SİNEMA A.B.D. Oscar'lara doğru Nisan ayının dördüncü akşamı özel . bir törenle kazananlarına dağı- tılacak olan ünlü "Akademi Arma- ganı"nın bu yıla ait Oscar adayları, Mart ayı içinde belli olup bütün dünyaya yayınlandığı halde -veril- niesihe daha bir ay gibi uzun bir za- man kala- Türkiyenin tek -ve Al- lahlık- büyük ajansı A.A., kazanan- ları çoktan ilân etmiş ve armağan- larını vermişti bile. Buna göre Me- lina Mercouri birinci armağanı alı- yor, onun arkasından . da Elizabeth Taylor'lar, Greer Garson'lar, Debo- rah Kerr'ler geliyordu. Haber, AA bültenlerinde gazetelere geldiğinde sinemayla uzak yakın bir münase- beti olan sekreterlerce biraz şüp- heyle karşılandı. Oscar armağanla- rının dağıtılmasına hem daha vakit vardı, hem de birbiri arkasına dört beş kadına birden heykelciğin veril- diği şimdiye kadar ne duyulmuş, ne de görülmüştü. Bununla beraber ba- zı büyük ve muteber gazeteler A.A. ile birlikte Oscariı Meline Mercouri'- ye vermekte bir mahzur görmediler ve gazetelerinin birinci Oo sayfalarım boy boy Oscar haberiyle süslediler.. Adaylar 1960-61 OoOOscar'ına bu yıl onyedi film aday gösterilmektedir Ve bun- lar arasında bir United Artiste yedi film ve kırkbir adayla şimdiye ka- darki adaylık rekorunu kırmakta, o- nu onüçer adayhkla "Warner Bros ve "20 th Century Fox" takip etmek- tedir. Bu onyedi film içinde yalnız bir tanesi yurdumuzda bu mevsim gösterilmiştir: o "The Apartment - Garsoniyer". Bu filmle Billy Wilder en iyi rejisör, Jack Lemmon en iyi erkek oyuncu, Shirley Maclaine en iyi kadın oyuncu, Jack Kruschen en iyi yardıma erkek oyuncu; en iyi film hikâyesi ve senaryoda yine Billy Wilder ve A. L. Daimond, en iyi mon- taj Daniel Mandell. en iyi fotoğraf -siyah beyaz- Joseph Lashelle ve en iyi seslendirme ile en başarılı ar di- rektörlüğü dallarına aday gösteril- mektedir." "The Apartment - Garsoniyer", Wilder'in çevirdikleri içinde en ba- şarılı filmlerinden biridir ve iş ve ça- lışma düzeniyle açıktan açığa bu fil- miyle alay etmektedir. "Garsoniyer"den sonra yine bir United Artist prodüksiyonu olan "The Alamo" -yedi adaylıkla- ogel- mektedir. Önce sinema oyuncusu, AKİS, 27 MART 1961 Elizabeth Taylor En iyi kadına aday sonra prodüktör ve şimdi de rejisör John Wayne'in ilk deneme filmi olan "Ihe Alamo", konu olarak resimli roman ve televizyon filmleri kahra- manı Davy Crocettln serüvenlerini işlemekte ve film boyunca da pro- düktör - rejisör John Wayne'e gere- ginden çok yer vermektedir. Film; en iyi filme, Chill Willis ile en iyi yar- dımcı erkek oyuncu, Dimitri Tiom- kin'le en iyi fon müziği ve en iyi film şarkısına, en iyi güfte ve sıra- sıyla en iyi seslendirme, en iyi mon- taj armağanlarına aday gösterilmek- tedir. Savaş yıllarından beri irili ufaklı rollere ünlü yıldızların doldurulduğu Burt Lancaster Süresiz Sayılmamak filmlere pek yer vermeyen Holiy- wood, Meksikalı komik o Cantiflas'ın başrolünü oynadığı "Pepe" filminde yeniden bu tür filmlere dönüyor. Pro- düktörlüğünü ve rejisörlüğünü Ge- orge Sidney'in yaptığı Tepe" de Cantiflas'dan başka Hollywood'un bütün ünlü yıldızları bir geçit töre- ni yapmaktadırlar, . Bu çeşitli ünlü kişilerle o doldurulan "Pepe" türlü sululuklarla yoksul bir Meksikalının sinemanın başkentindeki akıl almaz serüvenlerini hikâye etmektedir. Asıl çekişecekler Wilder'in Oscar'da söz sahibi filmi "G arsoniyer"inin karşısına en aşağı kendisi kadar güçlü filmler ve dolayısıyla (o adaylar oçıkmaktadır» - Bunlar içinde bir Jules oDassin'in "Never on Sunday - Pazarları Ol- Richard Brooks'un "Elmer Gantry"si ove bir Stanley Kramer'in "Inherit the Wind - Rüzgârda Ka- lan"ı Wilder'in hatun sayılır rakip- leridirler.. Sinemaya O gazetecilikten senaryo yazarı ve Brooks, yenileşme çabası (gösteren Hollywood sinemasının geçen yıl- lara kadar en güvenilir o rejisörleri arasında (o sayılmaktaydı. Brooks, "Deadline U.S.A. - Gazetecilik Sa- vaşı"yla basın imparatorlukları, ku - rulmuş bir ülkede bağımsız çalışma- nın savaşım söz konusu etmekte ve bunu da geçmişindeki görgülerinden aldığı güçle inanılır gerçeklere da- yandırmaktaydı. Film yapıcılarını kıyasıya tenkit eden "The Producer - Prodüktör" adlı romanıyla da ilgi- yi üzerine çeken Brooks, daha sonra çevirdiği The Blackboard Jungle - Karatahta Cehennemi" yle günü- müzdeki Amerikan eğitim sisteminin acı fakat kara bir açıklamasını da yapmıştır. Ama Brooks'un "The Catte red Affair - Düğün Evi"nden öte ba- rutu yoktu ve endüstrinin içine iyice girip yerleşen rejisör, kişiliğini ya- vaş yavaş kaybedecek, "The Last Hunt - Kanlı Av"la western, "The Brothers Karamazov - Karamazov Kardeşler"le de-sözde- Dostoyevski uygulamalarına kalkışarak o kendisi- ne bağlanılan oUuUmutlan büsbütün yok edecekti. "Elmer Gantry" işte bu Richard Brooks'un filmidir ve ro- mancı Sinclair Lewis'in aynı adlı bir romanından sinemaya aktarılmıştır.. Lewis obu romanında bugünün maddeci hayatında katılaşan, dar kalıplar içinde kasılıp kalan insanın daha geniş dünyalara, mânevi de- ğerlere ve huzur içindeki (yaşayışa can atışım anlatmakta ve filmin baş rollerinde Burt Lancaster, Jean Sim- mons, Dean Jagger, Arthur Kennedy ve Shirley Jones oynamaktadır. "El- --. Gantry" en iyi film, en iyi erkek 33 geçme rejisör Richard