Onara buket veriliyor İlme gösterilen sevgi öğrenci düşmesi, verimli bir çalışma için asgari şarttır. Bu asgari şart da- hi bilim için erişilmesi muhal bir ga- ye, bir serap iken... -tasfiye hareketi- Üniversitemizin öğretim ve araştırma fonksiyonlarında çok önemli Korluk- lar meydana getirmiştir. Bütün öm- rünü binbir fedakârlıkla bu müessese ve bu öğrendiler için harcamış olan bu arkadaşlarımla hakkında âdil bir karar alınacağından emin bulunuyo- ruz", z r Salonunda gene bir alkış ve ezahirst İnfilakı vukua geldi ve mâ- nidar bir şekilde dakikalarca devam etti. Bir başka değişiklik te, Milli Bir- lik Komitesi üyelerinde bir gün evvel- ki tesanütsüzlüğün müşahede edilme- mesiydi. Hepsi, sanki daha önceden anlaşmışlar gibi, fikir ve hislerini hiç açığa vurmadan, hazırol vaziyetteki askerler gibi oturdukları yerlerde ha- reketsiz, dimdiktiler. Narterden sonra sırasıyla aynı kürsü ve mikrofonun -İstanbul Tek- nik Üniversitesinde, açılış törenlerin- de öğretim üyesi - talebe tefriki iğ bir mesele yoktu- başına geçen İ.T. T.B. Başkan Vekili Metin Beştepe ve Başkam Tuğrul Erkin Milli Birlik Ko- mitesine hücum ve serzenişleri devam ettirdiler. Tabii ki ikinci ve üçüncü al- kış ve tezahürat infilâkleri de birincisi ni takip etti. Milli Birlik Komitesi â- zaları gene sessiz ve sabittiler. Gü- lek te alkış ve tezahürata katılmıyor- du. Solmazer, Esin. Erkanlı ve Kabi- bayın artık, hocası ve talebesiyle Üni- AKİS, 11 KASIM 1960 versitenin tam bir birlik halinde 115 sayılı kanuna karsı yıkılmaz bir mu- halefet cephesi, meydana getirdiği hakkında şüpheleri kalmamıştı. Beştepe demecini tamamladıktan sonra temsil ettiği arkadaşları adına Narter ve Onara birer buket verdi, ellerim öptü. Onar da ayağa kalkarak Beştepenin yanaklarını, nar aynı mukabeleyi, bir gün evvel söy- levinde talebe dertlerinden bahsetme- mesi dolayısıyla tenkidlere mâruz ka- lan Toramandan esirgemişti. Gülek sahnede çılış töreninin hitamında kendile- AÂrini Teknik Ordunun m ola- rak vasıflandıran mühendis- lik öğrencileri, adeta sik yemk Milli Birlik Komitesi üyelerini I.T.U. T.B. Lokaline tıktılar ve nefes alma- &ı imkânsız hala sokan bir kalaba- lıkta, her kafadan çıkan bir sesle dertleşmeğe koyuldular. Sual yağ- muru, bunaltıcı sıcak ve gürültü ara- sında Solmazerin, "Biz yolların as- faltlanmasına, değil, insana para yatı- racağız. Şayet işlerinden affedilen ho- calarınızın yerlerinin o boşalmasından korkuyorsanız, bize dünyada mevcut profesörler arasından istediklerinizi gösterin, hepsini - getirteceğiz" diyen heyecanlı sesi duyuluyordu. Esin ise Yassıada duruşmaları resim ye film- lerinden temin edilmesi beklenen ya- rım milyon lira ile bir Yüksek Tahsil öğrenci Yurdunun İnşaatına başlana- cağını açıklıyordu. Gümüşsüyü Öğrenci Yurdunun Oturma Salonunda da Onar, Narter ve diğer öğretim üyeleri talebelerle hasbıhal derlerken, asfalt giriş yo- lunda Gülek etrafını çevreliyenlere imza dağıtıyordu. Gençleri bir hayli eğlendiren açık yeşil gabardin kos- tümlü Gülek bir ara omuzlara da a- lındı. Bu Sırada mütebessim İki öğren- ci aralarında, Gülek ve etrafındakile- ri kastederek, "Kim kimi matrağa a- lıyor, anlaşılmıyor" diye konuşuyor- lardı. M.B.K. Altı atlı araba pin pastırma yazı Ankara pardesüsüz insanlarla doldurup taşırırken eski Meclis bina- sının loş koridorlarında bâzı adamlar telâşlı adımlarla dolaşıyor, bir kori- dordan bir koridora geçiyor, odaların kapılarını açıp birilerine bakıyorlardı Kesif bir faaliyet eski Meclis binası- nın her köşesini kaplıyordu. Milli Bir- lik Komitesi üyelerinin bu telâşları yeni değildi. Kurmaylar, devlet idare- sini ellerine aldıklarından, bu yana YURTTA OLUP BİTENLER aynı acelecilik içindeydiler. Bu, bel- ki alıştıkları askeri disiplini kendile- rine verdiği bir haslet, belki de büyük mesuliyetlerin doğurduğu bir davra- nıştı. Hele bu haftanın başında salı gü- nü, Meclis binasının içi bir arı kova- nını andırıyordu. Komite üyelerinden âzıları Üniversitenin açılış mn gitmişlerdi. erken saatlerinde gelmişlerdi ve silerine ve- rilen çok önemli bir tasarıyı incele- mekle meşguldüler. Bâzıları da yaka- larını basın mensuplarından kurtar- mağa çalışıyorlardı. Bunların başın- da, tabiâtiyle genç Yüzbaşı Muzaffer zdağ vardı, Ozdağı kovalayan, bu sefer bir yabancı gazeteciydi. Her ne sebepledir bilinmez, genç kurmay, vereceği mülâkatin gizil olmasını âr- zulamış ve yerli basın mensupların- dan saklanmıştı. Özdağ ile yabancı gazetecinin konuşması bir saate ya- kın sürdü ve bu müddet zarfinda içe- ri kimse girmesin diye Basın Bürosu- nun kapısına bir hademe nöbetçi ko- nuldu. Bademe de doğrusu pek asker- ce hareket etti. Gelenlere, içerde top- lantı olduğunu ve toplantıya katılan- ları tanımadığını söylüyordu. Mili Birlik Komitesi e meşgul eden mesele, bu haftanın ba- sında ikiydi. Birinci mesele, hasırla nan bir kanun teklifiydi. "Türkiye Ülkü ve Kültür Birliği" adını taşıyan teklifin altında altı imza bulunuyor- du. Binbaşı Orhan Erkanlı, Yüzbaşı Kuman Esin, Yarbay Kadri Kaplan, Şefik Soyuyüce Parlak ümidler