Tİ Y Ankara İlk Saroyan Ankaranın yeni Kazandığı Meydan Sahnesinde oynanan ilk eserden biri de Williara Saroyan'ın "İndeki- ler" -The Cave Dwellers- adlı dra- mıdır. Programda her ne kadar "oyun" deyimi kullanılmışsa da, ese- rin ilk temsilinde bulunanlar bunun bir "dram", hattâ bir "koyuca dram" olduğunu farketmişlerdir. William Saroyan Türk aydınları- nın tiyatrodan önce hikâye ve roman- larıyla tanıdıkları, ermeni asıllı bir Amerikan yazarıdır. Türk aydınları ermeni yurttaşları- mızın geçen yüzyılda ve bu yüzyılın başlarında tiyatromuza ettikleri hiz- metleri takdir etmesini bildikleri i- cin, Osmanlı idaresi zamanında ve Mili Mücadelenin ilk yıllarında ara- mızda bazı acı hâdiseler geçmiş ol- masına rağmen, bunu unutmasını bilmişler, Türkiyeli (olsun olmasın, yeni ermeni kuşaklarının Avrupada, Amerikada sanat alanında yetişen yeni değerlerini, bunların kazandık- tan başarıları osempati ile karşıla- mışlardır. Elia Kazan'ın doğduğu Kayseriyi son ziyaretinde, burada a- Silması düşünülen bölge tiyatrosuna yardımda bulunmak, hattâ oynana- cak'ilk eseri gelip bizzat sahneye koymak hususunda gösterdiği sami- mi arzu, bu düşünüşün tek taraflı ol- madığım gösteren iyi bir alâmet ka- bul edilmiştir. Melodram kokusu Saroyan'ın seyircimize ilk defa "İn- dekiler'le tanıtılması acaba iyi mi olmuştur? Meydan Sahnesinin tem- silinden- çıkarken bu soruyu sorma- mak ve buna "evet" diyebilmek Zzor- dur. Çünkü eser, "Broadway'da üst- üste beş mevsim temsü edilmiş" ol- sa da, hayli karamsar bir konuyu, koyu bir dram havası içinde işle- mekte,"genel yapısı bakımından da melodrama kaymaktadır. "İndekiler" de melodram kokusu- nu duyuran unsurların çoğu var: Tı- kılmak üzere terkedilmiş bir eski ti- yatro binasında yarı aç, yarı tok, soğuktan titreye titreye, ısınabil- mek için biribirlerine osürtüne sür- tüne, sefil, perişan, adetâ birer ka- davra halinde yaşayan kimsesiz, hi- mayesiz, işsiz, meteliksiz ihtiyar ar- tistler. Bunlardan ' "Kral" bir zaman- Ö destan oolmuş "Kraliçe" yakın geç- mişin aktrislerinden biri, "Dük" boks 32 A TRO dünyasının adı unutulmıya yüz tut- muş ünlü bir eski şampiyonudur. Fa- kir, kimsesiz, başım sokacak bir ye- ri olmayan "Kız", sevdiği delikanlı nihayet kendisini gelip alıncaya ka- dar bu "in"e biraz ışık, biraz ta- zelik oOgetiren duygulu ve fedakâr gençliğin sembolüdür. Ama bu "in" deki yeri, "Dük"e duyduğu o yarı şefkat, yarı acımayla karışık ilgi -ancak sevdiği delikanlı anlayış gös- terip elinden tutuncaya kadar devam eden ilgi- inandırıcı değildir. Sonra, aynı "in"i hayat denizinin karaya fırlatıp attığı bu insan kalıntılarıyla paylaşmıya gelen ayıcı, karısı, kun- daktaki çocuğu ve "Dük'"ün -beş on kuruş parsa toplamak için- gü- reşmek, döğüşmek gücünü bir türlü kendisinde bulamadığı ayısı. Sonra, beşikteki bebek uğruna yapılan süt hırsızlığı, açlık içinde açlık grevleri... kma ekibinin şefi, nihayet yık- ma sırası bu eski tiyatro binasına gelince, bütün bu zavallıların tek ba- "in"i dinamitlemek işi- rınağı olan nı, onlara acıyarak, birkaç gün ge- ciktirecektir. Ama hepsi bu kadar. Sonra? Sonra facia bütün dehşetiyle başka bir "in” de devam edecektir. Yazar, bir sonuç göstermiyor. Gök- delenler ve milyarderler diyarmdaki "in"lere ve "indekiler"e ışık tutmak- la, dünyaya para dağıtan Sam Am- canın kendi ülkesindeki sosyal sefa- leti ve adaletsizliği göstermekle ye- tiniyor. Sahnedeki oyun "İndekiler" Meydan Sahnesinde "Ev deki Yabancı" ya nisbetle daha iyi oynanıyor. Eseri sahneye koymuş olan Mahir Canova, dış tesirlerden çok iç yaşamaya teksif edilmiş bir sahne düzeni içinde eserin havasını çok daha iyi vermiş. Bellibaşlı rollerden "Dük" te Kar- tal Tibet, "Evdeki Yabancı" um ya- nısıra, bambaşka, değişik bir kom- pozisyonla (güzel bir tip yaratmıya muvaffak ,olmuştur. "Kral'ı Çetin Koroğlu, "Kraliçe" yi Nur Sabuncu duygulu bir oyunla canlandırıyorlar. "Kız" da Esin Ava temiz diksiyonu, sıcak ve ifadeli oyunuyla dikkati çe- kiyor. AKİS, 27 MART 1961