YURTTA OLUP BİTENLER devre girişin son hazırlıklarının ik- mal edilmek üzere olduğu kanaatini uyandırdı. Parti ileri gelenleri habe- re muttali olur olmaz hemen telefon- larının başına geçtiler ve merkezle- riyle temas ettiler Tabii bu arada bir başka merak- lı kafilesi de liderlerin telefonlarını, kapılarını (oaşındırmağa (başladılar. Bu meraklı grubu, gazetecilerdi. Ba- bir faaliyete giriştiler. nin ilk yakaladığı politikacı lider, Y.T.P. Genel Başkanı Ekrem Alican ki, telefonu çaldı. meden telefona koştu ve karşısında AKİS muhabirini buldu. AKİS'çii, A- licana. kendisini çok aradığım bildi- riyor ve bu zamansız rahatsız edişin- den dolayı özür diliyordu. AKİS'çi- nin asıl öğrenmek istediği bir şey vardı: "— Efendim biliyorsunuz, Devlet Başkanı bugün yaptığı basın toplan- tısında Nisan başında siyasi faaliye- te müsaade edileceğini bildirdi. Bu hususta Y.T.P. lideri olarak fikrini- zi öğrenmek istiyoruz. Acaba konuş- me a bir randevu talep edebilir Hi Alican suali dinledi ve lok- masını çiğneyere "— Karşı ami gelmemize lü- zum yok. İsterseniz ben size parti- min görüşünü hemen şimdi ifade e- deyim" dedi. Sonra tane tane anlatmağa baş- "— Siyasi faaliyetin başlamasına müsaade edilmesine elbette taraf ta- nın. Kademeli olarak yapılacakmış, elbette doğrudur: o Bundan sonrası, bu faaliyetin medeni bir şekilde- ce- reyan etmesini sağlamaktır. Bu da partilere odüşen bir vazife oluyor. Partiler bu vazifeyi yerine getirirler- se elbette mii için son derece hayırlı olu emen eözieii bu kadardı. A- KİS'çi teşekkür derek telefonu ka- pattı ve yem lider avına çıktı. AKİS muhabirinin ikinci ohedefi, Karanfil sokaktaki C.H.P. Genel Merkezi oldu. Fakat bu defa şans AKİS muhabiriyle beraberdi. H.P. nin başarılı, Genel Sekreteri Aksalı merdivenlerde yakaladı. Aksalın ü- zerinde, açık (kahverengi bir palto başında gri bir fötr vardı. AKİS'çii ve- Aksal selamlaştılar. Merdivenler acele ile çıkıldı. Aksalın hedefi, o sı- rada toplanmış bulunan Merkez İda- re Kurulu toplantısıydı. Ne var ki yolu AKİS'çi tarafından kesiliyordu. 10 Muhabir, meramını ancak yukarı katta, Genel Sekreterin odasının ö- nünce anlatabildi. Aksala, bu husus- taki fikrini öğrenmek istediğini bil- direrek: "— Efendim, nuz?" Le ordu. Aksal, genç adamı gülerek süz- dü ye omuzlarını silkerek: — Hiç..." dedi. Fakat hemen i- acaba ne diyorsu- lâve etti: "— Tabii karşılarım". Ama AKİS'çi işi bu kadarla bı- rakmak istemiyordu. e İkinci bir di- lekte bulundu: — Bir demeç istiyoruz". Aksal gülümsiyerek omuz silkti: "— Olmaz, hiç düşünmedim”. İlerlemeğe ( çalıştıysa da. muha- birden kurtulamadı. Muhabir kolları- nı iki' tarafına gererek sempatik Ge- nel Sekreterin yolunu kesti ve: "— Öyleyse siz de Merkez İdare Kurulu Toplantısına gidemezsiniz" dedi. C.H.P. nin yakışıklı Genel Sekre- teri odasına girerek paltosunu çıkar- dı ve genç muhabire yer gösterdi. Buzlar erimişti. Aksal koltuğuna o- turdu ve bir taraftan mektuplarını kontrol ederken bir taraftan da ko- nuşmağa başladı, tik sözleri: İyi oldu. Geçirdiğimiz tecrü- belerden ders alarak, politik müca- delelerin medeni olmasını temenni e- derim" oldu. Ondan sonra da: "— Geçmiş, mücadelelerden ders alınması ve bundan sonraki mücade- lelerin geçirdiğimiz o tecrübelerin ışı- İsmail Rüştü Aksal İşi başından aşacak ğı altında yapılması gerekir. Hayırlı olur inşallah" diye bitirdi Demeç verilmişti, Aksal artık gi- debilirdi. İ çiden alacak kadar tevazu gösterdi ve: ' —Artık gidebilirim, değil mi?" dedi. Aksal aceleci adımlarla geciktiği Merkez İdare Kurulu Toplantısına giderken, AKİS muhabirleri yem partilerin yolunu tuttular. Particilik oyunu Bir başka AKİS ekibinin yolu, Tu- na caddesinden geçmekteydi. Ta- bu, A.P. Genel erkezine uğranıl- madan edilemedi. A.P. Genel Merke- zi, sefil bir manzara ortasına otur- tulmuş bir binada bulunuyordu. A- KİS ekibi hemen sehiyetli bir şahıs aramağa başladı. Bulunanla yetinil- di. Bulunan adam, partinin Genel Sekreteri Şinasi Osma idi ve AKİS' çiler geldiğinde telefonla konuşmak- taydı. Bir AKİS'ciyi görünce konuş- mayı kısa kesti ve kolun.", girerek dışarı sürükledi. Belli ki içeridekile- ri AKİS'çilerin görmesini istemiyor- du. Zira içerde eski D.P. li gençler- den Orhan Sakarya ve kumpas kurmuşlardı. vaziyeti anlatmağa lüzum kalmadı. Anlaşılan, rolünü iyi (o ezberlemişti. Hemen konuşmağa başladı: "— Daha ortada bir şey yok". Sonra ilâve etli; — Evet, Devlet Başkanı söyle- miş ama, nasıl, ne şekilde, bilmiyo- ruz. Sütten ağzımız yandı. Şimdi bir şey söyleriz, bakarsın aksi çıkar. He- le bekleyelim". Bu sözlerin, bir Sekreterinin Oo ağzından dökülmesi genç gazetecileri pek oneşelendirdi. Anlaşılan bu binanın içinde oynanan bir particilik oyunu idi. Kaybolan lider Bu sırada bir başka lider kovalan- maktaydı. C.K.M.P. nin irikıyım lideri, basın toplantısından çıkan ga- zetecilerin başlıca (Oo meşgalesi oldu. Lider Bölükbaşıyı bir türlü yakala- mak kısmet olmuyordu. Saatlerin 20 yi gösterdiği sıra- da C-K.M.P. Genel Merkezine telefon eden irikiyım lider, traş olduktan sonra Partiye geleceğini ve arkadaş- ların kendisini beklemelerini tembih ei partinin Genel unun üzerine basın mensupları Ri lideri aramaktan vazgeçti- ler. Esasen ne vakitleri ne de Bölük- başının sütunlar dolusu edeceği laf için gazetelerinde yerleri vardı. İlk hareket Başkent siyasi teciler kepçe, AKİS, 27 MART 1961 kulisi kazan, gaze- dolaşıp dururken,