popülaritesinin yaygınlığından ola- cak, diğer Milli Birlik Komitesi âza- sı arkadaşları Orhan Erkanlı, Numan Esin ve irfan Solmazerden daha çok tezahürat ve alkış buldu. Siyah zemin üzerine sarı sırma işlemeli ve Fakül- telerine göre kırmızı, turuncu, yeşil vs. kumaşlarla bezenmiş cüpbeleri i- çinde öğretim Üyeleri arka kapıdan başta Rektör Sıddık Sami Onar oldu- gu halde girdikleri zaman ise Konfe- rans Salonu neredeyse yıkılacaktı. Açılış merasimi, mütad formalite- ler, İstiklal Marşının söylenmesi ve Atatürk ve şehitlerimizin o ruhlarını tazizen yapılan ihtiram duruşuyla başladı. Ancak mütad olmayan, şehit- lerin listesine 28 Nisan ve 27 Mayısın- kilerin de dahil, olması ila İstiklâl Marşının hep bir ağızdan söylenişin- deki olağanüstü hüşü ve satvetti. Mil- li Birlik Komitesi üyeleri ve bilhassa Tulganın güzel ve kültürlü eşi, en ön sırada olanca güçleriyle İstiklâl Mar- şına katılmışlardı. Hoca - öğrenci uzlaşması Öğrencilar yönünden, 507. açılış tö- reninin bir mânası daha vardı. Kendi tabirleriyle "terkedilmiş bir ev- lât" muamelesi görmekten kurtulmuş lardı. Şimdiye kadar, açılış törenlerin- de talebelere söz hakkı verilmiyordu. Öğrenciler de resmi olanını her defa- sında boykot ederler ve hüviyeti açı- lıştan ziyade protesto şeklindeki bir başka toplantı tertiplerlerdi. Resmi açılış toplantısı da, davetliler ve "er- keteciler"in barajımdan sızabilen bir avuç öğrencinin huzuruyla yerine ge- tirilirdi. 27 Mayısın müsamahakârlık havası içinde öğretim üyeleriyle tale- beler uzlaşmışlar, ilk günden itibaren mukaddes çatının altında toplanma- ları mümkün olmuştu. Ancak, talebe- lerin temsilcisinden Rektörün koşuş- tuğu kürsünün kıskanılması, gençler arasında hoşnutsuzluk yaratmıştı. Ta lebelere, Rektörünkinin solunda çok daha alçak bir seviyede ve mütevazı bir kürsü hazırlanması, gençler tara- fından öğretim üyeleri aristokrasisi zihniyetinin köklerinin hâlâ kazınma- dığına bir işaret tarzında tefsir edildi. Mamafih ne de olsa bir merhalenin katedilmiş olması, üzüntüyü hafiflet- mişti. Gençler sürgit mücadelenin henüz bitmediğini belirttiler. Ord. Prof. Dr. Onarın açılış ko- nuşmasını okuması, sâdece 5 dakika sürdü. Plâtformun üstündeki Onarın arkasına düşen öğretim üyeleri ara- sında 115 sayılı kanunun gazabına uğrayanların eksikliği belli oluyordu. Onarın 115 sayılı kanunun resmi ga- zetede neşredilmesinden önce hazır- lanmış açılış konuşmasında tasfiye hareketinden imâ yollu dahi bahis yoktu, Mamafih Konferans, Salonuna AKİS ,11 KASIM 1960 gözle görülemiyen, fakat ancak his- sedilen bir gerginlik havası hâkimdi. "Biz sizleri kendimiz gibi değil, ideal edindiğimiz mükemmel insanlar ola- rak yetiştirmek isteriz" cümlesi, te- vazuun bir işareti olarak çok beğe- nildi. Bombardıman başlıyor . Mi Üre m stanbul üniversitesi öğrencileri a- dına ilk defa olarak. Onara ceyap vermek bahtiyarlığı İ.Ü.T.B. Başka- nı Ayhan Toramana nasip oldu. To ramanın konuşması da tasfiye hare- ketinden önce hazırlanmıştı. Ama o sonradan bir ilâve yapmıştı. Torama- nın konuşmasıyla açılış törenlerinde Milli Birlik Komitesine yöneltilen nâ- zik ve titizlikle hazırlanmış salvo a- teşi başlamış oldu. Toraman aynen Şöyle dedi: "— Bu müstesna günde gözlerimiz gayrı ihtiyari bir boşluğa takılmak- tadır. Şimdiye kadar bizlerden feda- kârlıklarını esirgemiyen bâzı hocala- rımızın yokluğu bizleri üzmektedir. Onların hatıralarını Tİ şükranla yâdetmeği bir vazife biliri Tezahürat ve alkış infilâkı, lâci- vert kıyafete bürünmüş usun boylu, esmer ve yakışıklı Toraman daha sö-, zünü bitirmeden vukua geldi. Mani- dar bir şekilde dakikalarca sürdü. Mill Birlik Komitesi üyelerinden Esin ve Erkanlı önlerine baktılar. Türkeş hiç renk vermeden donmuşcasına dim dik duruyordu. Solmazer de Tulga ile birlikte bir müddet tezahürat ve alkışa katılmaktan kendini alamadı. Hâdise, Milli Birlik Komitesi âzaları- na açlış törenlerini bir hafta gecik- türen ve daha birçok karışıklıklara sebep veren 115 sayılı kanunun Üni- YURTTA OLUP BİTENLER versite içinde yarattığı tepkiyi ma- hallinda kavramaları bakımından sa- yılmakla bitmez faydalar sağladı. Mikrofonun başından çekildikten sonra Toraman, Onara bir buket tak- dim etti, elini öptü. Daha sonra kürsüye gelen Onar, tasfiye hareketinden sonra hazırladı- ğı anlaşılan ilk takririni verdi. Aka- demik konuşmasının başına, "Top- lumların hayatında müesseselerin ha- yati rolü" serlevhası (o konulabilirdi. Hocaların Hocası cılız, yeknesak bir ses ve ders verir edayla konuştu. Sa- lonu hıncahınç dolduran kalabalığın içinde en dikkatli dinleyici Türkeşti. Onar, sağ kulağı sol elle göstermek- ten de çetrefil bir yoldan tasfiye hare- ketinden bahsetti, fakat dehşetli iz- dihamdan anlıyan pek olmadı. Onar, fevkalâde temkinli davrana- rak öğretim üyelerinin yetişmelerinin ve Üniversitelerin müesseseleşmesi- nin ne kadar güç olduğunu delillerle ortaya koydu. Müesseselerimizin dı- şarıdaki itibarı üzerinde husule geti- rilebilecek ( sarsıntıların her zaman titizlikle gözönünde bulundurulması- nın zaruretine işaret etti, Onara göre müesseselerimizi yıkmak değil, ayak- tatutmanın ve işletmenin yolunu ara- mak mecburiyetindeydik. Bu âdeta bir binanın, mimari eserin restore e- dilmesi gibiydi. Böyle bir restoras- yon, esere verilen kıymet ve ehem- miyet nisbetinde muvaffak olurdu. Eser ve kıymeti inkâr edilir, parçala- rının ehemmiyeti takdir edilmezse or- taya eski, tarih! ve kıymetli bir eser yerine yem fakat köksüz, değersiz bir eser çıkardı. Gene Onara göre zaten ihtiyacı Öğrenciler üniversite bahçesinde Açılış hazırlığı