplan — Bu sene Milli Eğitim bakan- lığına yapılan yatırım, görülmemiş şekildedir. Bundan ötesini iktidara gelecek hükümet m Biz e- limizden gelem yapıyoru Yabancı muhabir, snlisine, veri- len cevaplardan dolayı teşekkür etti ve yerine oturdu. Bu defa, sıra yerli muhabirlere gelmişti. koltuk blokundan o hafifçe doğrulan bir gazeteci, Başkana sualini sora- iki elini iki ya- ırdı: Başkan Gürsel ve basın mensupları son basın toplantısında © Beklenen sürpriz AKİS, 27 MART 1961