12 Aralık 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

12 Aralık 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YASSIADA DURUŞMALARI Suikastlar “Bunlar yaptı!" undan bir hafta kadar önce, Top- kapı hadiseleriyle alâkalı odâvayı takip için Yassıadaya gitmiş olanlar- dan bir kısmı bedbin dönüyorlardı. O günler sanıkların sorgusu yapıl- mış ve hapsi tertibi inkâr etmişlerdi. Ortada, sopa ve şiş, taş gören de yok- tu. Gökten altmış adet melek top- lanmış ve bunlar Yassıadada, sanık- lara ait mahalle o yerleştirilmişlerdi. "Sakallı sanık" İnönünün geldiğinden bile habersizdi. "Dilsiz sanık", Emin Kalafatın otomobili diye İnönünün o- tomobili oOüzerine osıkmıştı. "Sanık Mehmet Kaptan" coşkun Demokrat- ları teskin etmek için Topkapıya uğ- ramıştı. "Sanık Genç" tesadüfen o- rada bulunuyordu. "Sanık Sargut" basit bir müşahitti. İnönüye saygı- sızlık mı? Aman! "Sayın İnönü" Iğfı hiç kimsenin ağzından düşmüyordu. Fakat bitirdiğimiz haftanın son gün- leri aynı adadan şehre dönenler yü- reklerinde bir nefretin, dudaklarında bir tebessümün isini taşıyorlardı. İlk tanıkların mikrofon başına gelmesiy- le birlikte Topkapı hâdiselerinin bü- tün mahiyeti anlaşılmış ve "Sakallı eanık"ın azılı bir nümayişçi, "Dilsiz sanık"ın eli sopalı bir çapulcu, "Sa- nık Mehmet Kaptan'ın bir teşvikçi, "Sanık Genç"in ve "Sanık Sargut'un birer tertipçi oldukları âyân beyan belli olmuştu. Hakikaten, tanıkların sorgusunun başlamasıyla birlikte (oYassıadadaki duruşma salonunda, bitirdiğimiz haf- tanın sonunda bir saklambaç oyunu başladı. En alâka çekici tanıklar, ü- niformalılardı. Topkapıda vazifeli o- lan ve İnönünün hayatım kurtardık- ları muhakkak bulunan subaylar ça- pulcuları teşhiste hiç güçlük çekme- diler. Celâl Kosovanın marifetleri o subaylar tarafından anlatıldı. O su- baylar "Sakallı sanık"ı hemen teş- his ettiler. Keki Şahin o subaylarca bahis konusu edildi. Nihayet o su- baylar Mecit Tokcanın ve Namık Argüçün rollerini anlattılar, kendile- rinin hangi şartlar altında müdahale zorunda kaldıklarını açıkladılar. Yok sa, "alâkalılar"a kalsaydı, İnönü az- gın Demokratların eline terkedilecek Ve ondan sonra, ne olacaksa olacak- dis Mikrofon başına her tanık geldi- gindi dinleyiciler, (bilhassa "Sakallı samk'"ın kendisini gizlemek için sar- a acındıran Polat ailesinin de ipliği ilk 20 e birlikte ortaya çıktı. Ka- arname mükemmel hazırlanmıştı. Zira) altmış melekin hemen hepsinin rolleri tesbit edilmiş, numaralanmış, dosyalanmıştı. Başkan Başol tanık- lara arkalarını dönüp sanıklara bak- malarını, marifetlerinden bahsettik- leri adamları tanıyıp tanımadıklarını soruyordu. o Gerekirse de sanıkların arasından bâzı kimseleri ön safa çı- karıyordu. Bu sayede, başta "Sakallı sanık", bir çok "masum"un koyunla- rında sakladıkları hafi kendini belli etti ve dinleyiciler duruşmanın tadına vardılar. Enteresan bir zat me enteresan o sahneleri, cuma günkü oturumdaydı. Perde, koyu renk elbiseli, opapyon kravatlı Kasım Gülekin yüksek Adalet Diva- nını saygılı bir şekilde selâmlayışıy- la açıldı. Gerçi Gülek, daha Adaya a- yak basar basmaz hususi bir ilgi gör- müştü. Gülekin tanıklık etmeden ön- ce usulen bâzı sorulara cevap verme- si gerekiyordu. Başkanın "Ne iş ya- pıyorsunuz?" diye sorduğu suale, "Şimdi bir gazete çıkarmakla mesgu- lüm ve sâbık Adana milletvekiliyim" diyerek cevap verdi. Bol sırmalı de- niz gediklisi tarafından eline verilen yazılı yemini okuyan Gülek, "dosdoğ- ru" kelimesini, "doğru" olarak tek- rarladı. Bu durum, bütün dinleyicile- rin olduğu kadar, Başkanın da dikka- tini çekti ve Başol, Gülekin bu yan- lışlığım "dosdoğru" diyerek düzeltti. Gülek ikinci hatayı, bildiklerini an- latmak için cebinden notlarını çıkar- makla yaptı. ' Nutuk mu söyleyecek- ti? Divanın huzurunda C.H.P. Genel Sekreteri Kasım Gülek olarak bulun- muyordu. Sâdece bir tanıktı. Her ta- nık gibi, bildiklerini anlatması lâzım- dı. Anlaşılan siyasi hayatta alıştığı gibi, tarihi mahkemede de nutuk çek- Topkapı önlerinde halk hırpalanıyor Hesabı Yassıadada görülüyor AKİS, 12 ARALIK 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: