Cilt: XIX, Sayı: 329 AKİS HAFTALIK AKTÜALİTE MECMUASI 11 KASIM 1960 X YURTTA OLUP BİTENLER Millet Ölümsüz Adam u satırların basılmakta olduğu sı- rada Türk milleti, büyük evlâdı Atatürk ile bir defa daha başbaşa bu- lunacaktır. Yirmiiki seneden beri on- suz seçen her 10 Kasım günü Türk yurdu üzerinde yarıya inen bayraklar bu defa direklerin tâ tepesinde dalga- lanacak ve talihsiz tâbirler şampiyo- nu bir genç kurmay yüzbaşının, Mu- zaffer Ozdağın çok talihli tabiriyle Türk milleti Atatürkü anmayack, A- tatürkü yaşayacaktır. 10 Kasım gü- nünün bir matem günü değil, bir Ata- türk günü olarak kutlanmaya başlan- ması zamanı çoktan gelmiş bulunu- yordu. Matem, ne derece saygıdeğer sayılırsa sayılsın bir ölünün layığıdır. Atatürk gibi bir ölümsüz ruhlara an- cak ışık, renk ve hayat verebilirdi. 10 Kasım 1960'da kalplerimize işte bun- lar dolacaktır. Ölümünden yirmliki yıl sonra A- tatürkün anılması, eliyle kurduğu Cumhuriyet Türkiyesinin pek şanlı, çok şerefli ve o nisbette önemli bir dönüm noktasına rastlıyor. Eserini emanet ettiği gençliğin Mı eseri gaf- let, dalâlet ve hıyanetin tam ortasın- da bir idareci zümresinin elinden çe- kip almak için harekete geçmesi lüzu- mu Cumhuriyetin kuruluşunun otuz- yedinci, onun ebediyete göçüşünün yirmiikinci yılında belirmiştir.. 27 Ma- yıs hareketi çeşitli fikirlere sahip kimseler tarafından çeşitli şekillerde tefsir edilmiştir. Bunların her birinde- ki hakikat payı tartışılabilir. Tartışı- lamayacak tek teşhis, 27 Mayısın bir Atatürk yoluna dönüş mânası taşıdı- ğıdır. Emanete sahip çıkan gençlik, yollara döküldüğü andan düşmanla- rını perişan ettiği o güneşli bahar sa- bahına kadar, mücadelesinin her â- nında büyük Atasının güvenine lâyık bulunduğunu ispat etmiştir. Bugün böyle bir gençliğin vazife başında ol- duğunu bilmek, azminden, cesaretin- den ve kararından hiç bir şey kaybet- memiş şekilde nöbetini tuttuğunu his- setmek aziz Atatürkün ruhunu şa- dedecek, yattığı cennet köşesinde o- nun için en büyük bahtiyarlığı teşkil edecektir Atatürk yoluna dönmüş bulunan M. Kemal Atatürk Ruhu şâd oluyor Türk cemiyeti, ebedi şefinin o derece arzuladığı olgunluğa erişmiş görün- mekte ve bunu çeşitli vesilelerle orta- ya koymaktadır, Haklarının ne oldu- gunu bilen, bu hakların alınmasında ve muhafazasında azimli, bunun yol- larını seçmekte mahir, kompleksler- den azade, hür ve demokrasiye âşık, bağlı, inanmış bir cemiyet bütün Ata- türk inkılâplarının gerçek hedefini teşkil etmiştir. Daha ilk günden iti- baren o eşsiz lider ancak böyle cemi- yetlerin ilerleyebileceğini, kalkınabi- leceğini, mesut ve müreffeh olma hakkına sahip bulunabileceğini gör- müş, Türklere bu çeşit bir cemiyet halinde yaşamanın bütün vasıtalarını vermiştir. O vasıtalar, Atatürk inkı- lâplarıdır. Bu kalıp içinde yuğrulmuş yepyeni bir nesil onun ölümünün yir- miikinci yılında meziyetlerini fiilen ispat fırsatını bulmuş, halde ileriye güvenle, neşeyle bakmaktadır. Güven ve neşe elbette ki yarıya inmiş bay- raklar ve etrafı sarmış siyahlara ih- tiyaç hissettirmez. Bugün Atatürkü yaşayan Türk milleti bir milli bayramın bu yüzden heyecanı ve coşkunluğu içindedir. Üniversite Gençliğin sesi köverensi elbise giymiş ak saçlı adam oturduğu koltuğunda hafif- çe geriye doğru yaslandı. Sonra bal- konları, pencere içlerini ve bütün koltuklarıyla salonu tıklım tıklım dol- duran, kendisini çılgınca alkışlayan genç adamlara sevgi dolu bir nazar atfetti. Gençler, alkışlarıyla tempo tutarak bir kaç kelimeyi muntazam fasılalarla ve başarılı bir koro edasıy- la, tekrarlıyorlardı. Söylenen sözler AKİS, 11 KASIM 1960