YURTTA OLUP BİTENLER kendisine ses edindiğinden dolayı bir siyasi parti için bütün damgaların en Zararlısını, "Komik" etiketini yi- yen Y.T.P. kavruk bir çocuk gibi kıvranıp dururken A.P. kollarını mü- temadiyen uzatıyordu. o Gümüşpala - nın şahsiyeti de eski DP. militanı avcıları için paratoner, İktidar sa- hipleri için teminat yerine geçtiğin- den statükonun devam ettirilmesin- de bitirdiğimiz hafta başkentte faz- la bir mahzur görülmedi. İki başlı lider Ancak, talihsizlikler A.P. yi ve bil- hassa onun amatör Genel Başka- nı Gümüşpalayı rahat bırakmadı. Talihsizliklerin ilki üstadın "Kuy- ruk" ve "Düşük" tâbirleri hakkında- ki meşhur demeci oldu. Bitirdiğimiz hafta bir AKİS muhabiri o demecin kökünü keşfetmeye Oo muvaffak oldu. Gazetecilerin görüşmesinden bir kaç gün evvel Ragıp Gümüşpala bir ki- tap okumuştu. Bu, Şevket Süreyya Aydemirin (“Suyu Arayan Adam" isimli eseriydi. . Gümüşpala kitaptan Rus ihtilali günlerinde yargılanmak- ta olan bir kadına "düşük" dendiğini öğrenmişti. (o Politikacı gibi davran- maya niyetli Genel Başkan kitabın tesiri altında o meşhur beyanatı sa- vurmuş ve sonra, altından kalkmak için iki hafta uğraşmıştı. Ama, Gümüşpalanıp serencamı bununla kalmadı. Devlet Balkanı Gürsel Kurucular oMeclisindeki sert konuşmasını yaptığında o gazeteciler gene okuyruksever Genel Başkana koştular. Gerçi ihtilalin başının ih- tarım hiç kimse üstüne almıyordu ama, herkes kimlerin kastedildiğinin pek âlâ farkındaydı. O gün ihtiyar General bir cenazeden gelmişti. Üs- telik bronşlarında evvelden beri mev- cut olan kanama nüksetmiş ve Gü- müşpalayı bitkin bir vaziyette kol- tuğa çökertmişti. O sırada gazeteci- ler içeri girmişler ve emekli Genera- li sıkıştırmağa başlamışlardı. Has- talığın tesiriyle Gümüşpala bitkin bir sesle basın mensuplarına bir iki kelimelik Oo birşeyler (o söyledi. Kötü şans Generalin ertesi gün gazete sü- tunlarına, bütün günahı üzerine alan adam olarak geçmesine sebep oldu. Gazeteler oGümüşpalanın demecini yayınladıklarında, okuyanların ha- kikaten başka bir yargıya varmala- rına imkan yoktu. Zira hasta Gene- ral: "— Devletin başında bulunanlar elbette iyi bilirler. Benden başka bir şey sormayın" demişti. Dönme dolap Adalet Partisi liderinin başına ge- lenler, sadece okumağa olan me- 14 A.P. Genel Merkez binası fırtınada bir gemi rakından gelmedi. amacı, bazı belirli (o kişilerin derhal faaliyete geçmelerine imkân verdi. ve politikanı gibi hareket etmeğe ça- lışan emekli General sokulmalarını kolaylaştırdı. Generalin etrafına top- lananlar Adalet (o Partisinin kurulu- şunda ve gelişmesinde, zaman ve se- minin icabı, bir Generalin oynıyacağı büyük rolü biliyorlardı. Bundan âza- mi istifadeyi temin ettikten sonra i- kinci bir Mareşal olarak Türk poli- tika tarihine Gümüşpalayı hediye et- mek kolaydı. Yalnız, bu şekilde ha- reket edenlerin ondan sonraki kısım için tesbit edilmiş bir (o formülleri yoktu. Bir kısmı Ali Fuat Cebesoyla temasa geçmişti. Cebesoy sütten ağ- zı yanan bir adam olarak işi ağırdan aldı. Diğer bir kısmı Ali Fuat Baş- gille -şimdilik oOnezaret o altındadır- meseleyi halle çalıştı. Başgil partinin lideri olacak ve D.P. nin devamı böy- lece sağlanacaktı. Diğer bir grup daha hızlıydı. Yassıada (oduruşmala- rının sonucunu bekliyorlardı. Bütün umutlan, oradan kurtulacak olanlar- daydı. Adadan masum çıkacak ün- lü D.P. 11 liderler gelecekler, başa geçecek bir teşkilâtı hazır bulacak- lar ve D.P. yeniden eski kadrosuy- la, ama yeni adıyla devam edecekti! Partinin kuruluş Kulağı ağır işitmesine rağmen bü- tün bunları Gümüşpala oduymakta gecikmedi. Duyunca da ağzı bir ka- nı açık kaldı. Zira kendisine daha birkaç ay evvel bir müracaat olmuş- tu, Müracaatı yapanlar Köylü Par- tililerdi. Yeni bir siyasi teşekkül ku- rulması ve liderliğini Gümüşpalanın yapması isteniyordu. Teni partinin Genel İdare Kurulunda Ali Fuat Başgil de vardı. Demek ki Başgil. Gümüşpalanın liderliğini Oo kabul et- neral işte buna bir türlü akıl erdi- remiyordu. Ancak hâdiseler Gümüş- palanın gözünü açması o gerektiğini kendisine anlattı. Ama ihtiyar asker etrafını alanların tesirinden kurtu- lamadı. Ortada liderleri, idarecileri Yassı- ıdada hesap verme durumunda olan ve sayılan hayli kabarık (bulunan bir vatandaş kitlesi mevcutta. DP. lilerin organize edilmesi o hakikaten lüzumlu bulunuyordu. Ancak, bunu kim yapacaktı? Nasıl olacaktı? İş- te bütün mesele bundaydı ve Gümüş- pala böyle bir organizasyona giriş- mek amacıyla ortaya atılmıştı. Ne çâre ki, İhtiyar asker rahat bırakıl- mamıştı. Üstelik, politika hayatı ol- mayan Generalin herkesi ayrı tanımasına da imkân yoktu. Geleni kabul ediyor, öyle pek ince eleyip süt dokumuyordu. Öyle ki, D.P. Gençlik Ocaklarının Menderes hayranı Ge- nel Başkanı, hâlihazırda Adalet Par- tisinin Basın İşlerini tedvir ediyor- du! İhtiyar General elbette ki bu sa- tın ihtilâle takaddüm eden günler- de V.C. ocaklarının açılışlarında çektiği parlak nutukları , bilemezdi. AKİS, 27 MART 1961