vd Doğu - Batı Bir yılan hikâyesi Geride bıraktığımız haftalar içinde bütün dünya liderlerinin ağzında tek bir kelime dolaşıp durmaktaydı: Silâhsızlanma. Nitekim, Başkan Ken- nedy son iki basın toplatısında usun uzadıya bu mesele üzerinde durmuş, Amerikan Dışişleri Bakanı Dean Rusk önce Sovyet meslekdaşı Gromi- ko ile yaptığı dört saatlik görüşme- de, sonra da California Üniversitesin- de yaptığı bir konuşmada, silâhsız- lanmayı "mutlaka ulaşılması gere- ken bir amaç" olarak vasıflandırılmış- tır. Bundan başka, geçen hafta Lon- drada toplanan İngiliz Devletler Top- luluğu liderleri de yayınladıkları resmi bildiride, dünya barışının ko- runması için tam ve mutlak bir si- lâhsızlanmaya ihtiyaç olduğunu be- lirtmişlerdir. Diğer yandan Batıdan yükselen bu seslere Sovyet idarecile- ri de kayıtsız kalmamışlardır. Baş- kan Krutçef, iki aydır sürüp giden büyük memleket gezisi sırasında uğ- radığı Alma Ata'da yaptığı bir ko- nuşmada, komünizmin günün birinde kapitalist düzeni ezip geçeceğine dair inancını bir kere daha tekrarladıktan sonra, bunun için mutlaka savaşa ih- tiyaç olmadığını, eğer Batılılar Sov- yet plânım kabul ederlerse, Sovyetler Birliğinin silâhsızlanmaya hazır ol- duğunu söylemiştir. Uzun bir süredir uyumuşa benze- yen silâhsızlanma meselesi nasıl olup da.geçen haftalarda birdenbire yeni- den cani anı vermiştir? Bu sorunun cevabım bulmak o kadar güç olmasa gerektir. Bir kere, iş başına geçtik- ten sonra gerçek Sovyet emellerini anlamaya çalışan Kennedy İdaresinin, silahsızlanma konusunu bunun için bir deneme balonu olarak seçtiği a- çıkça görülmektedir.. Sovyetler Birli- ginin dünyadaki gerginliği kaldırmak istediğini söylerker samimi olup ol- madığı, en iyi, üzerinde ötedenberi ısrarla durduğu silâhsızlanma meşe- ortaya çıkabilirdi. Bundan geride bıraktığımız haftanın ilk günlerinde, Cenevrede, silâhsız- lanma meselesiyle yakından ilgili üç- lü bir toplantı da başlamıştı. Ameri- kan, İngiliz ve Sovyet temsilcileri- nin katıldığı bu toplantıda atom de- nemelerinin durdurulması konusunda bir anlaşmaya varılmaya çalışıla- caktı. Eski meseleler Bilindiği gibi, atom denemelerini durdurma konusu üzerinde çalışan bu üçlü konferans geçen hafta ilk de- fa toplanmıyordu. Silâhsızlanma üze- AKİS, 27 MART 1961 rinde yapılan çalışmalar çıkmaza gi- rince hiç değilse teknik bir mesele ü- zerinde anlaşmaya varmak isteyen üç atom devleti, 195S yılında, atom denemeleri konusunu genel silâhsız- lanma meselesinden ayırarak yalnız kendi temsilcilerinden kurulacak üç- lü bir komisyona havale etmişler ve bu komisyon, 1958 Ekiminde çalışma- larına başlamıştı. üzerinde çalıştık- ları konu atom denemelerinin durdu- rulmasını sağlayan bir anlaşma imza- lamak ve bu anlaşmaya riayeti de- netleyecek bir sistem kurmak gibi teknik bir konu olmakla beraber, Ba- tılı iki devletle Sovyetler Birliği ara- sında burada da geniş görüş ayrılık- ları çıkmakta ogecikmemişti. Görüş ayrılıklarının o birincisi, imzalanacak anlaşmanın hangi tip denemelere uy- gulanacağı konusu üzerinde çıkmış- tı. Sovyetler Birliğine göre anlaşma, bütün atom denemelerine ouygulan- malıydı. Batılı temsilciler ise, toprak altında yapılacak ufak çaptaki ilmi atom denemelerini tesbit etmenin güçlüğünü öne sürerek, yalnız rad- yoaktivite kakımından esas tehlike- yi teşkil eden topraküstü ve atmos- feriçi denemelerin durdurulmasını is- tiyorlardı. Üçlü komisyonda çıkan ikinci gö- rüş ayrılığı da, varılacak anlaşmaya agrnlcarım Ö aaisidıllıni DÜNYADA OLUP BİTENLER uygulanacak denetleme sistemi üze- rindeydi. Büyük çaptaki atom dene- melerini bütün dünyanın her köşesin- den tesbit etmek mümkündür. Fakat ufak çaptaki denemeler için atom devletlerinin Ooülkelerine (o gözetleme kurulları göndermek gerekmektedir, Sovyetler Birliği önce bu denetleme kurullarının varlığına itiraz etmiş nihayet kurulmalarına razı olduktan sonra da kurulların yapısı üzerinde. mızıkçılık (o çıkarmıştır. o Gerçekteni Batılı devletler daha ilk günden, baş- layarak bunların üçü Batılı, üçü ko- münist, biri de tarafsız yedi devletin temsilcilerinden kurulmasını istiyor- lardı. Sovyetler Birliği ise, her blo- kun eşit sayıda temsilcisi olmasın» istemiştir. Yeni hal çareleri Taraflardan hiçbiri (o kendi görüşün- den bir adım bile ayrılmaya ya- naşmadığı için bundan iki buçuk yıl önce başlayan atom : denemelerini durdurma çalışmaları hiçbir sonuca ulaşamamıştır. Hele geçen yılın son- larına doğru, Amerikan o idaresinin yeni ellere geçeceği belli olduktan sonra Sovyetler Birliği, komisyon çan lışmalarının Kennedy idaresinin iş- başına geçeceği güne kadar tehir e- dilmesini istemiş ve komisyon, 1960 Aralığının başında, o 1961 Şubatında yeniden toplanmak üzere çalışmala- rına ara vermiştir. Şimdi komisyon, bir aylık bir gecikmeden sonra, ça- lışmalanna yeniden başlamış ve si- lahsızlanma meselesini tekrar ön plâna çıkarmış bulunmaktadır. Üçlü komisyonun yeni çalışmala- rı eskilerinden daha başarılı olabile- cek midir? Bu soruyu kesin olarak cevaplandırmak kolay değildir. Atom denemelerinin Oodurdurulması konu-; sunda mutlaka bir anlaşmaya varmak isteyen iki Batılı devlet, bu sefer Sov- yetler Birliğinin karşısına yeni- tek- liflerle çıkmaktadırlar. Bu tekliflerin en önemlileri denetleme kurullarının yapısındaki Sovyet isteklerine yakın değişikliktir. Amerikan temsilci- si Arthur Dean tarafından yapılıp İn- giliz temsilcisi David Ormsby - Gore tarafından desteklenen yeni Batı tek- lifi, denetleme kurullarının dördü Ba- tılı, dördü komünist, üçü tarafsız on- bir devletin otemsilcilerinden kurul- masıdır. Bundan başka, Batılılar şimdiye kadar Sovyetler (Birliğinde kurulmasını istedikleri yirmibir göz- leme iistasyonunun sayısını da ondo- kuzaindirmişlerdir. Sovyet temsilcisi - Çarapkin yeni Batı tekliflerini dikkatle inceleyece- ğini söylemekle beraber henüz kesin cevabını vermiş değildir. 27