ti. Teğmenlik, üsteğmenlik ve niha- yet yüzbaşılık geldi çattı. Sezai O- kan yüzbaşı oluncıya kadar evlenme- di. Yüzbaşılığının ilk yıllarında İs- tanbula izinli olarak gitmişti. Ailesi; dünya evine girmesini pek arzuluyor- du. İşte ne olduysa oldu ve bu izin sırasında hayat arkadaşı Melâhat hanımı tanıdı. Evlendiler. Hayatlarının bundan sonraki kıs- mı her askerin hayatı gibi monoton geçti. Tâ tekrar başkente dönünceye kadar... Bu arada Okan, Kara Harp Akademisini ve Yüksek Kumanda A- kademisini bitirmişti. Kurmay yar- bay olarak, Genel Kurmay Başkanlı- gı Plân ve Harekât Dairesine atandı. İlk tepkiler yarbay Okanın, bu vazifesi sırasın- da son derece sıkıntılı günleri ol- du. Hele 1957 seçimlerinden sonra, hürriyet âşıkı Yarbay dayanılmaz acılar içinde kıvrandı durdu. 1957 se- çimleri bitmiş ve zamanın iktidarı vatandaş hak ve hürriyetlerini ala- bildiğine kısmağa, basına alabildiği- ne baskı yapmağa başlamıştı. Bu, genç Yarbayın içinde derin acılar hu- sule getiriyordu. Okan, memleketin gidişini beğenmiyor ve muhakkak birşeyler yapmak lâzımgeldiğine ina- nıyordu. Ne yapması gerekirdi veya ne yapmalıydı? İşte bu ne yapmalıy- dılar istifhamı herşeyi o hazırlamış, genç Yarbayı ihtilâlin dirijanları ara- sına sokmuştu. Durum karışıktı. İşin planlanması ve teşebbüsün sızıltı ver- memesi lâzımdı. Genç kurmaylar bir araya geldiler. Albay Küçük ve Al- bay Köksal, Okanın çok eski arka- daşlarıydılar, İhtilal hazırlığına baş- lanıyordu. Hücre usülü çalışılıyordu. Bir gün gelecek herşey saat gibi tı- kır tıkır işler olacaktı. Okan ilk hüc- redeydi. Çalışıyor, çalışıyor, durma- dan çalışıyordu. İhtilâlin yapılması nihayet karar- laştırıldı. Durum son derece kritik- ti. 25 Mayıs gecesi harekete geçile- cekti. Zira zamanın Cumhurbaşkanı Ankarada bulunan birliklere itimat etmiyordu. Dışarıdan birkaç birliğin Ankaraya getirilmesini İstemiş ve bunda kararlı olduğunu Ethem Men- derese açmıştı. Bunca emekler suya düşebilirdi. İşte işin burasında kurmaylar bir kundak koymayı akıl ettiler ve kun- dağı ustalıkla yerleştirdiler. Efendim, dışarıdan gelen mektuplarda, haber- lerde belirtildiğine göre diğer birlik- lerin ağzında bir şey sakızdı: Anka- rada bulunan birlikler birer "eşşek âliydiler?" Niçin harekete geçmiyor- lardı? Ah, kendileri orada olmalıydı . Ordunun haysiyetiyle oynanı- yo da, Ankarada bulunan birlik- ler elleri kolları bağlı oturuyorlardı! AKİS, 12 ARALIK 1960 YURTTA OLUP BİTENLER Yeni Meclis binası Hazırlık Bu haberleri, Celal Bayara anlatmak lâzımdı. İşe Osman Köksal memur e- dildi. Şans biraz da yardım etmişti. Ethem Menderes Bayarla aynı fikir- de değildi ve Köksalla konuşacaktı. Üstelik Bayar, Köksala bile itimat etmiyordu. Okan Köksala kundağı koymasını tembihledi. Menderese, di- ger birliklerden gelen haberler anla- tılacak ve akimi başına alması söyle- necekti. Daha sonra durum Bayara anlatılacak ve yapacağı yanlışlık ön- lenecekti! İşler tıkır tıkır gitti. Ethem Men- deres Köksalı çağırttı ve Cumhurbaş- kanının fikrini söyledi. Muhafız Ala- yı Kumandanı ilk olarak, kendisinin değiştirilmesini, böyle bir töhmet al- tında çalışamıyacağını bildirdi., Ethem Menderes, Köksalın has- sasiyetine doğrusu hayrandı. Hele dışarıdaki birliklerin . düşüncelerini öğrenince adamakıllı kani oldu ki Cumhurbaşkanının iğ yapılırsa işler sarpa saracaktı Ancak zamanın Milli Savunma Bakam, bunu Bayara doğrudan doğ- ruya söylemeğe cesaret edemiyordu. Onun için o da bu işe Köksalı memur etti ve düşüncelerini, dışarıdaki bir- liklerin durumunu Cumhurbaşkanına intikal ettirmesini tembihledi. Kok- sal Bayara' durumu anlatınca birkaç gün daha kazanılmış oldu. Şimdilik işten vazgeçilmişti; İhtilâl de cumar- tesi günü, sabaha karşı yapılacaktı. Ama ne olduysa oldu-bunu ileri- de harp tarihi açıklıyacaktır- hare- var kete bir gün evvel geçilmesi karar- laştırıldı. Harp Okulundaki ilgili su- bayların karardan haberleri yoktu. Üstelik o gün saat 17'de eve gidecek- ler ve ertesi sabah hazırlıklı.. döne- ceklerdi. Okan, yeni Büyük Millet Meclisinin civarında Köksal, ve Kü- çükle yaptığı tarihi konuşmayı- Köş- kün düşürülmesiyle ilgili oplânların hazırlanması- müteakip bir jipe -ki Okan bu jipin numarasını hiç unut- maz ve hatırladıkça kendi kendine gülümser- atlayıp Harp (Okulunun yolunu tuttu. Genç yarbayın bindiği jJipin numarası 100 dü. Harp Okulun- da gerekli Ky yaparak, vazi- feli o subaylar eve itmemelerini sağladı. Zira SER gidiş, sonra dö- nüp tekrar okula geliş bir aksaklığa sebebiyet verir, herşey berbat ola- bilirdi. Üstelik, düşman pusudaydı. Genç Albayın -Okan b baydır- hayattaen fazla yaptığı iş, testim olması için Cum- hurbaşkanı Bayara ilk ültimatomu gönderişidir. Bu olay Okan için, .ha- yatı boyunca kendisini mesut etme- ge kâfi. gelecek kadar önemlidir. Gene ihtilâl sabahı başından ge- çen ve belki de kendisinin ölümüne sebebiyet verebilecek kadar mühim olan bir olayı hatırladıkça Okan, tatlı tatlı gülümsemekten o kendini alamaz. Genç Yarbay, ihtilalin idare e- dildiği o zamanki örfi İdare Kuman- danlığı (oOodası. o telâşlı girmiş ve ül- timatomu Bayara okumak için tele- u