Temsilciler Meclisine gelmesini bek- lemek hayaldi. Belki koca Türkiyede bir tek Bölükbaşı, Kırşehirden çıka- bilirdi. O kadar, tilerin gözde şahsi- yetlerinin çoğu CHP. mensuplarıy- dı. Son Meclisteki C.H.P. milletvekil- leri vardı, kıymetli ve genç avukat- lar mevcuttu. İller, bunların parla- mento tecrübelerinden istifadeyi > cih edeceklerdi. Her halde, C.K lilerin zerrece şansa yoktu. O halle yapılacak iş, bir CHP. linin gelmesi- ni her ne pahasına olursa olsun Önle- mekti. Bunun için partisiz bir şahsi- yet bulunabilir, onu D.P. lilerle C.K. M.P. liler müştereken destekleyebi- lirlerdi. Tabii bu arada, kandırılması mutasavver bu artisiz "kuvvet"le- rin, "Dev Parti"nin' müstakbel Mec- listeki Grubunda yer alacağı şeklin- de bir vaadle de harekâtın takviyesi ihmal edilmedi. Bu parlak fikre göre siyaset dışı kalmış partisiz vatandaş- lar evvelâ Kurucu Mecliste ü temsil- cisi olacaklar, daha sonrada CKM. P. nin müstakbel iktidarının eleman- CUMHURİYETÇİ lan sıfatıyla B.M.M. ne gireceklerdi. Ne var ki formül taşra teşkilâtında pek itibar görmedi oOEvvelâ, teşkilât mensupları dehşetli (alındılar. Yâni, kendileri adam değil miydi? Sonra, C.K.M.P.nin hitap ettiği sınıf ara- sında aranılan evsafta adam bulmak Ü partisiz vatan- "kuvvet"ler de büyük bir çoğunlukla CHP. ne müitemayildi. Bu yüzdendir ki C.K. M.P.nin becerikli liderleri faaliyet sahalarını daraltttılar ve büyük şehir- lerde kulis faaliyetine giriştiler. Mak- sat, herne pahasına olursa olsun, Kurucu Mecliste ses (o yükseltmekti. Bunun için "Dev Parti"" idarecileri, Genel Merkezde oher gün muayyen saatlerde toplandılar. Uzun bir masa- nın etrafına geçerek dirseklerini ma- saya, ellerini şakaklarına (odayadılar ve yeni formüller aradılar. Nihayet, ortaya parlak ( teklifler atıldı: İllere kuryeler gönderilecek ve adam kan- dırılacaktı. Bu teklif o doğrusu pek parlak bir teklifti. Hemen kabul edil- di. Kuryeler, Genel Merkezle f/asra AKİS, 12 ARALIK 1960 teşkilâtı arasında mekik dokuyacak- lar ve bir nevi irtibat memuru Vvazi- fesi göreceklerdi. Üstelik bu kuryele- rin, ağzı lâf yapanlar arasından se- çümesi iktiza ediyordu. Hemen akla, sahipsiz kalan Demokratlar geldi. Onlardan faydalanmak pekâlâ kabil- di. Üstelik onların on yıllık politika tecrübeleri, bu işe elverişli olmaları için kâfi sebepti. Boşta kalan oylar hemen teşkilâta postalandı. Bu arada Genel Merkez daha parlak fikirlerin peşindeydi 147lere dikilen göz C.K.MP.nin, basiretleri müsellem idarecüerinin gözleri bir noktaya teksif edildi: Milli Birlik Komitesinin görevlerinden Oo affettiği 147 öğgetim üyesi onlar için bulunmaz nimetti. Hemen faaliyete geçildi. Üniversite- nin bu, affa uğramış elemanlarının C.K.M.P. istikametine tevcihi için ha- zırlıklara girişildi. Fakat evdeki he- sap çarşıya hiç uymadı. Köşelerinde neticeyi bekleyen ilim adamları, sonu belli olmayan bu siyasi oOmaceraya pek iltifat etmediler.- Böylece, C.K.M. MİLLET P. nin bir teşebbüsü daha akim kal- mış oluyordu. Tabii bunda, irikiyım liderin her vesile ile kırdığı potlar mühim rol oynuyordu. Anlaşılan ay- dın sınıf, garip telâkkilerin zebunu olanpartiyealdırmayacaktı, İşte Bö- lükbaşıyı çileden çıkaran da buydu! Fakat, bitirdiğimiz hafta CK.M.P. liderinin kulağına asıl kar suyunu kaçıran, M.B.K. tarafından partilere ayrılan kontenjan oldu. Bakanlar Ku- rulunun hususi maksat kokan tâdil- leri kaale dahi 'alınmadı ve partilere ” verildi. Bunun üçte biri C.K. .P. ye veriliyordu. Aslında, kuvvet muvazenesi bu değildi. CHP. beş a- ursa, C.K.M.P. | almalıydı. Fakat or- tada başka parti bulunmadığından ve bütün kontenjan da ana partiye gi- diyor hissini uyandırmamak için C. HP. nin hafifçe hakkı yendi ve bu nisbet kabul edildi. Ancak; kendileri- ni dev aynasında görenler, tabii feci bir hayal sukutuna uğradılar. Halbu- ki Fuat Arda ve Nureddin Ardıçoğ- lu MB.K. nin Yediler Komisyonu hu- zurunda ne kadar kuvvetli oldukları- YURTTA OLUP BİTENLER nı tatlı tatlı anlatmışlar ve CHP.ne eş bir kontenjana 'lütfen" rıza gös- tereceklerini bildirmişlerdi. Her hal- de'o anda farketmedikleri kendilerini dinleyen kurmayların dudaklarında- ki ince tebessümdü. M.B.K. üyeleri de kül yutmak veya şamataya kulak vermek niyetinde değillerdi. Dam üstünde saksağan Tabii kendini dev aynasında gören ve "dev"liğine oOinanan tek parti C.K.M.P. değildi. Bir nevzuhur parti de bu furyada kendine bir pay çıkar- mak malihülyası içinde sermestti. Bu parti, ismi var cismi yok, Birlik Par- Menderesin şakşakçılığını ya- pan bir ceridenin yaman kurucu ve yazarlarının İnkılâbı müteakip can- landırdıkları bu garip parti de Kuru- cu Meclise hazırlık kampanyasına girişmişti! Gerçi bu nevzuhur parti için bir kontenjan meselesi bahis ko- nusu değildi. Fakat mühim olan bu, ismi var. cismi yok partinin, hiç olmaz sa Mecliste temsil (o edilmesiydi! İşte A. İhsan Yazman ve. şürekâsının gay- retleri bu noktaya teksif edilmişti. İ- PARTİSİ şin fikri cephesini, basın toplantıları- nın gülü A. İhsan Yazman idare edi- yordu. Zaten başka bir idareciyi de görmek, hikmeti hüda, hiçbir kula nasip olmuyordu. Bâzı meraklı kim- seler de bu nevzuhur partinin idare- cilerinin mazilerini merak ediyorlar ve araştırmalara (girişiyorlardı. Bu incelemelerin neticesi Birlik Partisi- nin geleceği bakımından pek tatmin- kâr olmuyordu. Nitekim bitirdiğimiz hafta, hayal- ler de bitti. M.B.K. Kurucu Meclis gibi ciddi bir işte hafifliğe yer olma- dığını görmüştü. Mecliste sâdece iki parti temsil edilecekti: CHP. ve C K.MP. A. İhsan Yazman içte artık basın toplantılarına dönmekten' baş- ka yapacak İş kalmıyordu. Üniversite İhtilâlin ahlâkı a meselesi, doğrulmağa ve dü- elmeğe mahkümdur. Hatayı. Milli Birlik Komitesi değilse bile Kurucu 13