Ödenek var, Ödenek var. yvensizlar "Benzeyenler, buluşurlar” der ya.. Anlaşılan Menderes ve avukatları böyle bir sözün icabı olarak bir araya, doka doğrusu bir safa gelmişler. Bakıyorsunuz, tarzlarına, pek çok cepheleri eş.. konuşan Apaydın mı, Asal mı, kullandıkları O kadar ki, yoksa düşük efendinin ta metodiardan konuşma hele onu bunu suçlarken, endisi mi, insan şaşırıyor. Buna benzer bir karışıklık, bitirdiğimiz haftanın son- larında vukua geldi. diye öyle isimler sayıp döktü ki, cak ertesi günkü Havadis görüldüğünde manevranın sebebi, Avukat Talât Asal örtülü ödenekten faydalandılar herkesin parmağı ağzında kaldı. An- bir son- raki gün, alâkalılar meseleyi açıklayınca da mahiyeti gözler önüne se- rildi. O za man bu isimlerin, silâh olarak kullanılsın diye bizzat Mende- res tarafından avukatına verilmiş bulunduğu anlaşıldı. , Aslına bakılırsa,- yol olan eşi tarafindan açıldı. kazanmış ve bunu almıştı! Fakat sıra Örtülü Ödenek sözünü ilk defa, saygıdeğer eşi Necip Fazıla 100 bin lira teklif ettiğinde duymuştu. Pekeri tanıyanlar bu dürüst adamın Kısaküreğe para değil Kısaküreği bir çamur attı: but lira! selâm bile vermeyeceğimi, Nec/p o Fazılın, bir Efendim, Kısakürek hanım S bin liraya hak "Örtülü ödenek Faresi" hesap vermeye gelince, hemen Başbakan Recep Peker 100 tanıyanlar ise Mürşid-i azâmin bırakın 100 bin lirayı-100 kuruş karşısında bin takla atacağını bildik- lerinden Havadisin üzerine Asal, düeri, Hüseyin Cahit Sedat Semavileri, asına göre, pıldığının ertesi günü, meşhur U'lerin resimleri birinci sayfada manşetine Yalçınları, Mesele sonradan ortaya çıktı. bin niyaz davet ettiği mez miymiç diye onu da örtülü ödenekten gönderirmiş. rağmen çamura Havadise ikinci manşeti sağlamanın çâresini Şahap Gürlerleri, Necmeddin Sadakları karaya bulam bunlar da örtülü ödenekten faydalanmışlardı! İihamın ya- Havadiste adı geçenlerden en boy boy arz-ı endam ediyordu. Meğer düşük kimselerin masraflarını Bundan başka, bir kimse kendisinden döviz mi istedi, şıp aldırmadılar. Bunun Nadir Na- Cihat Babanları, ada gördü. İddi- "tehlike- efendi, gazeteci diye örtülü ödenekten öde- Yüksek Divan önünde, ken- dilerine Muhalefete, hele hele İsmet İnönüye küfretsin diye ücret öde- nen makule, İzciyle boy görterince Talât Seyfiyle, aynı safia (gösterebilirim Peyami Sefası ve Orhan Sey fişiyle, Asal bir içinde', pek âlâ Nadir Nadiyi Peyami Sefayla, Cihat Babam Necip Fazılla ve Hüseyin Cahiti sanıyordu. Necip Fazılı ve Ethem taktiğe başvurdu. Esen hava Sedat Semaviyi Orhan Ethem İzzetle Fakat haftanın ortalarında uçuru- lan balon, haftanın sonlarında bir iğne darbesiyle patlayıverdi ve orta- da Menderesle avukatından başka "bozum" olan kalmadı Ama bu yakında, "Hammefendi'nin m ayakkabı- let, "Küçük Bey'in İsviçredeki okulunun müdür. "Masajcının — sveter- lerini satan dükkân sahibi, hattâ zellik malzemesi taciri resi olarak teşhir edilmek istenirse, hiç şaşmamak lâzım, "Beyfendi"ye umbızmı. sağlayan gü- Talât Asal tarafından birer örtülü ödenek /fa- öyle ya, ha- berleri olmasa da, örtülü ödenekten ödenen para onların cebine gitme- miş mif Versinler bakalım, adalet huzurunda hesabı! ncak, isin en eğlenceli Asal müvekkilinim beraatini bıcının, müdürün, ederek!.. kimsenin hatılına gelmemişti. Bir Başbakanın, hem Başbakanlık ma- aş ve tahsisatım, hem de emekli Başbakanlık maaşını alabileceği, o kadar açıkgöz olabileceği hiç kim- se tarafından (düşünülmemişti. İşte, bu dâhiyane buluş Menderesin ka- fasında filizlenmiş ve Emekli San- dığına başvurarak muamelesini yap- tırtmıştı. İhtimal ki dokuz yıl bo- 24 tarafı sudur: isteyecektir. sveftercinin ve cımbızcının Sıra müdafaaya geldiğinde belki de ayakka- talep Kim bilir, hapsedilmelerini yunca bu, birbiriyle çatışan iki ma- aşı tam bir fütursuzlukla cebe in- diren düşük efendi bütün tarihte böyle davranan tek Başbakandı. Bir küçük tetkik Rezalet açıklandığında, meraklı kim seler İnönünün durumunu, bir ye- ni mukayeseye İmkân sağlasın diye tetkik ettiler. İnönü Cumhuriyetin ilk yıllarında Başbakanlık etmiş, son- ra ayrılmıştı. Böylece, emekli Başba- kan olmuştu. Zaten İnönü (Dışişleri Bakanı da olmuş, ilk hükümeti kur- duğunda Dışişleri bakanlığını uhde- sine almadığından o makamın emek- lisi vasfını kazanmıştı. Ağrı isyanı üzerine İnönü tekrar Başbakanlığa getirilmişti. Başbakanlık makamın- da 1937'e kadar da kalmıştı. Her se- cim sonunda istifasını Atatürke ver- miş, Atatürk yeni hükümeti kurmak- la İnönüyü vazifelendirmişti. Böyle- ce İnönü bir kaç defa daha emekli hale gelmişti. 1938'de İnönü Cumhur- başkanı olmuştu. O makamda da 1950'ye kadar kalmıştı. Bitirdiğimiz haftanın sonunda bu i Cumhurbaşkanıyken de emekli bakan olarak maaş talep etmemişti. Bugün de o sıfatla kendisine bağlan- mış bir maaş, tahsisat yoktu. Başka bir tetkik iki defa Başba- kan olan, daha doğrusu birbiri peşi- ne iki hükümet kuran Hasan Sakanın da Başbakanken emekli Başbakan maaşı almadığını gösterdi, Öyle an- laşılıyordu ki düşük efendi, Cumhu- riyetin gelmiş geçmiş bütün başba- kanlarının en açıkgözü, daha doğru- su tek açgözlüsüydü. Memlekete kendisini "Bir kuruş maaş almayan Başbakan" diye tanı- tan, işte bu adamdı. Belki de Başol, bunu düşünerek, -ve düşük efendi ü- zülmesin diye-, mesele aydınlandığın- da Menderese bir teminat verdi: — Merak etmeyin. Emekli maa- şınız iptal edilmiş değil. Duruyor.." Halk kahkahadan kırılıyordu. G * 34 olan o gün Yassıada en eğlenceli saatlerini yaşadı. iki ahbap çavuşlarla alâkalı ihbar mektupları yağıyor, yeni yeni mari- fetler ortaya çıkıyordu. Bunların bir kısmı okundu, dosyaya konuldu. Da- ha bir çok kirli çamaşır vardı. On- ların temizlenmesi için duruşma bir başka güne bırakıldı. Radyo Rezaleti Hesaplaşma G * 34 günü, Dolmabahçe İrtibat bürosunun önü her günkünden daha kalabalıktı. Olağanüstü kalaba- lığa o gün Yassıadada dört dâvaya bakılacak olması yol açtı. Bunların birincisi, "Fasafiso (Dâvalar"dan "Gürbüz Kıs Dâvası" idi. Diğeri "Gö- rülmemiş Kepazelikler"e dahil "Ör- tülü ödenek"ti. Nihayet iki "Mühim Dâva", "Topkapı Suikastı" ve "Rad- yo Rezaleti" dosyaları Divanda açı- lacaktı. İlk günlerde ilgi toplayan duruş- malar, "Fasafiso Dâvalar" yüzünden AKİS, I2ARALIK 1960